Cumhuriyete küsülmez!

Haydi Türkiye, 28 Mayıs'ta sandık başına gidelim, demokrasi için oyumuzu verelim, 28 Mayıs'ta boş vermeyelim, Koy vermeyelim, oy verelim. "Bu aslında pazarnamesidir Kadıköy Salıpazarı'nda; “Allı verelim, morlu verelim. Açıksa koyuverelim abla” derler. Türkiye'nin dönüm noktası olan seçimin ilk turu yapıldı. Yine şaibeler, itirazlar çalınan oylar vs arasında yeni TBMM şekillendi. Şekillenmeyen bu ülkeyi kimin yöneteceği oldu. 28 Mayıs'ta bir kez daha sandık başına giderek oy vereceğiz. Nelere mi derseniz daha sonra anlatacağiım.Önceliğim şu anda herkesin sandık başına mutlak ve mutlak gitmesidir.Görevimiz oy kullanmak. Demokrasiden ve Cumhuriyetten umudunuzu kesmeyin.Milyonlarca insan ilk seçimde oy kullanmadı. Bu seçmenin ikinci tur için de oy kullanmama eğilimi var. Oy kullanmak istemeyenlerin bir kısmı, ‘Bir tek benim oyumla mı, ne olacaksa olacak’ diyor. Bu çok anlamsız bir düşünce. Tabii ki her bir oy önemli. Herkes ‘Bir tek benim oyumla mı’ derse, milyonlarca oy kaybedilir. Kimse böyle düşünmeden sandığa gitmelidir'
“Türkiye, 1920’lerde çok ağır bir savaştan çıkmış, emperyalistleri kovmuş, yoksul ama bağımsızlığını kazandığı için geleceğe aklın ve bilimin ışığında umutla bakan bir ülkeyken... Bugün her açıdan dışa bağımlı hale gelmiş, emperyalistlerle işbirliği yapan, hâlâ yoksul ve siyasal İslamın zifiri karanlığında umudu solan bir ülkedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimci ruhu bu ülkede yaşıyor diyebilmek için, onun mirasına sahip çıkmak için bu manzarayı tersine çevirmeliyiz. Ve bu ‘Çöküş Dönemi’nde, bağımsız ve demokratik bir laik Cumhuriyet için sormalıyız.
Partiye küs olabilirisiniz

Güvenoyu almak önemli

Dostlarım bir partiye küs olabilirsiniz. Bir siyasi lidere küs olabilirsiniz. Ancak demokrasiye ve Cumhuriyete lütfen küsmeyiniz. Demokrasiden ve Cumhuriyet’ten umudunuzu kesmeyin. İnsanların bir kısmı Meclis çoğunluğunu nasıl olsa iktidar partisi aldı diye cumhurbaşkanının kim olduğu önemli değil diye düşünüyor. Bu çok yanlış bir düşünce. Çünkü mevcut sisteme göre cumhurbaşkanı çok yetkili. Güven oyu almaksızın hükumet atayabilir Bu seçimde oy kullanmayan her bir seçmenin gelecekte bu seçiminden ötürü büyük pişmanlık yaşayacaktır. Bakın; Oyu kendimiz için kullanmıyoruz. Çocuklarımız için kullanıyoruz. Özellikle kız çocuklarımız için, onların geleceği için oy kullanmalıyız. Cumhuriyet için, demokrasi için oy kullanacağız.

Ne yapmalı?
Rusya'da komünist rejimim ideologlarından Bolşevik lider Vladimir Lenin tarafından 1901-1902 yılları arasında yazılan "Ne yapmalı" kitabındaki gibİ Acil radikal çözümleer üretmeliyiz. Mustafa Kemal Paşa’nın devrimi Anadolu’da örgütlemek üzere Bandırma vapuru ile Samsun’a çıkışının 104. yıldönümünde ise başlıktaki soruyu haykırarak soruyorum. Çünkü Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimi ile karşı karşıyayız.

Acı gerçekler var artık
TBMM’de artık kadın haklarına temelde karşı olan, şeriatçı Hizbullah terör örgütünün uzantısı HÜDA PAR da temsil ediliyor! Seçim aracında kadın adayın adına yer verip fotoğrafını sadece karanlık bir silüet olarak göstererek sansürleyen Yeniden Refah Partisi’nin TBMM’de artık beş milletvekili var. 21 yıllık AKP döneminin yarattığı travmanın üstüne tarihin en sağcı ve gerici Meclis’i oluştu.

Karşı devrim tarikatı
AKP’nin kurduğu “Karşıdevrim tarikatı”nın karşısında yapılacak tek demokratik tepkimiz sandığa giderek oy verip bu karanlığı yırtmaktır. Bakon Dostlar ! Bu aşamada görmemiz gereken manzara şu: Uçurumdan önceki son çıkışa vardık! 28 Mayıs’ta önümüze tekrar bir sandık konulacak. Orada vereceğimiz oy, hem kendi hayatımızın hem de ülkenin gidişatını belirleyecek. O nedenle, muhalefete dair eleştirilerimin hiçbirini unutmadan Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında yapılacak seçimde elbette Erdoğan’a karşı oy kullanacağım.

Saldırıyı durdurmak zorundayız
Çünkü ben anayasasında laik olduğu yazan bu ülkede artık siyasal İslamın püskürtülmesini istiyorum. Seçimden bir gün önce camiye gidip ezan okuyan, camide miting yapan, tarikatları ziyaret edip oy isteyen bir cumhurbaşkanının anayasaya aykırı olduğunu biliyorum. “Şahsım devleti”nde yaratılan “reis” modeline ve partili cumhurbaşkanına karşıyım.

Rol modeli Abdülhamit olanın....
Abdülhamit gibi bir gericiyi, Necip Fazıl Kısakürek gibi bir Atatürk düşmanını kendisine rol model olarak belirleyen bir cumhurbaşkanı istemiyorum. 10 yaşındaki çocuğun eline mikrofon verip ana muhalefet liderine “hain” dedirten, 15 yaşındaki evladı ölmüş bir anneyi mitingde yuhalatan bir cumhurbaşkanı istemiyorum. Hakkını arayan çiftçiyi “Ananı da al git!” diye azarlayan, Gezi eylemlerine katılanlara “sürtük, çürük” diyen bir cumhurbaşkanı istemiyorum. 104 yıl önce 19 Mayıs günü ülke işgal altındayken devrimci direnişi örgütlemek için Bandırma Vapuru ile Samsun’a giden, canını ortaya koyarak Kurtuluş Savaşı’na liderlik eden, saltanatı ve hilafeti kaldırıp şeriat hukukuna son veren, TBMM’yi kurup Cumhuriyeti ilan eden, laikliği anayasaya sokan, ülkede bir kalkınma hamlesi başlatıp kadın haklarının öncülüğünü yapan bir lidere ve onun en yakınındaki silah arkadaşına “ayyaş” diyen bir cumhurbaşkanı istemiyorum! Bu köşeye sığmayacak daha pek çok itirazım var. Son 21 yılda tanık olduğumuz yolsuzlukları, sömürüleri, adaletsizlikleri ve her alanda kurulan faşizan baskıyı da istemiyorum. Ben 28'inda bu nedenle oyumu Erdoğan’a hayır demek için kullanacağım. Ondan sonra da halkı sermayenin, çetelerin, emperyalistlerin, tarikat ve cemaatlerin cenderesinden kurtarmak için, tüm devrimci ve ilerici güçlerin mücadelesine omuz vermeye devam edeceğim. 28 Mayıs’ta alınacak devrimci tavır, sandığa gidip Erdoğan’a, karşıdevrime hayır demektir

Muktedir %50 'nin altında kaldı
Öncelikle muhalif olan herkesin karamsarlıktan çıkması gerekiyor, muktedir ilk turda %49.5 aldığına göre karşı oylar yüzde ellinin üzerinde demektir. İktidar devletin maddi ve manevi gücünü kullanarak seçmeninin eşiktekini, beşiktekini hatta mezardakini sandığa götürmüş bunlara Suriye, Irak, Afganistan ve Afrika kökenli mültecileri de eklemiştir. Tümü yaklaşık 27.100.000 kişidir ve seçime katılım %88 olarak gerçekleşmiştir. 2. turda toplam seçmen sayısı 64.114.000 kişi olacaktır muhalefet bu 12-13 gün içinde sadece katılımı yükseltmek için çalışacaktır. Katılımın %90 olması durumuna göre kaba bir hesap yaparsak: 64.114.000 x 0.9 = 57.702.600 kişi.. Bunların içinden 1.000.000 kişi ilk turda olduğu gibi hatalı/geçersiz oy kullansa geriye 56.702.600 kişi kalır.
Muktedir reşit olacak yeni seçmenin tamamını (50.000 kişi) ve muhalif olan Sinan Oğan'ın oylarının 850.000 adedini alsa toplam oyu 28 milyon olur ki bundan fazlası pek olası görünmüyor. Geriye Kemel Kılıçdaroğlu için 28.702.600 oy kalır ve bu seçimi kazanmak için yeterlidir hatta bize İmamoğlu-Binali rövanşını hatırlatır. Sadece %2 katılım artışı ilk turda oy kullanmayan 8.5 milyon kişinin sekizde biri civarındadır. Sonuç olarak extra vaatlere, haması nutuklara ve anlamsız pazarlıklara gerek yoktur, sandığa gitmemiş 8.5 milyon kişi potansiyel olarak kesinlikle ya depremzede ya da sizin seçmeninizdir içlerinden garanti olsun diye 1.5-2 milyon kişinin sandığa gitmesini sağlayın ve kazanın. Yoksa diğer adayların oyları bana gelir muktediri kıl payı geçerim derseniz çok yanılırsınız zira bu iktidar size kıl payı seçim vermez. Dikkatli okuduysanız dağılabilirsiniz ...

