Liyakatsizlik bir durum...

Üniversite bitiren gençler devletin kurumlarına girebilmek için KPSS’ye tabi tutulurken Gazi Meclis çatısı altında 81 milyonu temsil edecek olan milletvekillerinin birçoğunun bırakın sınav ve mülakata tabi tutulmayı, liyakatine bakılmaksızın sırf partisine yaptığı yüklü maddi bağışla milletvekili olmasının önünün açıldığı bir ülkede İyi Parti Milletvekilini öldürmek istercesine atılan yumruğu pek de yadırgamamak gerekir diye düşünüyorum.

İşin asıl garip olan tarafı da AK Partili Zafer Işık’ın İYİ Partili Hüseyin Örs'e yumruk atması ve Sayın Örs’ün “kardiyo şok tedavisi uygulanarak” hayata geri döndürülüyor olmasına Meclis Başkanı Sayın Mustafa Şentop’un 4 milyon 993 bin 479 oy almış bir partinin milletvekiline yumruk atan kişiyi adam öldürmeye tam teşebbüsten işlem yapılması için yargıya sevk etmek yerine içtüzüğün 163'üncü maddesi uyarınca Meclis'ten geçici olarak iki birleşim çıkarma cezası için oylamaya sunuyor olmasıydı.

Oysaki liyakat ilkesi ile işe layık olanın, işin yapılabilmesi için gerekli olan özellikleri bünyesinde barındıranın ön plana çıkması için çaba sarf edilmesi gerekirken, günümüzde liyakat dışı uygulamaların varlığı layık olmayanın, işin gerektirdiği niteliklere sahip olmayanın da devletin ön saflarında yer almasına imkân sunuyordu.

Kısaca ön tekerlek nereye giderse arka teker de oraya gider misaliydi güzel ülkemin sahte diplomalıları.

Adamın varsa diplomanda ODTÜ, Boğaziçi ya da Namık Kemal Üniversitesi yazmasının hiçbir önemi yoktu. Kaldı ki daha ön tekerin hangi okuldan mezun olduğunu ya da diplomasının gerçek mi yoksa sahte mi olduğunu bilmezken. Yüce Türk yargısının 81 milyonu kandıran veya sahte diploma ile meclis çatısı altında milletvekilliği yapan, yetmedi Cumhurbaşkanı başdanışmanı görevine getirilen, o da yetmedi Vakıfbank yönetim kurulu üyeliğine getirilen AKP’li milli güreşçiyi değil de Çerkezköy Devlet Hastanesi'nde kendisini 'pratisyen hekim' olarak tanıtan kişi ve Aksaray Üniversitesinde doçentlik belgesinin sahte olduğu iddiasıyla hakkında 'Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına sebebiyet vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık' suçuna 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası veriyor olması biraz garipti.

Elbette liyakatsizliği sadece meclisle sınırlandırmak haksızlık olurdu. Çünkü bu ülke KPSS sınavından yüksek puan alıp mülakatta elenen gençlerin yerine KPSS sınavda başarısız olup mülakatla zorla liyakat yüklenip (bazılarının) Öğretmen ve Polis yapıldığına, Hukuk Fakültesini bitirip Avukatlık dahi yapamayacak insanlara zorla liyakat yükleyip (bazılarının) savcı ve hâkim yapıldığına gerek Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ve gerekse bugün sıkça şahit olmuştuk.

Elbette liyakatsizliğe verilecek örnekleri daha da çoğaltabilirdik.

Mesela; üniversitelere atanan liyakatsiz bazı öğretim üyeleri, dekan ve rektörler. Ki buna verilebilecek en güzel örnek Ak Partiden milletvekili aday adayı olmuş Sayın Melih Bulu’nun dünya çapında kabul gören Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atanması gibi.

Ve bir diğer örnek de “üniversitelerin çevresindeki yapılar fuhuş yuvasına dönüyor” açıklaması ile sansasyon yaratan ve dönemin YÖK Başkanı Yekta Saraç’ın “Evlatlarımızın okuduğu üniversitelerimizin, zikretmeye bile hicap duyduğumuz mekânlara benzetilmesi ve çok çirkin ifadelerin kullanılması asla kabul edilemez” diyerek hakkında soruşturma açılan Sakarya Üniversitesi Öğretim üyesi Profesör Ebubekir Sofuoğlu idi. Ve bugün o aynı profesör iyi partili vekile yumruk atan AKP Milletvekili için sosyal medya paylaşımında “Adamın dibiymiş Zafer Işık anlayana anladığı dilden konuşmuş. Bu bir ecdat geleneğidir, elleri dert görmesin. Müslüman, yeri ve zamanına göre hareket etmesini iyi bilendir. Pısırıklar, Zafer Bey kardeşimin bu adam gibi tavrını görsün de örnek alsın İnşallah…” ifadeleri liyakatin, bilgi ve zekânın ne denli önemli olduğunu görmek için yetecektir.

Eğer bu ülkede bir milli Eğitim Bakanı ve Adalet Bakanı var ise şiddeti öven ve yaptığı açıklama ile 7 milyon 829 bin 148 üniversite öğrencisini töhmet altında bırakan bu şahsın elinden akademik kimliğinin alınarak hukuk önünde hesap vermesini ve çocuklardan uzak tutulması sağlanmalıdır.

Yanılmıyorsam Ebubekir Sofuoğlu AKP milletvekilinin attığı bu yumruğu Osmanlı tokadına benzetmeye çalışmış. Ve yine yanılmıyorsam bu profesör de fesli dedesi Kadir Mısırlıoğlu gibi Cumhuriyetin 7 düvelle birlikte içimizdeki mandalara attığı tokadın anlatıldığı sayfayı işine gelmediği için okumamıştı. Yoksa İngiliz malaya gemisiyle kaçan dedesinin sattığı toprakları geri almak için daha ağzında annesinden emdiği süt kokan 13 ve 15 yaşındaki çocukların attığı tokadın daha tesirli olduğunu bilirdi.

Saygılarımla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Sönmez Arşivi

40+1!

25 Kasım 2023 Cumartesi 00:01