Zama da zam yapıyorlar!

Bakınız dostlar; halimiz perişan. Amiyane tabiriyle mahalle yanıyor da haberimiz yok ona göre. Avrupa'da EURO bölgesinde yıllık gıda enflasyonunda yaşanan artış yüzde 4,7 iken Türkiye’de bir yıllık gıda enflasyonu yüzde 70,33 artış ile Euro bölgesinden tam 14 kat daha fazla.Türkiye artık yüksek enflasyonda Venezüella, Zimbabve ile birlikte dünyanın en yüksek üçüncü enflasyonuna sahip ülke. Türkiye yüksek enflasyonda Dünya’da zirveye oynarken, AKP iktidarının ülkemizi düşük enflasyona sahip Avrupa ülkeleri ile kıyaslaması, bu ülkelerde durumun dahi vahim olduğunu öne sürmesinin akılla, mantıkla izah edilebilecek bir yanı yok.Şems-i Tebrizi; “Hangi hakikat gizlenmek istendikçe daha çok aşikâr olmadı ki?” demiş. Evet, gerçeklerin er ya da geç, ortaya çıkmak gibi, güzel bir huyu var. Bu ülkede fakir fukara sabah kalkıp, yüzünü yıkamak için musluğu açtığında, dört çeşit vergi öder. Yaptığı her iş vergiye tabidir. Vergiden kaçınamaz. Ama bu ülkeyi yönetenlerin akraba-i taallukatı, vergi cennetlerindeki 1 sterlinlik şirketlerle iş tutar. Milyonlarca dolarlık para alışverişi yapar. Tek kuruş vergi ödemez. Böyle bir durum var dostlar...
 

Her yerde zam var
Burada bir nokta koyalım ve bayramın yaşandığı ulusal egemenliğin 102 yaşında yani 2022'de Türkiye'de durumumuz nedir ona bakalım. Bakın her yerde zam var. Hatta zama da zam var. Yağmur bile bu kadar hızlı yağmadı .Zam ha bire yağıyor .Ama ne gam AKP iktidarına göre her şey güllük gülistanlık. Bazen imana gelip "Sıkıntı var biliyoruz" diyorlar ama. Bakınız, Nedir durumlar göz atalım .Zam dediğin;şekere %300 zam gibi olur! Zam dediğin;yurt dışı harcına %200 zam gibi olur! Zam dediğin; doğalgaza %150 zam gibi olur! Zam dediğin; elektriğe %127 zam gibi olur! Zam dediğin; THY yöneticilerine %190 zam gibi olur !Maaşlara %25, ikramiyelere %0 zam mı olur? Dostlar ülkemize bol bol Zam Geldi iktidar gitmezse gidecek gibi değil. Yani Nazım'ın dediği gibi bu ülkede yaşamak zor Zanaat oldu.
 

Parayı kimler buluyor yahu!
Kimler yaşıyor acaba diye düşünürsek, hep birlikte vergiyle yaşattığımız, bizden alınanlarla beslenen taş çatladı bir milyon insan. Gerisi mi? ya hepten aç. Ya yokluk sınırında yada onun da altında çukurda. Şimdi geçen yılın Haziran ayı rakamlarına göz atalım. Bunlar devletin resmi rakamlarıdır. Bu ülkede 16 milyon AÇ YURTTAŞ, 50 milyon YOKSUL var. Yapılan araştırmaya göre zaman zaman AÇ kalan nüfusumuz yüzde 31.9. Türk-iş'e göre 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı 16.050 liradır. Birde herkese şapır şupur, emekliye yarabbi şükür dediler! Elaleme var ülkemizin emeklisine yok dediler! Emekliyi yaşa da zam'a da taktırdılar! İğneden ipliğe zam geldi ama maaşlar eridi! Eleştirenlere nankör derler ama hani bayram ikramiyesi zamları ne oldu. İkramiye ye değil ama her şeye zam geldi. Dostlar; deveye diken adama öpen yaraşıyor. Ama bu uyarıları yapanların suçu ne?
 

Algıyla hayalle nereye kadar?
TÜİK “İşsizlik azalıyor” diyor. Adıyaman’da 19 kişinin alınacağı temizlik kadrosuna 17 bin, Şanlıurfa’da 60 kişilik temizlik kadrosuna 53 bin yurttaşımız başvuruyor. Niğde’de üniversite hastanesi, 78 işçi alacağım diyor, 13 binden fazla başvuru yapıyor. Erzurum’da Şehir Hastanesine 241 işçi alınacak deniyor, 49 bin yurttaşımız kapılara yığılıyor. Hükümetin başı ne kadar, “İşsizlik azalıyor” derse desin, TÜİK rakamları ne kadar eğilip bükülürse bükülsün, işsizlik milletimizin canını çok kötü yakıyor.
 

Çiftçiyi yok sayarsan yok olursun
Bu bereketli topraklarda, insanlarımız artık açlıkla sınanıyor. Domatesin kilosu 20 lira, patatesin tazesi 11, küçüğü 19 lirayı buldu. Biber sadece tadıyla değil, fiyatıyla da acı… Markette sivri biberin kilosu 40 liradan başlıyor. 5 litrelik ayçiçek yağı 150-200 lira. Çiftçiye doğru dürüst destek vermezseniz, derdini çözmeye çalışacağına, “Ananı da al git” diye kovalarsanız, ayçiçek yağıda raflarda elbette 200 lirayı görür. Hayat pahalılığı, umutları, hayalleri bitiriyor. Bu ülkenin geleceği gençler, kendi geleceklerini başka ülkelerde arıyor. Hukuk okumuş Sivaslı bir genç kızımız, Avrupa’da getir-götür işi yapıyor. Ama Türkiye’ye dönmek istemiyor. Nasıl dönsün? Bugün bu ülkenin gençleri için, çalışıp bir ev, bir araba almak artık hayal oldu. Geçtik ev almayı, ev kiralamak bile kâbus. Kiralar son bir yılda; İstanbul’da yüzde 112, Ankara’da yüzde 107 arttı.
 

Dert tasa bize yaşamak onlara
Ama dert tasa pahalılık bu ülkenin vatandaşına… Başka ülkelerin vatandaşları, bu ülkede evleri ucuz ucuz kapatıyor. Çünkü onların paraları değerli. Sınırlarımız Peşaver gibi, perfore oldu. Herkes elini kolunu sallayarak ülkemize geliyor. Ankara’da kırmızı ışıklarda kâğıt mendil, su satan kaçaklar vaka-i adiyeden oldu. IŞİD militanları ülkede fidye tahsil ediyor. Gün geçmiyor ki sığınmacıların sosyal medyadaki paylaşımları, milletimizin sinirlerini germesin. Ama Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan, AK Parti Genel Başkanı ve onun atama İçişleri Bakanı, bu kadar göçe rağmen ülkede “Huzur ve güvenden” bahsediyor.AKP , kınadığı her şeyle sınandı ve her defasında da kaybetti. Bugün bu ülkede savaş mı var? Hayır. Savaş Ukrayna’da. Ambargolar Rusya’ya uygulanıyor. Ama kıtlık ve ekmek karnesi Türkiye’de. Buna Allah’ın sopası yok denmez de ne denir
 

Yoksulluk artıyor travma büyüyor
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yayımladığı dergideki araştırma iktidarın yarattığı krizin yoksullar üzerindeki etkisini gözler önüne serdi. Yoksulluktan etkilenen çocuklar, okullarda arkadaş dahi edinemiyor.Ülkede derinleşen yoksulluk, birçok açıdan yurttaşları zor durumda bırakıyor. Sosyal politikalardaki çarpıklık, AKP iktidarının yoksulları kendisine mahkûm etmeye yönelik politikaları toplum üzerinde travmatik etkilere yol açıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bilimsel yayın organları arasında yer alan Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi’nde, sosyal yardım alan yurttaşların yaşamlarını inceleyen bir çalışmaya imza atıldı. "Yoksulluk, Damgalama ve Utanma" isimli çalışmada, iki ayrı kuruluştan yardım alan çok sayıda muhtaç aile ile gerçekleştirilen görüşmelerin sonuçları kaleme alındı. Aile büyükleri ve çocuklarla yapılan görüşmelerde, yoksulluğun neden olduğu sonuçların kalıcı bir hâl aldığı vurgulandı.
 

Sosyal izolasyon
Bakanlığın yayımladığı araştırmaya göre, yardım alan yurttaşlar kendilerini “değersiz” hissediyor. Çekinme, korkma, dışlanma ve yalnızlık duygularını yoğunlukla yaşayan yoksul aileler, en yakınlarının bile zaman zaman kendilerini yok saydığından yakınıyor. Araştırmaya göre, yoksulluk sonucu sosyal izolasyona uğrayan aileler, en yakınlarının bile davetlerine çağrılmıyor.
 

Çocuklarda durum vahim
Çalışmaya göre ayrıca, yoksulluktan en çok çocuklar etkileniyor. Çocukların arkadaşlarından utandıkları ve bu nedenle onlarla iletişimlerinde sorunlar yaşadıkları bildirilen çalışmada, “Okul ortamında arkadaşları ile aralarındaki keskin farklar, bir utanç kaynağı olabilmektedir. Bu durum daha çok yoksul çocukların, kıyafet, beslenme çantası, cep harçlığı ve sosyal etkinliklere katılamamaktan kaynaklandığı değerlendirilmektedir.Katılımcılar, özellikle okula giden çocuklarının akranları gibi giyinememeleri, yeterli harçlıkları olmamaları nedeniyle onlarla birlikte sosyal aktivitelere katılamamalarından dolayı utandıklarını, bu nedenle de arkadaş edinemedikleri ve kendilerini onlardan soyutladıklarını beyan ettiler” ifadelerine yer verildi.
 

Bittik artık bıkmayı geçtik!
Vatandaş sağlıklı beslenemiyor, kirasını, faturalarını ödeyemiyor.Moğol baskınları gibi gibi mülteci istilası yaşıyoruz.1071'de tapusunu aldığımız toprakların 2022'de kiracısı olduk.Hâlâ Bekâ diye oy isteyecekler He. THY biletleme servis ücretlerine zam yapmış. Çanakkale feribotlarına yüzde 42 ile yüzde 117 arası zamlanmış.Tarım Kredi yem fiyatlarını zamlamış. Kıyma fiyatı bir ay sonra 200 TL olacak diyorlar.Başka nelere zam geldi bu aralar bizim bilmediğimiz? Dünyanın en zengin topraklarında, Dünyanın en değişik seçmneleri sayesinde, dünyanın en fakir insanları olarak yaşamaya devam ediyoruz. Cem Yılmaz'ın da dediği gibi: "Hayat pahalılığından yakınmayanlar ya hırsızdır yada deli. Fakirler bir yemeğe "doyurucu mu" diye bakarmış. Orta gelirliler "lezzetli mi" diye. Üst sınıf "şık mı" diye.Tüm bunların üzerinde yemeği hem doyurucu hem lezzetli hem şık yapan başka bir bakış daha var: "helal mi"..." Türkiye'nin zeka seviyesini aşağı çekenler Euro para birimini Türk Lirasına çevirip Almanya'da hayat pahalı diyenlerdir. Bakın, TRT Payı kaldırılmadan önce 392 lira gelen elektrik faturası, TRT Payı kaldırıldıktan sonra 804 lira geliyor. Bir şeyin fiyatı artarken psikolojik eşik aşıldı diye haber yapılıyor ya! Acayip ayar oluyorum. Psikoloji mi kaldı bizde. Zammına başladıklarım!
 

Açlıkla sınanıyoruz
Akaryakıt 4 liraydı, 5 mi olacak dedik? Psikolojik sınır 6, 7ninin üstüne çıkmaz dedik. Yakıt 22 lira oldu ya! 22....Türkiye’de insanlar açlıkla sınanıyor diyoruz, adamlar diyorki Avrupa’da krizde… Zeka seviyesi ülkede içler acısı. Ha birde “Dış Güçler” diye birşey öğrenmişler sakız gibi onu çiğneyip çiğneyip tükürüyorlar. ÜFE'deki %105 enflasyon daha fiyatlara yansımadı, yavaş yavaş fiyatlar daha da arttıkça göreceğiz, henüz birşey görmedik..Eskiden sadece havaalanlarında görüp “Çüşşşş” dediğimiz fiyatları kapımızdaki markete, pazara, restoranlara kadar getirdiler.Hakkarını nasıl öderiz, bilemiyorum! İYİ parti Genel Başkanı Meral Akşener: Milletimiz bugün, taneyle domates alıyor; Bay Kriz, “2053’te lojistiğimiz harika olacak” diyor. Milletimiz bugün, arabasına mazot alamıyor; Bay Kriz, “2053’te ulaştırma muhteşem olacak.” diyor. haksız mı haır Haklı !
Çanakkale Köprüsünü ücretlerinden dolayı kimse kullanamayınca kullanılsın diye hükümetimiz harika bir çözüm üretmiş, Çanakkale feribotlarına %47 ile %117 arasında zam yapmış. Halk için atılmış büyük bir adım daha. Ha birde "Şükür" neden saraylarda yalılarda plazalarda yok? Çünkü toplumdan bizden çalıyorlar? Hırsızın şükür ettiği nerede görülmüş? "Zam Geldi" diyerek algı operasyonu yapmayalım. Örneğin patlıcanın kilosu 2 hafta önce 40 liraydı, şimdi 25 lira. Artık patlıcanın tanesi sadece 5 lira.Seçimden sonra "koyduk mu" diyenler zamlardan sonra kimin kime koyduğunu anlamışlarmıdır..Hiç sanmıyorum, daha beter olacağız. Açlıktan geberene kadar devam mı ..
 

Esnaf battım dedi!
Sadece Mart ayında 10226 esnaf kepenk kapattı. Yüksek kiralar ve faturalar yüzünden ekmeklerinden oluyor esnafımız.Pandeminin ağır şartlarından kurtulan esnaf, Erdoğan’ın ekonomistliğinden kurtulamadı! Derhal esnafa özel çözümler üretin.İnsanları ekmeğinden etmeyin. Beceriksiz yönetim hayal dünyasında yaşıyor. Vatandaş perişan.Esnaf perişan.Emekli perişan.Yönetemiyorsunuz.


Bizde sefalet onlarda bolluk ücreti!
AKP Genel Başkanı Erdoğan, "Avrupa ülkelerinde durum bizden daha vahim" sözünü resmi verilere dayanmayan bir safsatadır. EURO bölgesinde yıllık gıda enflasyonunda yaşanan artış yüzde 4,7 iken Türkiye’de bir yıllık gıda enflasyonu yüzde 70,33 artış ile Euro bölgesinden tam 14 kat daha fazla. Yine Avrupa ülkelerindeki asgari ücretle temel besin maddelerindeki alım gücü ülkemizdeki asgari ücretten kat be kat fazla. Türkiye yüksek enflasyonda Dünya’da zirveye oynarken, AKP Genel Başkanının ülkemizi düşük enflasyona sahip Avrupa ülkeleri ile kıyaslaması, bu ülkelerde durumun dahi vahim olduğunu öne sürmesinin akılla, mantıkla izah edilebilecek bir yanı yoktur. Almanya, Fransa hatta Yunanistan alım gücünde bize fark atmış durumda.Türkiye’de 5004 TL brüt asgari ücret ortalama 311 Euro’ya denk gelirken, Almanya’da brüt asgari ücret 1621 Euro, Fransa’da 1603, Hollanda’da 1725, Belçika’da 1658 Euro ve Yunanistan’da ise 774 Euro civarında. Türkiye Avrupa’da en düşük asgari ücrete sahip üç ülkeden biriyken aynı zamanda tüm Avrupa ülkeleri içinde en yüksek asgari ücrete çalışana sahip ülke durumundadır.Almanya’da 1621 Euro asgari ücretle 8105 adet yumurta, 910 Kg un, 2439 Kg patates alınabilirken, Türkiye’de asgari ücretle sadece 2647 adet yumurta,405 Kg un ve 712 Kg patates alınabiliyor. Yine Erdoğan’ın raflar boş kaldı dediği Avrupa ülkelerinden Fransa, Hollanda, Belçika hatta yıllardır krizle boğuşan Yunanistan’da dahi asgari ücretliler ülkemizdeki asgari ücretliye göre temel besin maddelerinden daha fazla alabiliyor.

İŞKUR TÜİK'i solladı
İŞKUR’a Mart ayı itibariyle kayıtlı işsiz sayısı TÜİK’in Şubat ayı işsiz sayısını geride bıraktı.TÜİK tarafından açıklanan şubat ayı iş gücü verileri yine gerçeklikten uzaktır. TÜİK’İN işsizlik hesabı artık tam bir karmaşa dönüşmüş durumda. İŞKUR’a Mart ayı itibariyle kayıtlı işsiz sayısı TÜİK’İN Şubat ayı resmi işsiz sayısını geride bıraktı. Ülkede 319 kişilik işe alım için 126 bin kişi işe başvuruyor ama ne hikmetse işsizlik TÜİK’E göre bir ayda 178 bin kişi azalıyor.İŞKUR’a Kayıtlı İşsiz Sayısı TÜİK’E Kayıtlı İşsiz Sayısını Geçmiş Durumda. Şubat ayında TÜİK kendisine kayıtlı işsiz sayısını3 milyon 579 bin kişi olarak açıklıyor. İŞKUR’UN Mart ayı verilerine göre ise kuruma kayıtlı işsiz sayısı 3 milyon 635 bin kişi. Yani İŞKUR’un son güncel verilerine göre kayıtlı işsiz sayısı TÜİK’İN işsiz sayısını geride bırakmış durumda.
 

Asgari işkence sefalet ücreti
AKP Aralık 2002'de yüzde 29,7 ile devraldığı enflasyonu 20 yıl sonra yüzde 61,14’e yükseltti.Asgari ücret artışı 2019 yılında yüzde 11,8 olan yıllık enflasyonun 14,3 puan üzerindeydi. 2020’de ise yıllık yüzde 15 artış ile 2 bin 324 TL olarak belirlenmişti. 2020’de enflasyon 14,6 olarak gerçekleşti ve asgari ücret artışı ile enflasyon artışı başa baş oldu. 2021’e gelindiğinde de asgari ücret yüzde 21,6’lık bir artış ile 2 bin 825 lira olarak belirlenmişti. 2021 asgari ücret artışı enflasyonun yaklaşık 15 puan altında kaldı.2022 yılında asgari ücrete yapılan yüzde 50,4’lük ücret artışının ise yılın daha üçüncü ayında enflasyonun yaklaşık 10 puan altında kaldı.
TÜFE’den yüksek seyreden gıda fiyatları artışına göre ise asgari ücret artışı çok daha düşük kaldı. 2018 Ocak ayını baz alarak yaptığımız hesaplamaya göre asgari ücret artışı birkaç ay hariç enflasyonun altında seyretti. 2018 Ocak ve 2022 Mart arasında geçen sürede asgari ücret endeksi genellikle gıda enflasyonu endeksinin altında kaldı.
 

Asgari ücret artışına dair
2022 yılı için net asgari ücrete yüzde 50,4’lük ve brüt asgari ücrete ise yüzde 39,9’luk bir zam yapıldı. Ancak bu oran hükümetin öne sürdüğü gibi tarihin en büyük zammı değil. 1976’dan bu yana özellikle enflasyonun ve pahalılığın olduğu dönemlerde, brüt asgari ücrete 20 kez yüzde 40 ve üzerinde zam yapıldı. Net asgari ücrete ise 15 kez yüzde 50’nin üzerinde zam yapıldı. 1996, 1997 ve 1998 yıllarında ise brüt asgari ücret yüzde 100’ün üzerinde zamlandı. Dolayısıyla 2022 zammının tarihin en yüksek zam oranı olduğunu söylemek gerçeklerle bağdaşmıyor.
 

Avrupa'da sondayız!
Eurostat 2022 Ocak verilerine göre Türkiye, 328 avro ile Avrupa’nın en düşük asgari ücretli ikinci ülkesi olarak yer alıyor. Türkiye’den sonra 248 avro ile Arnavutluk geliyor. AB ülkeleri arasında en yüksek asgari ücrete sahip ülke sıralamasında ilk üçte 2 bin 257 avro ile Lüksemburg, 1775 avro ile İrlanda ve 1725 avro ile Hollanda geliyor.

SON SÖZ; Gazi Mustafa Kemal Atatürk Ankara’ya geldiği gün karşılamaya gelenlere yaptığı konuşmada (27 Aralık 1919):”Millet, hükümetin gözcüsü olması gerekir. Çünkü hükümetlerin işleri olumsuz olur da itiraz etmez ve susturmazsa bütün kusur ve suçlara ortak olur..”. dyor. Bilmem anlatabildim mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi