Hatıran yeter...

Gün içinde kendimi bir kahve ile şımartayım dedim ve ocağın başına geçtim. O arada youtube’da dinlemekte olduğum bir haber kanalı reklama girmiş. Bir şarkı sesi geliyor. Aa, hoşuma gitti, ben de söylemeye başladım. Gülden Karaböcek’in sesinden “Hatıran Yeter” şarkısı çalıyordu.
Gayriihtiyari kafamı çevirdim. Bir de ne göreyim? Hastanede yeni doğmuş bir bebek, etrafta sevinçten gözü yaşlı insanlar falan. Hastane dediysem de şehir hastanesi yani...
***
1994-2024 yılları arasında “Eski Türkiye” ve “Yeni Türkiye” diye bir reklam filmi çekilmiş. Yapılan metrolar gösteriliyor, eskiden sokaklardaki çöp yığınlarını, evlere bidonlarla taşınan suları, doğalgaz gelmeden önce solunan kirli havayı nasıl düzelttiklerini anlatıyor film.
Şarkı devam ediyor; “Unutmak mümkün mü böyle bir aşkı? Bir gün gitsen bile hatıran yeter.”
Bu şarkı ile de Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bu benim son seçimim” lafına da bir vurgu yapılmış adeta.
***
Ancak reklam filminde 2018 yılında nikah masasına oturan çiftin elinde, nikah cüzdanı ile beraber bir hediye çeki var. Çekte şu yazıyor; “İhtiyaç sahiplerine çeyiz hediyesi”...
Bu çekle beraber yorum yaparsak eğer, o yıllarda ne kadar ihtiyaç sahibi vardı, şimdi ne kadar diye sorası geliyor insanın!
Üstelik şu an verilecek hiçbir çek, evlenmek isteyen gençlerin ihtiyaçlarını gideremeyecek halde. (Laf aramızda, çift kişilik bir yatağın fiyatı 50 bin lira şu anda)
***
Ve reklam filmi bitiyor. En son karede, “R.Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkan Adayı. İstanbul emin ellere” yazısı ile beraber kendi fotoğrafı yer alıyor.
Şarkı devam ediyor; “Bilinmez neleri getirir zaman, bilinmez neleri götürür zaman. Aşk bir hatıradır maziden kalan. Bir gün gitsen bile hatıran yeter...”
***
Et kuyruklarını, pide kuyruklarını düşünüyorum. Pazar dağılınca, akşam karanlığında, sağlam kalan sebzeleri, meyveleri çöplerden ayıranları düşünüyorum. Övündükleri sağlık sisteminde bir yıl sonraya verilen randevuları, felaketlerde telefon numaralarına yollanan iban numaralarını düşünüyorum. Dışarda bir yemeği dahi yiyemeyen gençleri, tatil yapmayı bırak, otobüs parası yüzünden memleketini ziyarete gidemeyenleri düşünüyorum.
“Hatırası yetecek!” gibi...
***
Rubato’nun şarkısı bunun üzerine iyi gider diyerek açıyorum sesi; “Sabır mı kaldı can tükendi bir yerde, hep sen mi haklısın, olduğun yerde. Benim sana verdiğim fedalar bir yerde, vedalar bir yerde. Sen tükendin, ben tükendim, zulüm müydü neydi derdin? Bunca acıyı verdin. Kör müydün neydin?”
***
Sabrın sonu neresi?
Bu seçim bir yerel seçimden çok, adeta genel seçim havasında geçiyor. Bütün devlet erkanı şu sıralarda meydanlarda. İçişleri bakanı, vali, kaymakam, sağlık bakanından tutun da, diyanete kadar...
Cumhurbaşkanı gittiği her ilde AKP adayı Murat Kurum’a oy istiyor. Aslında hepimizin anladığı gibi tüm bunlar İstanbul adaylarına zarar veriyor. Her neyse, zaten şunun şurasında kaç gün kaldı?
Aksaray’da yapılan miting de Recep Tayyip Erdoğan “Yüksek enflasyon ortamında ne verirsek verelim kuyu misali kaybolup gidiyor. Önce enflasyonu kontrol altına alalım. Allahın izniyle bunu başaracak programa ve kararlılığa sahibiz” dedi ve ekledi; “Hep birlikte sabırlı olacağız.”
***
“Tükendi nakdi ömrüm, dilde sermayem bir ah kaldı / Derun-i derdimi lokmana gösterdim / Dedi eyvah bu derdin defunine çare / Elimde bir keşkül, başımda bir külah / O da bana sermaye kaldı.”
Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Sevim Güney Arşivi