Lapa lapa zam yağıyor

GERÇEKTEN inanılır gibi değil. Ülkemin her yerinde lapa lapa zam yağıyor Dostlar. Ekonomi Nebati bakanın gözlerindeki ışıltıda kaldı. Altın işi döviz işi derken üzerine bir de Ukrayna operasyonu geldi. Bakın bu ülke kaynakları herkese yeterdi. Neyzen Tevfik'in de dediği gibi "Ekmek herkese yetecekti aslında. Tarlaya karga dadandı, ambara fare, fırına hırsız, memlekete harami." Ancak birde şu var ki "Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk" o yüzden anlaşamıyoruz. Hizmeti de lütuf gibi sunmaktan artık  vazgeçin. Bu ülke kendine gene de yeter. Ama iradeyi ortaya koyacak bir siyaset gerekli.
 

Enflasyon üç hane oldu


Bugünkü iktidar acıdır ki aklımızla dalga geçiyor. Yapmayın. Kimseye yalan söylemenin bir getirisi yok. Hani faiz inince, enflasyon düşecekti.Türkiye'de enflasyon üç haneye çıktı. Türkiye, 28 yıl aradan sonra tekrar üç haneli enflasyonla karşılaştı. Dünyada enflasyonu üç haneli olan bir tane ülke var, o da Venezuela; şu anda hiçbir ödeme kabiliyeti olmayan, yani bir anlamda dünyaya borcunu ödeyemeyen bir ülke maalesef. Türkiye’nin ligi burası oldu, üç haneli enflasyon. Beyler dar gelirlinin enflasyonu yüzde 95 an itibarıyla. Daha Mart ayındayız .Yıllık enflasyona bakar mısınız.. ENAG: Yüzde 123,80 TÜİK: Yüzde 54,44. Bu arada Türkiye, akaryakıt enflasyonunda yüzde 110,3'lük oranla Avrupa'da açık ara zirvede yer aldı. Yüzde 35,4'lük akaryakıt enflasyonuyla Bulgaristan ikinci olurken, İrlanda yüzde 34,3'lük oranla üçüncü oldu. Norveç, yüzde 17,1'lik artışla bu alanda son sırada yer aldı.200 Liralık banknot, 2009'da tedavüle girdiğinde; 66 Litre benzin alınıyordu. Bugün 10 Litre. AKP yaptı, herkes baktı. Enflasyon oranları; Fransa: yüzde 2,8Almanya: yüzde 5,1Avrupa Ortalaması : yüzde 5,8, Amerika : yüzde 7,5 sıkı durun TÜİK ile resmi rakamla Türkiye: yüzde 54,4.Sonuç "Şerefsizim bizi kıskanıyorlar" işte bu kadar...
 

Mazot yirmi lira
Her gün yeni zamlarla uyanıyoruz. Geçen yıl 7 lira olan mazot 20 liraya dayandı. Daha kötüsü olmaz artık dedikçe daha kötüsü oluyor. Sabır. Hep bu siyasi parti ye kızıp dururuz Peki 20 yıldır hep aynı partiye oy verenler ve yine seçim zamanı aynı partiye "Aman canım yanlış yapsada yolsuzluk yapsada önemli degil ,çaldı ama iş yaptı yol yaptı, bizim partimiz " diyerek oy verenlerin hiçmi kabahati yok.Şimdi "AKP Yol yaptı diyenler", o  yollarda kullanacak arabayı bulamıyor, Hadi buldu diyelim içine koyacak benzin parası bulamıyor, Bulanlar da "ben hep 50 liralık aliyorum "diyor. Sırası gelmişken AKP'liler hala en ucuz benzin Türkiye'de diyorlar. Beyin yakan rakamlarını yüzlerine vurayım belki utanırlar. Benzin ve Mazot 20 lira olmuş. AKP'li Cahit Özkan; "Benzin ve mazotu en ucuza satan ülke Türkiye’dir'diyor. " Valllahi Cahit Beyin yüreğin yetiyorsa bunu TBMM'de değilde,gel sokakta söyle. Nasıl bir vicdanınız var? Zamlar değil de kurşun gibi sözleriniz, alaycı tavrınız milletin zoruna gidiyor. 1 Ocak’tan bu yana 10 kez zam gelen benzin fiyatı, 2 ayda yüzde 50.6 arttı. Türkiye’de asgari ücretle 226 litre benzin alınabilirken Almanya’da 890, İtalya’da 884 litre alınıyor. Sıkça öne sürülen İngiltere'de ise asgari ücretle çalışan birisi, 1 saat çalışarak 6 litreden fazla benzin alabiliyor. Türkiye'de asgari ücret saatlik yaklaşık 25 lira civarında. Türkiye'de benzin fiyatlarını hesaba kattığımızda ancak 1.3 litre civarında bir benzin alabiliyor Türkiye'deki bir işçi. Bunu mukayese ettiğinizde benzin nerede daha ucuz? Satın alım gücü nerede daha fazla bunu iyi anlamak lazım. AKP'li arkadaşların gerçekten bir matematik dersi almaya, hesaplarını doğru düzgün yapmaya ihtiyaçları var.

 

El yakan fiyatlar
Bakın son zammın ardından benzinin litre fiyatı yaklaşık olarak İstanbul'da 17,98 TL'den 18,67 TL'ye, Ankara 18,08 TL'den 18,77 TL'ye, İzmir'de 18,10 TL'den 18,79 TL'ye yükseldi. Geçen sene Mart ayında Benzin: 7,08 TL/LT Motorin : 6,46 TL/LT idi. Bugün itibarıyla gaz yağının fiyatı bile 18.73 lira oldu. Motorin 19.79 TL/LT-19.76 TL/LT .Fuel oil 15.26 11.92 Kalotirfer yakıtı 17.09. Görüpte utanan olur diye yazdım. Bir de "gözlerimde ışıltıya bakın" diyenlerin gözlerine sokmak lazım bunları dostlar.

 

Tarımı bitirdiniz
Ülkemde mazot 20 lira olmuş tarım mı kaldı? Mahsüller tarlada ölüyor artık. Biz Rusya'dan Meksika'dan buğday mercimek ithal eder hale geldik. Toprağa tohum atsan ürün çıkacak  ülkemin haline bak. Çiftçi şimdi ağlıyor.Mazot alamıyoruz.  Çiftçilik yapamıyoruz diye. Korkarım seneye kıtlık olacak hepimiz ağlayacağız. Diyeceklerim bu kadar.
Bakın Dostlar; Akıllı, dürüst, çalışkan, insan haklarına ve adalete önem veren bir iktidar olsa dolar şimdilerde en fazla 5 TL olurdu. Dolayısıyla dünya piyasalarında petrol artmış olsa da bu kur sayesinde mazot 20 TL değil 7 TL civarında bulunurdu. Çektiğimiz sıkıntıların çoğu kötü yönetimden.

 

Kontak çevirmek servet oldu


25 Şubat’ta Benzine 1 lira 61 kuruş Mazota 1 lira 51 kuruş zam yaptı. Üç gün sonra 28 Şubat’ta Mazot fiyatını 96 kuruş, Benzin fiyatını da 23 kuruş indirdi. Ama LPG fiyatına da 33 kuruş bindirdi. 1 Mart’ta LPG’ye 61 kuruş daha zam yaptı. 2 Mart’ta Benzine 88 kuruş, mazota 1 lira 51 kuruş zam yaptı. Ertesi gün 3 Mart’ta Benzine 53 kuruş, Mazota da 1 lira 33 kuruş zam daha yaptı. İndir bindir derken, Bir haftada; 17 liranın altındaki benzin fiyatı 19 liranın üstüne çıktı, Litresi 17 lira olan mazot 19 liraya yükseldi, Fukaranın yakacağı LPG’nin litresi 11 liraya dayandı.
Arabası olan için artık kontak çevirmek bir servet. İnsanlar korkudan dışarı çıkamıyor, Arabasını evin camından seyrediyor. Eskiden “Ben hep 50 liralık alıyorumcular” vardı. 50 lirayla ibre oynamayınca “Ben hep 100 liralık alıyoruma” döndüler. Şimdi artık 100 liralık benzin de Yakıt lambasını söndürmüyor.

 

Dalga geçiyorlar


Benzini en ucuza kullanan ülke diyerek Millet ile adeta dalga geçen yetkililere son bir kıyaslama daha yapalım; Almanyada Mazot: 1,90 Euro=29,30 TL Türkiyede Mazot: 20 TL. Almanyada Asgari ücret: 1650 Euro= 25 Bin 410 TL. Türkiyede Asgari ücret: 4250 TL. Hesap ortada ama dersiniz ki yol yaptık. Şu anda alabilene ortalama bir araba 500 bin lira,Ortalama bir ev 1 milyon lira, Mazot 20 lira, salatalık 30 lira.. Haydi o zaman halaya Dostlar..  Gerçek bu. Gerisi hikaye. Yok mu bu ekonomiyi düzeltecek aklı başında bir insan? Cidden yeter artık .
Üretici enflasyonu yüzde 105’le 1995 yılının Mart ayından bu yana, ilk kez üç haneye çıktı.Bu Hükümet sayesinde 30 yaş altı gençlerimiz de Üç haneli enflasyonla tanıştı. Bunda daha Ukrayna-Rusya savaşının etkileri yok. Ama ay ortasından itibaren Temel gıda maddeleri üzerindeki KDV’nin, Yüzde 1’e indirilmesinin etkisi var. Sarayın Model diye millete yutturmaya kalktığı, Kur korumalı mevduat pansumanı ile “Cari açığı düşürerek enflasyonla mücadele” safsatası iflas etti. Rekorlar kıran dış açıkla, Arşa çıkan hayat pahalılığıyla, Kuyruklarla, Çıkma meyve-sebze peşinde koşan Artık isyan edip fatura yakan vatandaşların görüntüleriyle İlk rauntta nakavt oldu.


 

KORONADA DENETİMSİZ SERBESTLİK


Sağlık Bakanlığı uzun süredir beklenen açıklamasını yaparak hala günde 200'ün üzerinde can alan ortalama günde 60 bin kişinin enfeksiyon kaptığı Corona virüsünü yok saydı. Aldığı kararla Corona'da denetimsiz serbestlik dönemi başlatıldı. Peki buna bilim adamları hekimler, TTB neler dedi? Buna bakalım ki bu satırların sahibi olarak bunların altına imzamı atarım dostlar.
Öncelikle hatırlatma dozu oranı yaklaşık %30, günlük ortalama vaka sayısı 60 binin, ölümler ise 200'ün üzerinde iken Sağlık Bakanlığı'nın #COVID19 pandemisine ilişkin aldığı kararların dayandığı epidemiyolojik ölçütler nelerdir? onu bir sorgulamak gerek. Bilime dayanmayan kararlar risk grubunu yıkıma götürebilir.
Bakın bu salgınla mücadelede yeni bir yol deniyoruz: Önlemsiz dönem. 3. doz aşılama oranımız yüzde 32, aktif vaka sayımız (bulaştırma potansiyeli olan kişi sayısı) 616.964. Günlük vaka sayımız 60.000. Tarama testi yapmadığımız için vakaların ancak yüzde 10’unu saptayabiliyoruz. Salgının neresindeyiz, kimse bilemez.Önlemleri azaltan ülkeler vaka sayısında ciddi azalmaya ve aşılama oranının yüksekliğine güveniyor (Hollanda gibi) veya yanlış yapıyor (İngiltere gibi). Umalım denk gelsin ve iyi olsun.


 

OMİCRON İÇİN 3 DOZ AŞILANMAK LAZIM


Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, 25 milyon civarındaki 3'üncü doz aşılama oranının çok düşük olduğunu belirterek, "Omicron'dan şu anda 2 doz aşılanma ile korunmuyor. En az 3 doz aşılanmak lazım" dedi.
Maalesef önceden 2 doz aşılama önemliydi; ama Omicron’dan şu anda 2 doz aşılanma ile korunmuyor. Bu açık bir şekilde gösterildi. En az 3 doz aşılanmak lazım. Biz zaten baştan inaktif aşıyla başlayarak işleri biraz karıştırdık. Çünkü görünen o ki o inaktif aşıları yok sayıp yeniden 3 doz aşılama önermeye başladık insanlara. Burada ayrıca insanlara ‘yazın bu iş bitecek’ düşüncesi empoze edildiği için insanlar da ‘salgının bitmesine birkaç ay kaldı’ diye düşünüyorlar. Bundan dolayı aşılamayı yeniden artırmak son derece zor. Bu güne kadar bunda aşı karşıtları ve aşı kararsızlarının da etkisi çok büyüktü. Devletin yeteri kadar onlara tavır göstermemesi de etkiliydi; ama şu anda o etki çok geri planda kaldı ve ayrıca yine şu anda halka ‘olumlu olsun’ diye verilen mesajlar aşılamanın geri kalmasına sebep oldu. Bunlar da resmi ağızlardan geldiği zaman halkın üzerinde etkisi büyük oluyor. Bundan dolayı yeniden o aşılama hızını yakalamak mümkün değil.

Sampiyon karnabahar


İTO verilerine göre, 2022 Şubat'ta İstanbul'da fiyatı en fazla artan ürün yüzde 106,86 ile karnabahar oldu. Bu ürünü aylık yüzde 81 zamlanan kabak, yüzde 54 zamlanan domates izledi. Şubatta fiyatı en fazla azalan ürün ise battaniye oldu. Arka arkaya gelen zamlar resmen başımızı döndürdü. Kabul etmek gerekir ki bütün dünyada enflasyon var fakat bizim gibi kimse gizlemiyor. Bizde TÜİK enflasyonu ile  gerçek arasında  yüzde 100 fark var iyi mi!
Markete, pazara, mağazaya gittiğimizde karşımıza çıkan ve hayatımızı cehenneme çeviren;40 liralık patlıcan, 3 liralık ekmek, 5 liralık poğaça, 700 liralık elektrik, 900 liralık doğalgaz faturası, litresi 20 liralara yaklaşan benzin-mazot, 10 bin liralık ortalama kira, 5–10 milyonların havalarda uçuştuğu konut fiyatları ile gerçek enflasyon bu.  Ama  TÜİK enflasyonu yüzde 50 Gerçek yüzde 150. Her ay yüzde 100 fakirleşiyoruz yani. Orta gelirin yok olması, yoksulluk sınırının 15 bin liranın üstüne çıkması, Asgari Ücretin yılın daha ilk iki ayında 4 bin 550 lira olan açlık sınırının altında kalması şaşırtıcı mı?

 

Kriz kapıda


Rusya’nın, Azak Denizi üzerinden Türkiye’ye ait 15 geminin çıkışına izin vermemesi üzerine yağ stoklarının son durumu ile ilgili Ticaret Bakanlığı’na yazı yazarak dikkat çeken Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği, ilgili yazıda açıkladığı stok durumuyla yeni bir günden oluşturdu. Ayçiçek tedarikinde yaşanabilecek sorunları aktaran yazının ardından gözler sıvı yağ fiyatlarına çevrildi.
Bir aylık stok kaldı
Rusya ve Ukrayna arasına süren savaş, dünya piyasalarını etkiledi. Buğday fiyatlarında gerçekleşen artışın ardından gözler sıvıyağ fiyatlarına çevrildi. Ukrayna’da süren savaş nedeniyle Ayçiçek yağında arz tehlikesiyle karşı karşıya olan Türkiye’de Ayçiçek yağı stokları sıkıntılı bir duruma geldi.Savaş yüzünden ham ayçiçeği yağının tonu 1400 dolardan 2 bin doların üzerine çıkmış ve tehlikenin sinyallerini vermeye başlamıştı. En son Rusya’nın Azak Denizi’ndeki Türkiye’ye ait olan ve yağ taşıyan yaklaşık 15 geminin çıkışına izin vermemesi sorunu kriz boyutuna taşıdı.
Azak Denizi’nde çıkışına izin verilmeyen gemilerin getirilmemesi durumunda Türkiye’nin yağsız kalabileceğini vurgulayan Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği, şuan stoklarda en fazla Mart sonu, Nisan ortasına yetecek kadar yağ kaldığını belirtti. Rusya’nın ithalat gemilerine izin vermemesi durumunda yağ konusunda büyük sorunlar yaşanabileceğinin altını çizen dernek temsilcileri, Dışişleri Bakanlığı’nın ve Rusya Büyükelçiliği’nin nezdinde acil bir girişimde bulunması gerektiğini belirtti.


 

ÇİFTÇİ ESNAF PERİŞAN


Çiftçi traktörüne mazot koyup tarlasına gidemiyor. Gitse de tarlasına gübre atamıyor. Çiftçiyi bir başına bırakan hükümet, Elin çiftçisinden pahalıya aldığı buğdayı fırıncıya ucuza veriyor. Destek elin çiftçisine gidiyor. Esnaf derseniz o da perişan. Siftah edemediği dükkânının kepengini indiriyor. Asgari ücretlinin ücretinin, Memurun maaşının, Emeklinin aylığının alım gücü, Daha ikinci ayda geçen yılın altına düştü. Enflasyon azdı, İşsizlik düşmedi, Dış ticaret açığı artıyor.
Erzrumlunun fıkrası gibi ülkeyiz
Ülkenin vaziyeti, Erzurumlu esnafın fıkrası gibi; “Deftere bakıyorsun hac farz olmuş Kasaya bakıyorsun zekâta muhtaç” Peki, çalışan büyümediyse, Çiftçi büyümediyse, Emekçi büyümediyse, Esnaf büyümediyse kim büyüdü? Bu büyüme kime yaradı? Cevap yine TÜİK’in makyajlı rakamlarında, Son iki yılda; Emeğiyle çalışanların Milli Gelirden aldığı pay 5 puana yakın düşmüş, Sermayenin aldığı pay ise 5 puandan fazla artmış. Yani yüzde 11 büyüme, Emekçinin cebinden almış, Zengini daha da zengin etmiş. Milletin yediği ekmekten, içtiği sudan Yaktığı elektrikten, benzinden mazottan vergiyi alıyorlar. Hayat pahalılığı her geçen gün artıyor. Zam artık zam değil, Zulme dönüştü.
Milletin alım gücü çakıldı. AKP 20 yıl önce işbaşına geldiğinde, Enflasyonu son 20 yılın en düşük seviyesine indiren ciddi bir programı kucağında bulmuştu. 20 yıl yönetti. 2002 de işbaşına geldiğinde yüzde 29,75 olan tüketici enflasyonu, bugün yüzde 54,44 O da TÜİK’in makyajıyla. Bağımsız iktisatçıların bulduğu tüketici enflasyonu ise yüzde 123,8. 2002 sonunda yüzde 30,84 olan üretici enflasyonu da Bugün yüzde 105’e çıkmış durumda.
Tüketici enflasyonu son 20 yılın, üretici enflasyonu da son 27 yılın en yüksek seviyesinde. Yeni asgari ücret iki ayda açlık sınırının altına düştü. Emeklinin aylığına, memurun maaşına yapılan zam eridi gitti. Memura ilk altı ayda yüzde 7,5 zam yapılmıştı. Ama ilk iki ayda gerçekleşen enflasyon yüzde 16,45 oldu. Dahası bunlar maalesef iyi günlerimiz…

Vergi sıfırlandı


Tonu 1400 dolar olan yağ fiyatlarının uluslararası piyasalarda 2000 doların üzerine tırmanması, Türkiye’deki yağ fiyatlarında nasıl bir değişim olacağı konusunu gündeme getirdi. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği, yaşanan son durumun ardından ham madde bulamama noktasına gelinmiş olmasını fiyat endişesinin önüne geçtiğini vurguladı. Yağ fiyatlarının uluslararası piyasada fiyat artışına maruz kalması karşısında çaresiz kalan Yağ Sanayicileri, fiyatların 2 bin doları geçmesi durumunun iç piyasayı da olumsuz etkileyeceğini ve ayçiçeği yağının büyük zam göreceğini belirtti. Rusya-Ukrayna savaşının uzaması, ülkemize ciddi bir fatura çıkaracak. Ukrayna’daki savaş, İkincil etkileri hariç, şu haliyle ülkemize asgari 30-40 milyar dolar arasında, Bir fatura çıkaracak gibi görünüyor. Diğer taraftan,faizi emirle düşürme saplantısının yarattığı döviz krizini kontrol etmek için Aralık ayının sonunda başlatılan, Kur Korumalı Mevduat uygulamasından da ciddi bir maliyet gelecek. “Her derde deva” diye millete yutturulmak istenen, bu uygulama geçmişte ekonomiyi batıran Dövize Çevrilebilir Mevduata rahmet okutacak. Kur korumalı mevduatlarda ilk vadeler Mart ayı sonunda dolacak. Bu dönemde kurun 14,5 lira olması durumunda, garanti ve vergi indirimleri nedeniyle, devletin dolayısıyla da milletimizin sırtına, 33 milyar liralık bir ek yük gelecek. Fakirin aldığı ekmekte ödediği vergi, Bir avuç zenginin parasına verilen döviz garantisine gidecek.
 

Ters ayakta yakalandık


Türkiye, Ukrayna’daki savaşa ekonomisi buhrandayken yakalandı. Hafta başında açıklanan büyüme verilerine göre; 2013 yılında 958 milyar dolar olan milli gelirimiz, 2021 yılında 803 milyar dolara düştü. Başkanlık sisteminden bu yana Milli gelirimiz 155 milyar dolar erimiş. Bu dönemde, Kişi başına düşen milli gelirimiz ise 3 bin 43 dolar azalarak, 9 bin 539 dolara gerilemiş. Ama TÜİK verilerine göre Türkiye, 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 11 büyümüş. Tabeladaki büyüme oranı şahane. Ama milletimiz perişan. Ucuz ekmek kuyrukları, ucuz yağ kuyrukları, Benzin-mazot kuyrukları Fizan’a uzanıyor. Millet elektrik faturalarını yakıyor. Vatandaş pahalılıktan pazara gidemiyor. Pazarcı tezgâh açamıyor.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi