Kömürün karasına bulandık

Yine maden ocağında patlıma, yine yitip giden canlar, yine eşini kaybedenler, babasını kaybedenler, evladını kaybedenler, yine acı ve gözyaşı…

Hepimiz üzüldük, canımız yandı ve her zamanki sosyal medya kömürün karasına bulandı canımızı paylaştığımız mesajlarla dile getirdik. Ve ertesi gün kaldığımız yerden hayatlarımıza devam ettik. Ancak kaldıkları yerden devam edemeyen, ateşin düştüğü ve hiç sönmeyeceği 41 hane, hayatını kaybeden kırk bir insan ve kaybettiklerinin acısı hiç dinmeyecek geride bıraktıkları eşleri, çocukları, anaları, babaları… Kaderleri böyleymiş diyemeyeceğim günümüz teknolojik şartlarında işi kaderciliğe dökemeyeceğim ne yazık ki. Aynı sebeplerden dolayı bu kaçıncı acı ve gerekli tedbirleri almak, olası kazaları öngörmek için daha kaç can feda edilmeli? Tüm haber kanalları, sosyal medya araçları, gazeteler yine maden kazasını anlatıyor. Bilirkişiler televizyonlar da kazanın nedenini, sorumlularını konuşuyor her zaman ki gibi sadece konuşuluyor. Kimileri iktidardakilere ver yansın ediyor kimileri muhalefete yürüyor ancak çözüm nedir, ne ders çıkardık, şimdi ne yapılacak, geride kalanlar ne olacak cevapları bilinmeyen pek çok soru akıllarda, günlerce bu acı olay konuşulur, üzerinden zaman zaman yine kirli siyaset yapılır sonra da konu unutulur gider.

Asıl unutamayanlar, acıyla çaresizlikle baş başa kalanlar ne olacak? Ailelere ulaştınız acılarını paylaştınız, sabırlar dilediniz. Bitmiyor Allah sabrını verecek tabi ama sadece sabır dileyip, iyi dileklerde bulunmak yaraları sarmıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı psikososyal destek ekiplerini derhal bölgeye intikal ettirmiş ama bu destek nereye kadar. Belki belirli bir miktarda maddi destek vereceksiniz ancak neye yarar? Sevdiklerinin kaybına mı yanacaklar yoksa gidenin derdini bırakıp baş başa kaldıkları geçim derdine mi düşecekler? O aileler hayatlarına nasıl devam edecekler? Verilen maddi destek ve psikososyal destek hayat boyu devam edecek mi? Çünkü o insanların acıları ömür boyu dinmeyecek. Artık günümüz teknolojik şartlarında bu facialar bu acılar yakışmıyor. Bilim bu kadar ilerlemişken bu tedbirsizlik, insan hayatının bu kadar ucuz sayılması ve değersizliği kabul edilir gibi değil. Cumhuriyet tarihinden bu yanan yaşanan en büyük maden kazası olan 301 kişinin canından olduğu Soma Faciasının üzerinden çok uzun yıllar geçmiş değil.

Soma faciasından sonra maden ocaklarında ne gibi önlemler alındı, maden ocaklarının denetimleri yapıldı mı, tekrar bu acı olaylarla karşılaşmamak için nasıl çözümler üretildi? Mesele olay gerçekleştikten sonra sorumlularını aramak ya da neden kaynaklandığını bulmak değil ne yazık ki mesele suçlamak ya da suçluyu bulmakta değil asıl mesele alın teri dökerek yerin metrelerce altında çalışan insanların güvenli şekilde çalışmalarını sağlayabilmek, canlarını güvence altına almak. Toplum olarak yapabildiğimiz şey yaşanan olayları kadere bağlamak, ecel geldiyse bir bahanesi olacak deyip kabullenmek ve bir daha yaşanmaması için dua edip, umut etmek. Bizler inancımız gereği insanlara hizmet Allah’a hizmet anlamına geldiği bilicine sahipsek bu anlayış pratik hayatta davranışlarımıza yansıdığında kendimizin ve başkalarının can ve mal güvenlerinin sağlanmış olmasının temel alınması öncelik değil midir?

Bu üzücü olayda hayatını kaybeden 41 vatandaşımıza Allah’tan rahmet, geride kalan ailelerine ve sevenlerine sabırlar diliyorum. Sonrada bizlerin canımızı emanet ettiğimiz hizmet sevdalısı büyüklerimize de gerekli tedbir ve çözümleri zamanında üretmeleri için Allah’tan akıl, fikir ve zihin açıklığı diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Savaş Atak Arşivi