Hiç birşey olmasa da kesin bir şeyler oluyor!

Ortalıkta öyle bir kalitesizlik bir güvensizlik var ki sormayın gitsin! Aldığımız gıda ve tüketim malzemelerini bir hafta sonra aynı fiyata alamadığımız gibi, üstüne üstlük fiyatlar arttıkça paketlerin gramajı ile oynanıyor. Fiyatlar artıyor, ama paketlerde gramajlar düşürülüp, ucuz satılıyor algısı oluşturuluyor. Denetim menetim hak getire!
***
Mesela; tuvalet kağıdı veya havlu kağıt alacağız. Ortasındaki yuvarlak kartonun çapını bir büyüttüler, içinden emekleyerek bir bebek geçebilir sanki...Üstüne üstlük zar gibi kağıtlar. Alım gücü azalınca ne yapacaklar başka? Yoksa lüks tüketime girdi onlar, kağıt ürünü falan alamayacağız. Diş macunu, diş fırçası, temizlik malzemeleri fiyatlarının etiketlerine bakınca insan düşünmüyor değil! Boğazımızdan mı keseceğiz, temizliğimizden mi?
***
Geçenlerde çöp poşeti aldım. Tek poşetle taşıyamadım, yırtıldı gitti. İki poşetle idareten konteynıra kadar götürebildim. Poşet demişken; hani yeni sene ile birlikte paralı poşete geçtik ya, buna asla bir itirazım yok, çevre için çok önemli elbet. Gelişmiş ülkelerde bu uygulama zaten yıllardır var. Ancak standart yok! Büyük marketlerin paralı sattığı poşetler hala markalı, delik ve incecik! Yıllar önce gittiğim bir yurt dışı gezisinden aldığım ve hala sapasağlam kullanabildiğim poşet ile kıyaslamaya kalktım da, halimize üzüldüm. Bu uygulamayı getirenler, acaba ne zaman bu işin standartını belirleyecek, merakla bekliyorum.
***
Alışveriş şeklimiz bile değişti son yıllarda. Kendi kendimize yaşamaya çalışıyoruz. Markete giriyoruz, dakikalarca paket inceliyoruz. Pazara gidiyoruz, ürünün nereli olduğunu araştırıyoruz. Yerli mi, yabancı mı? Nerde üretildi, içeriğinde sağlıksız bir takviye gıda var mı? Bunlar bizim işimiz mi? 
***
Cebimizdeki para günden güne erirken, bir de bu kalitesizlik ile mücadele ediyoruz. Hani birinin bir sözü vardı;”Ucuz mal alacak kadar zengin değilim”der. Bu tavsiyeden yola çıkarak, iyi bir markanın iç çamaşırlarını deneyeyim dedim. Demesine dedim de, ikinci kullanımda dikişler sökülmeye başladı. Artık işin ayıp, yazık kısmında değilim çünkü o aşamayı geçtik! 
***
Velhasıl, rahatsızlık verici bir boyutta  kalitesizlik ve umursamazlık söz konusu. Yoksullaşıyoruz! Bir gecede sigaraya 3 lira birden zam geliyor, sarma tütüne başladık. Benzin fiyatını takip edemez olduk. Günlük şişe sütü 3.5 lira gibi bir fiyata satın alırken bir iki hafta içinde 7.75 liraya fırladı.(uzun zamandır almadım, belki daha sonrada artmış olabilir.)
Hadi diyelim millet simitle çayla idare etsin. Yanında peynir derseniz vay ki vay!Kilosu 35 liranın altında peynir kalmadı.
***
Kısacası;aldığımız nefesi bile mümkün olsa para ile satacaklar. Sizi bilmem ama, ben bu kadar şey yaşarken”Onca sarayımız var, düşmana inat 1071 mertekare daha yapacağız”diyerek böbürlenemiyorum.”Varsın olsun, ben donsuz da gezerim, yeter ki köprülerimiz, yollarımız, saraylarımız çoğalsın”derseniz, eh o zaman yapacak birşey yok.
Hiç birşey olmasada kesin birşeyler oluyor bu ülkede!
Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi