İhya etmek için ilim imha etmek için cehalet

6 Şubat’ta yaşanan deprem sonrası gördüklerimiz çok can yakıcı oldu. Depreme hiçte hazırlıklı olmadığımız yüzümüze bir tokat gibi çarptı. Ne binalarımız depreme hazır ne de deprem sonrası yapılması gerekenler konusunda hazırız. Maalesef ki ne ilçelerin yöneticileri ne illerin yöneticileri ne de ülke yöneticileri deprem olursa en kötü senaryo ne olur üzerine düşünüp her hangi bir plan yapmamışlar. İşte bu organizasyon ve plan eksikliği nedeniyle enkaz altında kalan pek çok insanımız yardım gelinceye kadar moloz yığınları altında kaldı. Anladık ki her il, ilçe deprem sonrası ilk müdahale de bulunmak üzere kendi ekiplerini oluşturmalı. İlk 72 saat çok mühim ve bu zamanı yardım bekleyip dua ederek geçiremeyiz.

Şimdi yapmamız gereken can havliyle İstanbul’da yaşanacak deprem için bir an önce hazırlık çalışmalarına başlamak olmalı. Depremden zarar görmemek için yapılması gereken en hayati çalışmanın depreme dayanıksız binaların bir önce boşaltılıp depreme dayanıklı binalar inşa etmek olduğunu biliyorum ama 1999 depreminden bu yana bu çalışmaları yapmak için çok zaman kaybettik. Şimdi milyonlarca binayı boşaltıp yeni binalar inşa etmek uzun vadede yapılacak çalışmalar ancak bizim o kadar zamanımız olmayabilir. Çünkü biliyoruz ki deprem her an olabilir bu nedenle yarın deprem olacakmış gibi düşünüp hazırlanmayız. 6 Şubat Depremi sonrası en acil ihtiyaçların neler olduğunu çok can yakıcı şekilde gördük. Anladık ki her ilçe hatta mahalle de eğitimli arama kurtarma ekipleri olmalı. Pek çok insanımız tüm iyi niyetleriyle gönüllü olarak arama kurtarma çalışmalarına katılmak için deprem bölgesine gitti fakat arama kurtarma ile alakalı bir eğitimleri olmadığı için zarar vereceklerini düşünerek etkin biçimde fayda sağlayamadı. Anladık ki her işin başı eğitim ve bizim arama kurtarma konusunda eğitimli insanlara ihtiyacımız var. Geçen hafta yapılan Çatalca Belediye Meclis Toplantısı’nda Başkan Mesut Üner AFAD yetkilileri ile görüştüklerini ve 30 kişilik bir ekip hazırlayıp bu ekibe profesyonel eğitim verileceğini açıkladı. Fakat bu 30 kişilik ekip Çatalca için mahalleri de düşünürsek ne yazık ki yeterli değil. Eğer bu 30 kişi eğitim sonrası eğitim verecek yetkinliğe sahip olacaksa Çatalca’da daha fazla kişiye eğitim verilerek kişi sayısı arttırılmalı. Halkı da işin içine dahil ederek bu anlamda bilinçli ve eğitimli insan sayımızı çoğaltmalıyız.