En düşükle oyla 1. sıradalar
AKP kurulduğu günden bugüne kadar yani 21 yıllık iktidarı boyunca aldığı en düşük oy oranını aldı. Bu beklenen bir tabloydu. Şüphesiz muhalefet cephesinde de bu bekleniyordu.
Nedense seçime yaklaştıkça sonuçların ilk turda muhalefet lehine değişeceğine kesin gözü ile bakılıyordu. Herhalde burada anketler beklentiyi yükseltti. Sonuçlardan bu çıkmayınca muhalefet seçmeni de muhalefette bir durgunluk oluşturdu. Hatta ilk günler kavga hali de oldu. Herkes kızgınlığını bir sorumlu bulup çıkarmak istedi. Recep Tayyip Erdoğan 21 yıldır ilk kez kazanamamasına rağmen balkon konuşması yaptı. Konuşma yaptığı esnada da seçimlerin 2. tura kaldığını biliyordu. Hem parti tabanını hem de seçmenini yeniden ikinci tura hazırlamak için bu konuşmayı gerçekleştirdi ve etkili de oldu. AKP seçmeni sokaklarda kazanılmamış bir zaferi kutladı. Yani düşünün muhalefet, güçlü adaya ilk turda çelme takıp seçimin ikinci tura kaldığını kutlayacağı yerde seçimi kaybeden Erdoğan ikinci tura kaldı diye kutlama yaparak psikolojik üstünlüğü ele aldı. Bu yüzden Erdoğan’ın siyaset aklını hafife almamak gerek. Bu süreci hepimiz yaşadık zaten. Fakat artık skor sıfırlandı ve seçim maratonu tekrar başlıyor. Tam da tahmin ettiğim ve bir önceki yazımdaki gibi Kemal Kılıçdaroğlu, söylemlerini sertleştirdi ve kaçak göçmen sorunu ile Hizbullah üzerine bir kampanya kurdu.

Muktedir yenilecektir
Aslında bakıldığında Erdoğan’ın yenilmesi zor değil. Ekonomi politikaları çökmüş, halkı yoksullukla boğuşan, nakit avansın bile kapatılmaya çalışıldığı tefeci düzeninde Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim boyunca milli güvenlik ve muhalefeti terör örgütleriyle bir tutan bir kampanya yapmıştı. Hatta bir mitinginde CHP’nin kampanya videosu üzerine PKK elebaşlarından birinin montajlandığı bir videoyu gerçek olmadığını bile bile halka izletti. Bu durumu “Neden bunun doğru olmadığı, yalan olduğu topluma net şekilde anlatılmadı” diye CHP’li yetkililere “Neden bu dili tercih ettiniz” diye AKP’li isimlere sordum. Aldığım yanıt şaşırtıcıydı. AKP Genel Başkanı Erdoğan, bu kampanyanın başarılı olduğunu araştırmada görmüş ve devam etmiş, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun yaptırdığı araştırmada ise Erdoğan’ın tercih ettiği kampanyanın oy oranlarına etki etmediği sonucu çıkmış. Yani her kim Kılıçdaroğlu’na bu araştırma sonucunu vermiş ise ciddi manada yanıltmış. Seçimin kazananlarından ziyade seçimde kazanan isimler var.

Meclis'te Cumhuriyet düşmanları
Çünkü tam olarak Türkiye Cumhuriyeti düşmanı bazı kişilerin yer aldığı bir Meclis oluştu. Yazdıklarım tahmini değil. Rudaw’ın 30 Nisan 2015 tarihli HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ile yaptığı röportajda “Meclis’te seçilirseniz yemin edecek misiniz” diye sorulmuş.
Cevabı aynen aktarıyorum: “Şu anki mevcut yemin Kemalizm’e, Atatürk’ün ilkelerine, inkılaplarına bağlılık üzerine yapılan bir yemindir. Ve biz öyle inanıyoruz ki orada bulunan insanlar, o yemini edenler, önemli bir bölümünü sadece dilleriyle okuyorlardır. O yemine inanarak okuyan az sayıda insan vardır, onlar da Kemalist bir gruptur. Atatürk’ün ilkeleri malumunuz CHP’den ‘altı ok’u ifade eder. Onun için bu yemin, CHP için olmazsa olmazdır. Ve bu onlar için geçerlidir. Bu yeminin değiştirilmesi gerekir. Kimileri ortada bir yemin olmadığını söylüyor. Çünkü İslama göre yemin, Allah’ın adına yapılır. Orada öyle pek de yemin sayılabilecek ibare geçmemektedir. Neticede oraya gittiğimizde inşallah dinen bizi sorumlu bırakmayacak bir davranış içerisinde bulunmayacağız.”
HÜDA PAR genel başkan yardımcısı konu gündeme gelince “Vekillerimiz Meclis’e gidecek ve yemin metnini okuyacak” dedi. Yani yemin etmeyeceğiz prosedür gereği okuyup geçeceğiz diyor.
Hemen ardından bir haber düştü. “4 Hizbullahçı tahliye edildi.” Tahminimce seçim için HÜDA PAR’ın Erdoğan’a dayattığı şartlardan biriydi. Neydi suçları? “Başı açık dolaştığı için V.S’nin yüzüne kezzap atıp yaralanması, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Sekreteri İbrahim Sarı’nın domuz bağı ile öldürülmesi dahil 20 kişiyi öldürmek, 31 kişiyi satırla yaralamak...” Tarihin her döneminde sınıfsal ve iktisadi çöküşün yaşandığı ülkelerde nasyonalizm ve radikalciler yükselişe geçer. Tanık olduğumuz da bundan ibaret. Bu rüzgâr İtalya’da, Fransa’da, Finlandiya’da hatta İngiltere’de ve son olarak Türkiye’deki Meclis seçimlerinde kendini gösterdi. Cumhuriyet tarihinin en Cumhuriyet karşıtı radikal Meclis’ine hazır olun.

Hafızaları tazeleyelim…
Seçim kampanyası boyunca Kemal Kılıçdaroğlu'na ağır suçlamalarda bulunan iktidarın arşivi kabarık. Yalandan da sıkılımıyor utanmıyorlar. Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim kampanyası boyunca hemen her mitinginde Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu PKK terör örgütünün destekliğini öne sürerek “Kandil’de olanların dini, imanı, bayrağı, ezanı var mı? Ya bu bay bay Kemal onlarla beraber değil mi? O masanın etrafındakiler onlarla beraber değil mi?” dedi. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a cevap vererek “Erdoğan, sen değil misin terör örgütleriyle defalarca masaya oturan, kapı arkalarında pazarlıklar yapan. Senin ne haddine bize kara çalmak. Buradan açık ve tekrar ilan ediyorum. Bütün vatandaşlarıma ilan ediyorum. Ben terör örgütleriyle masaya asla oturmadım, hiçbir zaman da oturmayacağım. Nokta.” dedi.

Türkiye için karar ver
Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ikinci tur sloganı "Türkiye için karar ver!" şeklinde oldu "Türkiye için KararVer" başlıklı videoda Kılıçdaroğlu, şunları söylemişti: "Buradan herkese sesleniyorum. Biz bu vatanı sokakta bulmadık. Bugün 10 milyon düzensiz mülteciyi içimize sokan bu zihniyete vatanımızı bırakmayacağız.
Sınır namustur. Böyle söyledik. Namusumuzu korumaktan aciz, her gün akın akın damarlarımıza sızan bu başı bozuk insan selini seyreden, yarın öbür gün 10 milyondan 30 milyona çıkıp bu mülteci akını karşısında ithal oy ümidi uğruna kılını kıpırdatmayanlara vatanımızı bırakmayacağız.
Kadınlara eşya gibi bakıp, onları sahiplendireceğini söyleyenlere, kadınları domuz bağıyla katledenlere, küçücük çocuklara evlatlarımıza göz koyanlara vatanımızı bırakmayacağız.
Daha düne kadar BOP'un eş başkanı olan şimdi kapısında el pençe divan durduğu Rusya'nın güdümüne giren çakma bir dünya liderine vatanımızı bırakmayacağız. On binlerce vatandaş, depremde canından olurken korkusundan deprem sabahı askere dur emrini veren insanlar enkaz altında yardım beklerken kan satan, çadır satan bu zihniyete vatanımızı bırakmayacağız.
Türkiye Cumhuriyet'inin vatandaşlarını işine geldi mi Kürt, işine gelmedi mi PKK'lı, işine geldi mi mütedeyyin, işine gelmedi mi FETÖ’cü diye yaftalayan bu zihniyete vatanımızı bırakmayacağız.
ABD ve FETÖ’yle işbirliği yapıp milli orduya kumpas kuranlara, Balyoz’da, Ergenekon’da vatansever subaylarımızı hapse tıkanlara ordunun en mahrem yeri olan kozmik odayı namertlere açıp, onlarca vatansever istihbaratçının şehit edilmesine neden olanlara vatanımızı bırakmayacağız."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi