Ahmakça bir cezalandırma

Ahmak sözü artık siyaset literatürüne girdi. Hak Hukuk Adalet derken, yine bir hain demokrasi tuzağıyla ülke karşı karşıya kaldı. Eskiden şiir okuyan İBB Başkanları 4 ay ceza alırdı, onu hukuksuzluk sayanlar şimdi iktidara geldi ve İBB Başkanına 'ahmak' sözünden 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyaset yasağı verdiler!.. Maazallah bir de şiir okusaymış müebbet cezası vereceklerdi herhalde!.. Madem "ahmak" hakaret sayılıyor,  İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na "ahmak" diyen İçişleri bakanı da yargılanacak mı? Erdoğan “sürtük” deyince gıkı çıkmayanlar, İmamoğlu’nu “ahmak” dediği için yargılıyorlar. Bağımsız yargı falan filan diye de açıklamalar yapıyorlar. Bizi de gerçekten de "Ahmak" yerine koyuyorlar.
 

İmamoğlu; Çalmadı, yolsuzluk yapmadı, insanların hukuklarına tecavüz etmedi, milletin malını babasının malı gibi kullanmadı. İstanbulludan aldığı yetkiyle İstanbul’a hizmet etti. Bu yetkiyi gasbetmeye kimsenin hakkı yoktur. Demokrasiye inanan herkes bu haksızlığa karşı çığlık olmalıdır. Ne acıdır ki. Artık kapkaranlık bir ülke oldu Türkiye. Korkaklar! Korkaksınız! Adaletsiz korkaklar! Haksızlıkla göz göre göre! yaptıklarınızla ne kadar övünseniz azdır !Adaletin bu mu dünya.. ! Kimin eli kimin cebinde... Sonra adalet var öylemi. Gerçekten düzeniniz batsın. Bir bitmediniz.

Yazık bu ülkeye....

Bakın dostlar! Bugün seçimi kaybedip "Teşekkürler İstanbul" pankartlarıyla oylara çökmeye çalışanlar yargılanmadı. Seçim gecesi veri akışını kesip manipülasyon yapanlar yargılanmadı. Seçimi yalan dolanla tekrarlattıranlar yargılanmadı. Seçimi kazanan kişi bi 'ahmak' sözünden ceza aldı. Olağan bir ülkede, sokaktaki bir kişi söylese ağır hakaret hatta  cinsel taciz ve şiddet sayılacak sözlere  karşılık ahmak. Vah vah! Aslında Meclis'te kimse ölümcül yumruk atmadı. Hiç kimse  muhaliflere, kadına cinsiyetçi şiddet uygulamadı gibi yapalım değil mi! Şunu da anımsatayaım ki  "Siyasette hiçbir şey tesadüf değildir. Bir şey vuku buluyorsa; o şeyin önceden planlandığından emin olabilirsiniz" Franklin D. Roosevelt. demiş ve altına imzamı atıyorum
 

Sürtük, çürük, nebbaşlar!

Biraz hafızamızı yoklayalım. İstanbul Büyükşheri Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na "Ahmak" sözü nedeniyle verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı her yönüyle "ADALETSİZ" bir karardır. Bu söze bu ceza veriliyorsa ve bunun adı da adalet ise. Soruyorum. Milyonlara yada bazen kişilere pervasızca edilen; kim tarafından edildiği ise çok iyi bilinen şu sözlere bir bakalım;  “ ‘Alçaklar, zalimler’, ‘kadın mı kız mı bilemediğim’, ‘mert değil namertsin’, ‘artistlik yapma’, ‘ananı da al git’, ‘Haşhaşiler’, ‘nebbaşlar’, ‘mezarlık soyguncusu’, ‘sapıklar’, 'Sürtük', 'çürük", ‘Niye kaçıyorsun ulan İsrail dölü?’, ‘Haddini bil edepsiz kadın’, ‘Aydın müsveddeleri, karanlıksınız’…vs. vs.. " Evet, ağza almaya gerçekten aslında gücümüzün yetmediği bu sözleri söyleyen kişiye karşı birdenbire ülkenin birçok farklı yerinde tüm savcı ve hâkimlerin harekete geçmiş olmasının ceza hukukundaki dayanağı Ceza Kanunu'nun 299. maddesidir. Ancak bugüne kadar tek bir soruşturma yada dava açılmaması ne ile izah edilecektir. Dostlar; bunlar evet, sevilmediğinizde size ifade edilir. Burada siyasetçi olarak tercih sizindir. Ya gerçekten kendinize çeki düzen verirsiniz ya da despotlaşır ve nefret edilmeye devam edersiniz. Ama görüyoruz ki bu iş gittikçe daha vahim bir hal almaya başladı. Ne demişler  “Zulmün artsın ki çabuk zeval bulasın.’ Anadoluda zalimler için böyle derler…
 

Dinimiz de zulmetmek büyük günahtır

Kuşkusuz İslâm, -zulmetmedikleri sürece- insanların namına ve şanına saygı gösterir. Ancak zulmettikleri zaman bu saygıyı hak etmezler. İşte o zaman zulme uğrayana, zulmedenin kötülüğünü açıklama izni verir. Dillerin kötü söz söylemesine ilişkin yasağın tek istisnası budur. Böylece İslâm’ın, zulme imkan tanımayan adaleti koruması için, ferd ya da toplumun utanma duygusunun yırtılmasına izin vermeyen ahlakı koruması birbirine uygun düşmektedir.”
Allah, ne fiil olarak, ne söz olarak, ne gizli, ne âşikâr kötülüğün hiçbirini sevmez. Fakat ister sözle olsun, ilan edildiği ve açıklandığı zamandır ki, bilhassa gazab ve azab eder. Ve işte ilâhî azabın sır ve hikmeti bu noktada, yani Allah’ın kötülüğü sevmemesindedir. Ancak mazlum (zulme uğrayan) hariç. Zulmedilmiş, hakkına tecavüz olunmuş olan kimse feryad edebilir, zalim aleyhine bağıra bağıra beddua edebilir veyahut ondan yakınarak kötülüklerini söyleyebilir, hatta kötü sözlerine aynen karşılıkta bulunabilir. Ve Allah zulme uğrayanın feryadını dinler, halini bilir.
 

Çıldırdılar çünkü kaybediyorlar!

Gazetecilere, siyasilere, aydınlara ve millete; tekme, yumruk, hakaret, küfür, iftira, tehdit yağdırarak kumpas kurarak saldırıyorlar. Dün bunlar CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yumruk atanı, kahraman (!) ilan edip beraat ettirdiler. Ve mecliste haklı eleştirilere ve haklı sorunlara yanıtı yumruklarla vermeye başladılar. Milletin seçtiği milletvekilleri siyasi rakiplerine tekme, yumruk saldırıyorlar. Sorular yanıtsız kalıyor ki gerçek amaçları tam da budur. Yolsuzlukların, Yasakların, Yoksullukların hesabı sorulmasın diye; Saldırıyorlar.Milleti sustuırmak için bir araya gelen 5-10 kişiye tahammül edemeyip copluyorlar.Bakın Dostlar; Bunlar ençokta; Enflasyon ve hayat pahalılığının hesabını soran milletvekillerine; Bütçe açığının hesabı sorulmasın diyerek; Rekor faiz ile fakirden alıp zengine verdikleri paraların hesabı sorulmasın diye, Bilim insanların oluşturduğu ENAG gerçek enflasyonu açıklayınca.Uyuşturucu baronları ile ilişkilerini fotoğraflarla kanıtlayan milletvekillerine; Dünyanın en ünlü ekonomistleri ile görüş alışverişi yapılmasına tahammül edemeyip; Saraylarda şatafat içinde binlerce koruma ile yaşadıkları gündeme getirilince; Anayasaya göre Recep Tayyip Erdoğan 3. Kez cumhurbaşkanı adayı olamaz denilince; Hukuki değil, siyasi kararlarla insanların cezaevinde esir tutulduğu eleştirilince; Sığınmacılara ev, iş, vatandaşlık verilmesi eleştirilince; Atatürk düşmanlarına karşı tavır alan aydınlara; Özgür medyaya;  Sivil Toplu Kuruluşlarına; Zararına satış yapmaya direnen zincir marketlere; Haklarını savunan zincir marketlerin dernek yöneticilerine;

Bir dönem, birbirlerine ağır hakaretler yapmalarını hatırlatırsanız; Cemaat ve Tarikatlarla mücadele eden kahraman generallere; Fikirlerini özgürce açıklayanlara;
Saldırıyorlar…

Saldırtıyorlar…

Özgür Radyo, televizyon, yazılı ve elektronik medyaya; tekme, yumruk, hakaret, küfür, iftira, tehdit yağdırarak kumpas, ekonomik reklam ambargosu ve baskı yaparak saldırıyorlar… Bu ahval ve şerait içinde AKP Bursa Milletvekili Zafer Işık İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs'e taammüden saldırdı, yumrukladı…
 

SON SÖZÜM ; "Adalet ilkin devletten gelmelidir. Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir." Aristo
 

Her şey çok güzel olacak!

Yüz karası bu tablonun sorumlusu 20 yıllık AKP iktidarıdır. Kavgacı siyaset, hakaret dolu üslup, toplumu germe ve bölme Erdoğan'ın siyasi tavrıdır. Bu tavır sokakta da mecliste de yumruklu, hakaretli saldırılara dönüşmektedir. Toplumu kutuplaştırmanın mimarı da Erdoğan'dır. Bakanları da milletvekilleri de bu siyasetin tetikçileridir. Demokratik haklar ülkede aranamaz hale getirilmiştir.
Aman dikkat. Tahriklere, saldırılara karşılık sakın vermeyin. Çünkü oyun büyük. İstiyorlar ki;  Kavga sokaklara taşsın,  Olaylar çıksın, provokatörleri tahrik için devreye sokalım, eylemleri teröre dönüştürelim, milleti korkutalım, oylarını alalım.AKP'nin Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, Kozmik Oda kumpaslarını unutmadık, unutmayacağız. Masum Gezi Parkı direnişini ne hale getirdiklerini hatırlayalım. Siyasi kumpaslara düşmeyelim…
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi