Tarafsızlığını yitiren kişilerden topluma eşit davranmasını beklemek hata olur.

Kaldı ki onlarca danışmana ihtiyaç duyulması insanları kişilerin bilgi ve birikimlerinin yetersiz olduğu düşüncesine sürükleyebilirdi.

Neden 3 ya da 5 değil de 80 danışman?

Danışılan konu neydi?

Ya da 80 danışmanın devletin kurumlarına aynı siyasi ideolojiye sahip kişiler atanacak diye bir anayasa maddesi çıkarıldı da bizim mi haberimiz olmadı?

Hiç mi bu ülkenin farklı siyasi görüşüne sahip insanların ve gençlerin sizin yanınızda yeri yoktu?

Yani; sizden olanlar milletvekili ve belediye başkanı seçilemeseler bile devletin bir kademesinde danışman, olmadı müdür, o da olmadı memur yapmak için kendi aranızda yemin mi etmiştiniz?

Örneğin; 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri Adalet ve Kalkınma Partisi Tekirdağ 25. Dönem milletvekili adayı olup seçilemeyen kişinin 2017-2019 tarihleri arasında Çorlu İlçe Milli Eğitim Müdürü ve ardından 2019 tarihinde Tekirdağ Gençlik ve Spor İl Müdürü olarak atanması gibi.

Yanılmıyorsam sizler Nahl suresi, ayet 90'da “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder.” sözünü “siyasi” yakınlar olarak algıladınız.

Yoksa “KPSS sorularını çalanları, diploması sahte olduğu tescillenen güreşçinin görevden alınmasını, Sedat Peker’in isimlerini ifşa ettikten sonra istifa eden kişilerin savcılığa intikal ettirilmesini, 3'er ya da 5'er yerden maaş almanın kul hakkı olduğu görülür ve yüce Allah’ın da sevdiği “adaletin” tecelli etmesi sağlanırdı.

Şimdi gelelim “solcu olmayı” dinsizlik olarak gören din alimlerine cevap vermeye. Ben bir solcuyum ve bir solcu olarak Yüce Allah’ın emir ve buyrukları arasında uygulamadığım tek şey 5 vakit namaz. Onun dışında oruç var, Cuma namazı var. (ama Cumaya giderken yanımda kamera götürmediğim için bunu size ispat etmem mümkün değil.)

Ve asıl önemlisi de eşitliği, adaleti, doğruluğu, dürüstlüğü savunan, kul hakkı yemeyen, harama el uzatmayan ve hırsızlık yapmayan Evlad-ı Fatihan’ın torunu solcu bir Müslüman Türk’üm.

Bilmem anlatabildim mi?