Ceketimizi de assak kazanırız devri bitti

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, seçim çalışmaları sebebiyle Çanakkale İlinin Ayvacık/ Küçükkuyu Beldesini ziyaret etti.

“Rantçı değil, Halkçı belediyecilik” sloganı ile yola çıkan Türkiye İşçi Partisinin buradaki Belediye Başkan adayı, Handan Demiralp. Bir siyasi partinin Genel Başkanının bir ili, ilçeyi ziyaret edeceği duyurulduğu zaman, az çok nasıl bir gelişi olacağını, nasıl karşılanacağını tahmin edersiniz. Genel Başkanın seyahat ettiği ve bereberinde eşlik eden araçların hepsi lüks araçlar olur. Korumaları yanlarındadır.

erkan-bas.webp

Koruması yok!

Genel Başkan Erkan Baş’ın koruması yok. Lüks bir araçla değil, normal standartlara sahip insanların alabileceği bir araçla geldi. Üzerinde mavi bir gömlek, kot pantolon, siyah bir deri ceket vardı. Geçmişte iktidara yakın çevrelerin “Sosyalist Başkanın üzerinde kapitalist kazak” başlıkları ile eleştirdikleri başkana espri ile sordum; “Sayın Başkan, gömleğiniz marka mı?” Gayet mütevazı bir şekilde ceketini açarak “markası yok ya!” diyerek gösterdi ve güldü.

(Keşke bir kazak yerine, büyük şeylerin hesabını sorabilenler çoğalsaydı! diye düşünüyor insan elbette)

Gördüğü, geçtiği yerlerde herkesle selamlaştı, tokalaştı.

Bileğinde iki adet marteniçka vardı.

Oldukça enerjik. Konuşurken hararetli, insanlarla diyaloğu sırasında sakin ve saygılı.

erkan-bas-3.webp

Kimse kusura bakmasın!

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, kendisini dikkatle dinleyen halka şöyle seslendi; “Bu insanlar bizden başkasına oy vermez diyerek, ceketimizi assak oy kazanırız” diyenlere ağızlarının payını vereceğiz. Kimse kusura bakmasın. Ceketin yeri gardroptur. Ceketle belediye yönetilmez.”

İktidar partisinin tek adam rejimini eleştiren Erkan Baş, düzen siyasetine karşı olduklarını belirterek, Türkiye’de yeni bir yönetim anlayışıyla, halkla beraber şeffaf bir yönetim anlayışını benimseyeceklerini ifade etti.

“Biz Tayyip Erdoğan’ın boyuna posuna kilosuna karşı değiliz ki? Zihniyetine karşıyız. Ben gidersem ülke yıkılır anlayışına karşıyız. Kendisini ülkeden daha önemli görmesine karşıyız. Şimdi biz Tayyip Erdoğan ile mücadele ederken küçük Tayyip Erdoğan’lara boyun eğecek halimiz de yok” dedi.

İnsan hayal kurar

“Benim hayatta en gurur duyduğum şey şu. Galiba 10 binin üzerinde belediye meclis adayımız var. Yüzlerce belediye başkanı adayımız var. Bakın, bir tanesine bu hırsızdır diye çamur atılamaz. Bu yolsuzluk yapar diye çamur da atılamadı!

Arkadaşlarımız için söylenen tek şey var. O da “çok iyi insan ama hayal kuruyor.”

İnsan olmak hayal kurmakla başlar. İnsan hayal kurar ve kurduğu hayalin gerçek olması için mücadele eder.

Kabul ediyoruz. Biz hayalci insanların partisiyiz. Biz ülkemize hayal kurdurmak istiyoruz. Biz onların hayalini bile kuramadıkları şeyleri gerçek yapmak için mücadele ediyoruz.”

erkan-bas-4.webp
Erkan Baş

Takip edilecek

Türkiye İşçi Partisinin yönetimini devraldığı belediyelerin tümünün Türkiye’de ve dünyada örnek belediyeler olmak için yarışacağını ifade eden Erkan Baş, “belediyeleri halkın katılımıyla, akılla, bilimle yöneteceğiz. Bizim öyle büyük binalar, mega projelerimiz yok. Açıkça ifade ediyoruz. Eğer siz herhangi bir belediyede halkın katılımıyla şeffaf bir belediyecilik yapıyorsanız orada hırsızlık olmaz. Yolsuzluk olmaz. Orada eşi dostu akrabayı zengin etmek olmaz. Bakın bunlar bütün projelerden önemlidir. “İllerde / beldelerde başkanlık edecek tüm adayları, 24 saat boyunca yurttaşlar tarafından takip edilebilecek, hesap sorulabilecek, hesap sorulduğunda da cevap vermeyi baştan kabul eden arkadaşlarımızdan seçtik” diyen Erkan Baş,“TİP’in bir dönem yönettiği belediyeyi bir daha ki dönem de zaten rahat kazanacağımızı düşünüyoruz. Çünkü biz öyle iyi yöneteceğiz ki, halkın büyük çoğunluğu yine TİP yönetsin diyecek” dedi.

BİZ HER YERDE SOLCUYUZ

“İlkemiz siyaset, net siyaset!” diyen TİP Genel Başkanı, “Seçim kazanmak için ne gerekiyorsa onu yapar anlayış, Türkiye’de sağcılığı, piyasacılığı güçlendiren bir anlayıştır.

Biz bir yerde alternatif olarak ortaya çıktığımızda bir umut, heyecan yarattığımızda bazı arkadaşlar solcu olduklarını hatırlıyorlar. Mesela, ben partimizin iddialı olduğu yerlere gidiyorum. Eğer orada rakibimiz AKP, MHP ise sorun yok. Ama orada diyelim ki demokratik güçler arasında bir yarış varsa, CHP’lilerle yarış varsa, hemen Deniz Gezmiş, Mahir Çayan...

Ya arkadaş! Onlar bizi gördüğünüzde neden aklınıza geliyor?

Burada Deniz, Mahir diyorsun, Ankara’da Türkeş, Konya’da Erbakan, Sivas’ta Muhsin Yazıcıoğlu diyorsun.

Altılı masada ittifak yaptığında kendi dışında bütün sağcıları topluyorsun ama bizim karşımıza gelince Deniz, Mahir diyorsun.

Arkadaşlar! Sağcıyla sağcı, solcuyla solcu olarak siyaset yapılmaz.

Biz Edirne’de de solcuyuz, Şırnakta’da, Artvin’de, Muğlada’da, Çanakkale’de, Konya’da, Kayseri’de, Bayburt’ta, Gümüşhane’de de, her yerde solcuyuz.

EĞİLİP BÜKÜLMEYE GEREK VAR MI?

AKP’nin, eğitim açısından ülkeye büyük zararlar verdiğinden, gençlerin ümitsiz ve gelecekten umutsuz olduklarından bahseden Erkan Baş, laik bir ülkede özgür düşünebilen, özgür yurttaşların oylarına talip olduklarını belirterek; “Burası laik bir ülke. Tarikatlardan oy alacağım diye eğilip bükülmeye gerek var mı? Çok net söylüyorum. Herhangi bir tarikat şeyhinin emriyle bize oy veren arkadaşım, bize oy verme! Biz onların oylarını istemiyoruz. Elinizi vicdanınıza koyun. Bütün partiler bunu dese, tarikatların siyaset üzerinde egemenliği kalır mı?”

“Türkiye İşçi Partisi olarak bugün istediğimiz güçte değiliz ama biz hayallerimiz için mücadele ediyoruz. Kimse merak etmesin, ayağımızı yere sağlam basıyoruz. Aklımıza güveniyoruz, bilime güveniyoruz. Yüreğimize güveniyoruz. Bu ülkenin halkına güveniyoruz.

Belki de bütün partilerle aramızdaki fark bu.

Diğer bütün partilere dikkat edin. Hepsi ben ben ben...diyor. Oysa bütün benlerden daha yüksek biz diye bir şey var.

O yüzden kollektif üretime, halkın katılımıyla yönetime, şeffaf bir yönetime, bu ülkenin buna ihtiyacı olduğuna inanan kardeşler, arkadaşlar bize oy vermelidir diyoruz.

MEMLEKETTE YOKSUL BIRAKMAYACAĞIZ!

“Şimdi bütün Türkiye’yi geziyoruz. 22 yıldır berbat bir iktidar tarafından yönetilmesine rağmen bu ülkenin hala batmamış olması, size bir şey göstermiyor mu? Biz o kadar zengin bir ülkeyiz ki, o kadar imkanı olan bir ülkeyiz ki, yeter ki bu imkanlar halk için, yurttaşlar için, kamunun çıkarları için kullanılsın. Bunu yapmanın yolu da katılımcı ve şeffaf bir yönetim anlayışıdır.

Yollarda diğer belediye başkan adaylarına denk geldikçe izliyorum. Çok garip! Hemen hemen hepsi şunu söylüyor¸“Biz sosyal belediyecilik yapacağız.

Ne yapacaksın, sosyal belediyecilik? “Yoksula yardım edeceğiz.”

Bir tek biz şunu söylüyoruz. Biz memlekette yoksul bırakmayacağız.

Onlar istiyorlar ki, halkın bir kesimi hep yoksul kalsın. El açıp sadaka istesin. Onlar da sırça köşklerinden, zaten bizden topladıkları paralardan istedikleri kadar sadaka versinler. Yoksullarda bunlara hayır duası etsin ki, günahlarının bir kısmı affedilsin. Onların günahlarını affedecek bir yardım mekanizması yok. O kadar büyük günahlar, suçlar işlediler ki, hiç yok!

TİP olarak diyoruz ki, el açıp bunlardan para istemeye gerek yok.

Biz beş parmak gibiyiz. Farklıyız, renkliyiz. Bu beş parmağı yumruk gibi sıktığımızda hepimiz hakkımız olanı alırız. Ben sizi hakkınız olanı almaya çağırıyorum.

Umarım 1 Nisan sabahı kahkahalarla uyanırsınız. O mutlu günde birlikte olmak dileğiyle, sevgiyle kalın.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Sevim Güney Arşivi