Jet sosyete, Kadın ve Börü

Televizyon ile tek irtibatım Kelime Oyunu ve bir iki yarışma programından ibaret. Hadi bir değişiklik olsun, yabancı dizilere biraz ara vereyim, çok izlenen yapımlardan bir iki tane izleyeyim dedim ve internetten izledim. TV’den izlemeye kalksan 2 saatlik dizi çıkıyor 4 saate. Zaman kıymetli ve TV başında geçirilecek her fazladan süreye yazık. 
Bunlardan ilki sevdiğim, kitaplarını okuduğum, filmlerini izlediğim Gülse Birsel’in yeni dizisi Jet Sosyete oldu. Ancak, Gülse Birsel beni hayal kırıklığına uğrattı.
***
Eğlenceli dizi diye çekilen bu filmde hiç gülmedim, gülümsemedim, hatta üzüldüm. Bu kadar mı katledilir bir dil? Cengiz adı olmuş “Caaangız”. Bu kadar mı şive kullanılır? Üstelik buna şive bile diyemiyorum, çünkü böyle bir yöresel aksan yok! Şimdi iki güne kalmadan bu insanların taklitleri dolacak ortalığa. “Caangızz” diye seslenenler falan!
Yıllar önce yazdığı ve TV ekranlarında sevilerek takip edilen Avrupa Yakası, çok izlenen ve sevilen yapımlar arasındaydı. Fakat daha başlarda, ilk bölümlerdeyken yarıda bıraktım ve devam etmedim. Selin diye bir karakter çıktı (Evrim Akın), yaya yaya cümle kuran, kelimeleri katleden o karakter, gençlik arasında taklit edile edile, konuşma dilimizde bir sürü hasar meydana getirdi. “Dönceeeem ben sana”, “Yaaaaneeee”, “ooolduuuu” gibi.... O gün bu gündür, ağzını yayarak konuşan bir nesil oluştu. Nesini sevdiler anlamadım ama hala da devam         etmekte...
***
Aynı şey, jet sosyetede de değişmemiş! İlk bölümü zar zor bitirdim, ikinci bölüme geçtim ve yarısında son verdim. Çünkü devam edebilmem için alt yazıya ihtiyaç hissettim. Düşünün ki aynı dili kullanıyoruz, benim ülkemde ve benim dilimde çekilmiş bu dizi ve altyazı olmadan bir dizi izleyeceğim! Nerdee? Zaten “bip, biiip”, bir de kelimeleri anlamayınca, koptum gittim...
Türkçeyi katletmeden güzel şeyler yapılamaz mı? Biz izleyici olarak konuşmadaki bozukluğa değil, konunun esprilerine odaklıyız. Epeyce dizi izliyorum, film izliyorum, dilin bu kadar bozulduğuna tanık olmadım. Lütfen, artık Türkçe’yi Türkçe gibi kullanın. Gülmemiz için dilimizin bozulması gerekmiyor.
***
Dizide neler oluyor, izlediğim (ziyan olan saatlerim) 2 saatlik ilk bölüm ve belli bir dakikadan sonra son verdiğim ikinci bölümünden anladığım kadarını yazayım; çaycılık ve getir götür işleri yapan eleman şirkete genel müdür yapılıyor. Doğal olarakta aile, gecekondudan jet sosyeteye hızlıca bir giriş yapıyor. Şirket sahibinin eşi, eski top modellerden biri. Bu rolü, Gülse Birsel oynuyor. Şirkette çalışan bir gey var ve gey her zaman ifade edildiği gibi gösteriliyor. Oysa, farklı cinsel kimlikte olanın mutlaka kırıtması gerekmiyor. İçinde, eşcinsel, transseksüel, gey olan onlarca film ve dizi izledim hiçbirinin cinsel kimliğini bu kadar bağırdığını görmedim! 
***
Daha sonra başka bir dizi izleyeyim dedim. Bizden olsun, benim ülkemin insanından olsun diyerekten. “Kadın” diye çok izlenen bir dizi var. Başrolde oynayan oyuncuyu da çok beğenirim bu arada. Aman allahım! Diziyi gözyaşları içinde izliyorum. Koca ölmüş, entrika bol, gencecik bir  kadın iki çocukla Tarlabaşı'nda bir evde aç sefil sürünüyor. Sonra amansız bir hastalığa yakalanıyor. Annesi terketmiş, babası ölmüş. Allah'tan üvey baba sağlam adam, bunlara sahip çıkmaya çalışıyor. Dünyam karardı, hüngür hüngür ağlıyorum, kahroldum yeminle... Evde yangın çıkıyor, aç yatıyorlar. İşveren eziyet ediyor, psikopat kızkardeşi sürekli kuyu kazıyor. Apartman komşularından biri pavyonlarda şarkı söylüyor. Şarkıcının bir erkek arkadaşı var, biraz mafyavari ve peşini bırakmıyor.
Yani sevgili dostlar, size “şu yerli yapım var, güzel olmuş bakın” diyemiyorum.
***
Son bir şans daha vereyim kendime diyerek, Börü dizisine bakayım dedim. Yönetmeni, Cem Özüduru, Can Emre. Yazarı; Alper Çağlar. 
Dizi, 6 bölüm olarak yayınlanacak. Bölümler bittikten sonra sinema filmi olarak, 2018 sonbaharında vizyona girecek. Dizinin henüz birinci bölümü yayınlanmış. O nedenle şimdiden yorum yapmak zor. Ancak, oldukça kaliteli bir çekim olduğunu söyleyebilirim.
Polis Özel Harekat’ın seçilmiş kişilerden oluşan timi, Börü. Diyarbakır’da başlıyor. Balyoz davası, Atatürk ve diğer terör örgütleri ile ilgili konuşmalar sıkça geçiyor. Gerçek olaylardan esinlenilmiş. Bazı sahneler tam yerinde çekilmiş. Esenyurt’un gökyüzüne kadar yükselen binaları arasında!
Bir İstanbul Masalı dizisinden tanıdığımız Ahu Türkpençe’de rol almış. Börü; Orta Asya Mitolojisinden alınmış bir ad. “Sürüyü koruyan ama sürüden sonsuza kadar uzakta durması gereken kurt”. Bakalım ilerleyen günlerde nasıl gelişecek?
Yerli dizilerimiz böyle işte. Dizilerimizden ülkemizin dertlerini anlamak mümkün değil mi? 
***
Sevgiyle kalın 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi