Ya benimsin ya toprağın!

Bilirsiniz, bizim meşhur kamyon arkası yazılarımız vardır. Aracın şoförü, aşkının ne kadar tutkulu, ne kadar vazgeçilmez olduğunu cümle aleme göstermek için “ya benimsin ya toprağın” yazar kocaman yazılarla.
İlk anda, bunun derin sevda ve tutkulu bir aşk içeren yazı olduğu düşünülse de, gerçek olan bu sözün ancak hastalıklı bir zihinden çıkacak kelimeler olduğudur.
Hatta daha da ötesi, cinayet işlemeye hazır bir insanın adeta kendini ihbar etmesi gibidir.
***
Gazete sayfalarında, haber sitelerinde gün geçmiyor ki içinde şiddet barındıran bir olaya rastlamayalım. Hayvana, doğaya karşı işlenen katliamlar, en sonunda sportif faaliyetlerin yapıldığı alanlara kadar inen şiddet olaylarının en başında da artarak devam eden kadın cinayetleri geliyor.
Bir bakıyorsunuz sabahın erken saatlerinde işe giden bir kadın ateşli silahla kimliği belirsiz biri tarafından başından vuruluyor, bir bakıyorsunuz poşete sarılı kadın cesedi çıkıyor bir yerlerden...
***
Gözü dönmüş bir baba kızını, cinnet geçiren bir koca hamile eşini delik deşik olana kadar gözü dönmüş vaziyette bıçaklıyor.
Birlikte yaşadığı kadını ve kızlarını acımasızca öldürüp “ben öldürmedim, uzaylılar öldürdü” diyecek kadar aklını yitirmiş, ehliyet bile verilmemesi gereken insanların silah taşıması ve gerekli önlemlerin alınamaması da apayrı bir trajedi.
***
Geriye öldürülen kadının mutlu günlerinden kalma, ışıl ışıl bir gülümse ile çekilmiş bir fotoğrafının altında şu haberi okuyoruz; “Eşi / boşandığı / boşanmak üzere olduğu erkek tarafından öldürüldü!”
Yaşanmış ve bitmiş bir hayatın hikayesi bu iki kare...
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun verilerinde, bu yılın Ocak ayında 31 kadın cinayeti ve 21 şüpheli kadın cinayeti yer aldı.
Şubat ayında ise, 36 kadın cinayeti ve 17 şüpheli kadın cinayeti olduğu kayıtlara geçti.
Platform, kendilerine başvuran kadınların yüzde 42’sinin evli oldukları erkekler tarafından şiddete uğrayan kadınlardan oluştuğunu, yüzde 32’sinin ise boşanma aşamasında olanlardan olduğunu açıkladı.
***
Benim doğduğum yerde güzel bulunan bir şey için “kadın” kelimesi kullanılırdı. Örneğin; Şık bir kıyafet giydiğinizde, iltifat amaçlı “çok kadın olmuşsun” derlerdi. İlk duyduğumda çok tuhaf gelmişti. Kadın kelimesinin etimolojik kökenini araştırdığımda da, kadın kelimesinin “güzel” anlamında değerlendirildiği bir döneme rastlayamadım.
Bu işlenen cinayetleri okudukça hep aklıma geliyor; Kadınlarımız, yani bir anlamda hayatın güzellikleri yok oluyor.
Evliliğini bitiren / bitirmek isteyen kadın ne yazık ki bu hastalıklı kişiler sebebiyle düşlediği huzurlu bir hayatı kuramıyor. Birlikte olmayı reddettiği erkek tarafından “ya benimsin ya toprağın” diyerek hayattan koparılıyor.
***
Bu kadar şiddetin var olduğu bir yerde sorunun kökeni, sosyal yaşam, ekonomik sorunlar ve eğitim gibi birçok alanda sorgulanabilir.
Nitekim, Almanya doğumlu Amerikalı antropolog, sosyal felsefeci, tarihçi ve psikanalist Erich Fromm da, “insan davranışı üzerinde içkin dürtülerin değil de asıl sosyal ve ekonomik etmenlerin önemli etkisi olduğuna” değiniyordu sevgiye dair yazılarında.
Fromm, “özgürlükten kaçış” kitabında, özgürlükten korkan modern insanın otoriterliğe, konformizme veya yıkıcılığa kaçıp sığındığını ileri sürerek şu sonuca varıyordu. “yıkıcılık yaşanmamış hayatın sonucudur.”
***
“Sevme sanatı” kitabında da saygı içermeyen sevginin zorbalığa dönüşebileceğini ifade eder.”Saygı, diğer kişinin olduğu gibi büyüyüp gelişmesine duyulan ilgi anlamına gelir. Böylece saygı, sömürünün yokluğunun kanıtıdır. Ben sevdiğim insana hizmet için değil, kendi istediğince, dilediği gibi büyüyüp gelişmesini isterim.
Saygının ancak ben bağımsızlaşmayı başarmışsam, eğer birisini sömürüp hükmüm altına almadan koltuk değneksiz ayakta durabiliyor, yürüyebiliyorsam, işte o zaman gerçekleşeceği açıktır. Saygı ancak özgürlüğün temelleri üzerinde var olabilir. Sevgi özgürlüğün çocuğudur. O asla zorbalığın çocuğu olamaz!”
Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Sevim Güney Arşivi