Çatalca’yı baz alarak soruyorum olası İstanbul Depremi için diğer ilçeler de arama kurtarma çalışmalarını gerçekleştirmek için gerekli iş makinesi ve diğer aletlere sahip miyiz? Arama kurtarmada kullanılacak makine ve aletler belirlenip en kısa sürede edinilmeli. Deprem anında yaşanan sorunların başında gelen bir diğer sıkıntı ne yazık ki iletişimdi. Maalesef ki tüm GSM operatörleri hizmet veremedi ve iletişim çöktü. O nedenle kurumlar iletişim sağlamak için mutlaka telsiz sistemini kurmalı ve çalışır hale getirilmeli. Daha öncede dile getirdiğim gibi apartmanların, sitelerin, okulların, kamu kuruluşlarının kapılarına toplanma alanlarının haritaları asılmalı. Çatalca Merkez’de bildiğim kadarıyla helikopter inebileceği bir alan yok, böyle bir alan mutlaka oluşturulmalı. Gerekli olduğu vakit her hangi bir kargaşa yaşanmaması için kurulacak çadırlar için alanlar belirlenmeli. Yaşanan deprem sonrası gördük ki çadır, ısıtıcı ve seyyar tuvalet sıkıntısı çok büyüktü. Ve yine gördük ki Çatalca kendi çadırını, sobasını üretecek durumda, vakit kaybetmeden çadır, soba üretmeli ve seyyar tuvalet ihtiyacını karşılayacak şekilde stoklamalıyız. Kimseye muhtaç olmamak için kendimize yetecek duruma gelmeliyiz. Ve Çatalca’nın değerli halkı gösterdi ki her zaman yardıma ve dayanışmaya hazır. Stoklayabileceğimiz yorgan, battaniye, hijyen ürünleri gibi dayanıklı pek çok ürünü halkımızın da katkılarıyla stoklayabiliriz. Bu konuda Çatalca Belediyesi’ne ve Çatalca Kaymakamlığı’na büyük görevler düşüyor. İhtiyaçları en kısa sürede belirleyip, deprem anında sistemli bir şekilde organize olmak için çalışmaları planlamak gerektiğini düşünüyorum. Çatalca Halkı da her zaman olduğu gibi duyarlılığıyla sizlere elinden gelen desteği verecektir. Yeter ki sizler halkı doğru şekilde bilgilendirin ve çalışmalarınıza dahil edin. Çök kapan önemli fakat asıl gerekli olan ve hayat kurtaracak hazırlıklar bunlar olmalı. Anladık ki çök kapan tutun yapıp hayatta kalanlara gerekli yardım kısa sürece ulaştırılamayınca enkaz altınca çok acı şeklide can verdiler. Üzülerek yazıyorum ki İstanbul Depremi’nin vereceği hasar uzmanların görüşüne göre çok daha büyük olacak. Yıllardır çarpık ve dikey yapılaşmaya müsaade edilerek ihanet edilen İstanbul, bu ihanetin hesabını hepimizden soracak. İstanbul Depremi olduğu vakit pek çok ilçeye, mahalleye yardım ulaşması mümkün olmayacak. Herkes kendi yaşadığı ilçeye sahip çıkmalı ve yalnız kalacağını bilerek önlemlerini en kötü senaryoyu düşünerek almalı. Kaderimizi ancak işinin ehli kişilerle istişare ederek iyi bir planlama, doğru organize olma, halkı deprem konusunda bilinçli ve hazır hale getirerek değiştirebiliriz.

O nedenle kısa vadede yapabileceğimiz hazırlıklara bir an önce başlamalıyız. Çadır, soba, su, jeneratör, iş makinesi, arama kurtarma ekipleri, seyyar tuvaletler, battaniyeler, hijyen ürünleri, giyim eşyaları stoklanabilir ihtiyaç olan ürünlerin stoklanması, telsiz sisteminin kurulması gibi çalışmalar depremden zarar görmemizi önlemez ama deprem sonrası yaraları sarmaya ve müdahale etmeye çok büyük katkı sağlayacaktır. Depremde ölmek kader değil eğer bu kader olsaydı Japonya’da canlı insan kalmazdı. Ülkemiz deprem bölgesi ve bizim yapmamız gereken insana değer verip çalıp çırpmaktan vazgeçip depreme dayanıklı sağlam binalar inşa etmek ve inşaat sektörünü bir an önce denetleyip bu işi eğitimli ve mesleğinde yetkin insanların ellerine teslim etmek olmalı. Bu düzen böyle gitmez. Düzen yeniden kurulmalı en başta eğitimli ve bilime önem veren ahlaklı bir toplum olmalıyız. Neden ahlaklı diyorum iş ahlakı olmayıp, sadece kar amacıyla iş gören kişilerin yaptığı binalar binlerce insana mezar oldu. Necip Fazıl Kısakürek’in dediği gibi “İhya etmek için ne kadar ilim lazımsa, imha için de o kadar cehalet kafidir”.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Savaş Atak Arşivi