Simit alamayan pasta mı yesin!

BİR zamanlar iktidara "Simit" hesabıyla gelenler ülkede fakirin öğlen yemeği simiti 3.5 lira yaptılar. Hatta baktım bir ekler pasta bile 2 buçuk liraya geliyor ki o yüzden de simit alamayan pasta mı yesin deyiverdim. Ne kadar acıdır ki fakirliğin simgesi simiti tartışır hale gelen çok kötü ekonomik koşulların egemen olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bu ülkeyi 20 yıldır yönetenlerde hala bizleri sizleri kandırıp daha yapacak işlerimiz var diyor ve destek istiyorlar. Tekrar ediyorum. Allah hiçbir kulunu; iç ve dış tüm anlaşmaları döviz ile yapıp, sonrada Türk Lirası için "Kurtuluş savaşı başlattım" diyen, basiretsiz, beceriksiz, ne yaptığının farkında olmayanlara sahip çıkacak, alkışlayacak, önünde diz çökecek durumda bırakmasın. Bir de şu durum var. Ekonomide kurtuluş savaşını vermek. Çok doğru belki de ama sormazlar mı? Şimdi sen savaş veriyorsun, iyi de bu noktaya memleketi kim getirdi? 19 yıldır bu ülkeyi Bay Kemal mi yönetiyordu? Ülkeyi yöneten AKP değil miydi?
 

Martılar bize

simit atar mı?


Dotlar biraz da ironi yapalım. Simit 3 buçuk TL olduğuna göre, hazırlanın arkadaşlar yakında martılar bize simit atacak bu gidişle haksızda sayılmam yani. Şaka bir yana gerçeğe dönersek; İstanbul’da simidin 3,5 TL olmasına vatandaş "Tok açın halinden anlamaz" sözleriyle isyan etti.
İstanbul'da 2 buçuk TL’den satılan simit, 3 buçuk TL oldu. Hal böyle olunca, çay-simit hesabı da yeniden gündem oldu. Kafelerde bir fincan çayın ortalama fiyatı 3 buçuk TL iken simit fiyatının da 3 buçuk TL’ye çıkması, özellikle dar gelirli vatandaşları zora soktu. Ay sonunu nasıl getireceğini kara kara düşünen vatandaşlar çay-simit yiyemeyecek duruma geldi.

 

Zam kaçınılmazdı


Bu işin üretici pazarlayıcı bölümünde olanlar zammı; “Simide böyle bir zam maalesef gerekiyordu çünkü una, susama vesaire çok fazla zam geldi, girdi maliyetleri arttı. Her şeye zam geldiği için simide zam gelmesini de normal karşılıyoruz. Zaten pandemi nedeniyle satışlar düşmüştü, bu fiyat artışı da tabi ki bizim satışları daha da olumsuz anlamda etkiler, satışlarımız düşer. Vatandaş artık zamlara alıştı, bu zamma da alışır” şeklinde savunuyorlar. Ne kötü sözdür "Alışırlar" demek. İşin çözümü bu değil ki. İnsanları zora sokun. Sonra alışırlar nasılsa diyerek bütün yaptığınız yanlışları milyonlara yükleyip sütten çıkmış ak kaşık misali bir de "Bay Kemal"i suçlayıverin değil mi Dostlar. Bu ülkeyi babalarının çiftliği gibi görenler. zamnından devlte mallarını " Babalar gibi satarız" diyenler ve bunları Türkiye Cumhuriyeti'nin nerede ise tüm birikimlerini yok edenler yine mağduriyet yaratma peşindeler. Fetö'yü yıllarca sırtlarında taşıyanlar sadece bir pardon ile bunu yok sayanlara bugün kuru ekmeği bulamaz hale vatandaşı yin kandırmanın peşindeler.
 

Herkes fakirleşti


Vatandaşlar “Hepimiz fakirleştik, paramızın bir değeri kalmadı. Asgari ücret artık çay-simit hesabına yetmiyor. Zor durumdayız, çok fakirleştik hepimiz. Devletimizin vatandaşlara yardım etmesi lazım, destek bekliyoruz” diyorlar. Emekli insanın bir ay ailecek çay-simitle geçinme şansı yok. Asgari ücretlinin de öyle. Hangi birini ödeyelim? Vatandaşı soyuyorlar. Bir söyle bin ah işit durumunda şu an Türkiye. Yukarıdakilerin, vatandaşın halini anlayacağını sanmıyorum. Çünkü tok açın halinden anlamaz.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi