Selvi Sarıtaç

Selvi Sarıtaç

Milleti tamamen unuttular

Şimdi, masasından çalınan peynirin, yumurtanın, pirincin, şekerin, işsiz evlatlarımızın çalınan geleceklerinin hesabını, sandıkta sormaya hazırlanmaktadır. Milletimiz kendini unutan, halini görmeyen, “Benim için varsa yoksa sarayımın beslemeleri, Sarayımın yanaşmaları, Sarayımın beşli çeteleri” diyenlerden bunun hesabını sormak için, sandığı sabırsızlıkla beklemektedir. Milletimiz bunların gözünde de yoktur, gönlünde de yoktur. Giderayak yaptıkları her iş, bunu açıkça göstermektedir. Bu güzel ülkemiz, bereketli topraklar üzerinde 4,5 saatlik uçuş mesafesinde 1,5 milyarlık nüfusa, 58 ülkeye ve 21 trilyon 500 milyar dolarlık bir pazara erişim imkânına sahip. Bu özellikle son Covid19 krizinden sonra dağılan arz zincirleri çerçevesinde değerlendirildiğinde çok büyük bir avantaj. Yine taşı sıksa, suyunu çıkaracak gençlerimizle, dünyanın her yerinde iş yapabilecek, ter döken, ihracatçılarımız ve iş insanlarımızla, aslında ülkemiz çok önemli üstünlüklere sahip. Ülkemizin çok büyük bir potansiyeli var. Geleceği parlak. Yeter ki kral değil, kural ile yönetilsin. Yeter ki kibir değil, tevazu ile yönetilsin. Yeter ki kutuplaştırarak değil, kucaklaştırarak yönetilsin. Yeter ki “Her şeyi bir tek ben bilirim” diyerek değil, istişareyle yönetilsin.

Halimizin mizahı ve izahı 
Son olarak bir durum tespiti yapalım istedim. Bir anonim yazı bu. Ama Büyük çoğunluğu acı da ülkemizin ve bizim gerçeklerimizi yansıtıyor. Bakalım bunlar neler hep birlikte görelim Dost
lar...Yalancı halk, yalansız siyasetçi istiyor. Tembel öğretmen, çalışkan öğrenci istiyor. Zina yapmış genç, el değmemiş kız istiyor. Sahtekar amir, dürüst memur istiyor. Domuz eti yemeyiz ama ondan daha büyük günah olan faizi yeriz. Çalışmak istemeyiz ama çok zengin olalım isteriz.İnsanlar tarafından sevilmek isteriz ama biz kimseyi sevmeyiz. Bakıyoruz, görmüyoruz. İşitiyoruz, duymuyoruz. Dokunuyoruz, hissetmiyoruz. 

Çok konuşuyoruz, az iş yapıyoruz
Çok iş yapanlara söz vermiyoruz. Yenildiğimizde kaybettiğimizi düşünüyoruz. Duymayacak kadar kör, görmeyecek kadar sağırız. Dirilişi Ayet ve Hadislerden değil, dizilerden bekliyoruz. Tarihin öznesi değil nesnesi oluyoruz. Kahraman bekliyor, kahraman olmuyoruz. Ölümlüyüz ama ölümsüz gibi yaşıyoruz.“Gelin birlik olalım” deriz ama gidip birlik olmaya razı olmayız. Faizi biz alır, zinayı biz yapar, kumarı biz oynar, çocuğu biz döver, eşimize biz bağırırız ama suçu siyonizme atarız. Okumayız ; Okumayız ama milletin cahilliğinden bahsederiz. Günah işlememek için değil, tekrar işlemek için tövbe ediyoruz. Bilgimiz yok ama fikrimiz çok. Dünyada yaşıyoruz ama cennet rahatlığı bekliyoruz. Cehennem’in var olduğunu söylüyoruz ama yokmuş gibi yaşıyoruz. Artan hastahanelerle beraber hastalıklarımızda arttı. Artan adalet saraylarımızla beraber adalet arayışımızda arttı. Artan iletişim cihazlarımızla beraber insanlarla iletişimimiz azaldı. Artan paralarımızla beraber infakımız azaldı. Kendi hocamıza asrın en iyi hocası muamelesini yapıyoruz ama başkası aynı şeyi yapınca ona kızıyoruz.İçkinin sarhoş ettiğinden daha fazla dünyanın sarhoş ettiğinin farkına varmıyoruz. Kendimizden, evimizden önce dünyayı değiştirmeye çalışıyoruz. Başımızı kapatıyoruz ama diğer yerlerimizi açıyoruz.Karımıza bakılmasın istiyoruz ama biz başkalarının eşine veya kızına bakıyoruz. Örtünüyoruz ama daha fazla görünmek için. Giyiniyoruz ama çıplak olan taraflarımız daha fazla.Evleniyoruz ama boşanmak için.Okuyoruz ama diploma için. Seviyoruz ama karşılık bekliyoruz.Namaz kılıyoruz ama kötülükten geri durmuyoruz. Oruç tutuyoruz ama sadece midemizle. Zekat veriyoruz ama başa kakmasıyla.Hac yapıyoruz ama turistlik bir seyahat gibi. Kelimei Şehadet getiriyoruz ama sadece dilimizle. Dini,kültür; ahlakı, bilgi olarak görüyoruz ama toplumun dört dörtlük olmasını istiyoruz. Her şeyi biz yapıyoruz. Suçu şeytana atıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selvi Sarıtaç Arşivi