BaBaLa TV ve sorgu melekleri (1)

Siyasi anlamda çok anlamlı ve çok değerli bir iş yapıyor...

Hazırladığı ve sunduğu programların içeriğini, özetle, siyasetçilerimizi, genellikle çoğunluğu genç katılımcılardan oluşan büyük bir kitlenin karşısına çıkartarak onları bir şekilde, bu kitlenin en eleştirel ve acımasız sorularıyla, karşı karşıya bırakması, şeklinde değerlendirilebiliriz.

Şunu da belirtmeden geçmemek lazım alan razı veren razı rızasız bir işlem yok.

Oğuzhan Uğur’un bu yayınlarını, ilk kez izlediğimde, sanki o siyasetçi ölmüş de, öteki dünyada bir şekilde en ağır sorularla, sorguya çekiliyorlarmış gibi bir hisse kapıldım, doğrusu! Yani demem o ki, bir nevi, kimin cennete, kimin cehenneme gideceği bu genç “sorgu meleklerinin” işi bittiğinde belli oluyor gibi bir his veriyor bana bu program, vesselam!

Bu arada, Oğuzhan Uğur’un bu programı, çok iyi yönettiğini söylemeden de geçmemek lazım.. Yiğidin hakkı yiğide...

Ben yaklaşık altı ay öncesinde, fark edip de takip etmeye başladığım bu programa, puan olarak 10 üzerinden 8 notunu veriyorum; 2 puanımı da soru soran seyircinin yetersizliği yüzünden kırıyorum. Soru bile olmayan sorular, tekrar soruları, hatta sadece hakaret içeren sorular, bu programın yapısını olumsuz olarak sarsıyor ve kalitesini hemen düşürüyor, maalesef!

Bu Mevzular Aҫık Mikrofon adlı programın izlenme oranları ise, şu an itibarıyle, YouTube’da 1 numara gibi görünüyor ve en az izlenen videoların izlenme oranı bile, yaklaşık bir ay gibi kısa bir süre iҫinde, 5 milyonu bulabiliyor! Kısaca, her bir ses getiren konuğun, yaklaşık bir yılda toplamda izlenme oranının, 20 milyonu bulması, çok mümkün görünüyor. İnşallah, bu program giderek daha da fazla ilgi görerek bu yükselişine devam eder...

Eski tarihlerde de bu formatın benzerlerini daha önce, Ali Kırca, “Siyaset Meydanı” adıyla, Abbas Güçlü beyefendi ise “Genç Bakış” ile üniversitelerde öğrencilerle yapmıştı.

O programlar da kendi çapında çok iyilerdi; lakin bu Mevzular Aҫık Mikrofon programını güncel kılan ve sevilmesini sağlayan nedenlerin başında, yirmi yıldır siyasetçilerin ÖZGÜR bir kantarda karşı görüş ve tarafsızlar seyirciler ile tartılamamış olması.

Oğuzhan Uğur’un soruları soranların bir yanlışına veya bir hakaretine anında çok usturuplu ve güzel bir şekilde müdahale edebilmesi geliyor, diye düşünüyorum. Bu yazımda, bu inanılmaz ekibi hem yürekten tebrik ediyor, hem de onların bu anlamlı çalışmalarının toplumdaki dönüştürücü etkisini anlatmak istiyorum.

Bu program, tabiri caizse, kimsesizlerin kimsesi olmaya aday bir program olarak nitelenebilir, bence. Yani, çaresizlerin bir şekilde sesini duyurabildiği bir program ve en önemlisi de, bu programın sonuç üretebilen bir yansıması ve yönü olması, yani dönüştürücü yönü; bu son bahsettiğim özelliği, hakikaten hepsinden ҫok daha değerli!

Ayrıca, bu programdan elde edilen gelirin, ihtiyaç sahiplerine bağışlanması, Oğuzhan Uğur’un kendisinin ve ailesinin ne kadar güzel bir yürek taşıdığının bir göstergesidir, aynı zamanda. Yaşadığı toplumda, ancak bu kadar güzel bir fark yaratabilir bir insan! Bravo, helal olsun sevgili Oğuzhan Uğur’a, ailesine ve tüm program ekibine!

Yaşadığımız son yıllarda, meclis’te grubu olmayan ya da yeni kurulmuş siyasi partilerin, mevcut ana akım medyada, herkese gayet iyi bilinen sebeplerden dolayı, yeterince boy göstermeleri imkânsıza yakınken, bu program onların milyonlarca insana seslerini duyurma imkânı sağlıyor. Sırf bu yüzden bile olsa, bu insanlara bir kez daha helal olsun, diyorum...

Örneğin, BaBaLa TV’deki bu programda, bugün itibariyle, Ahmet Davutoğlu 7.1 milyon, Muharrem İnce 9.5 milyon, Zafer Özdag 8.8 milyon, Cem Uzan 8.3 milyon, Metin Külünk 6.9 milyon, Ömer Faruk Gergerlioğlu 10 milyon, Abdüllatif Şener 4.5 milyon ve Barış Atay 13 milyon kez izlenmiş! Bu izlenme oranlarında en ҫok dikkatimi çeken şey ise doğal olarak, bazı siyasetҫilerin diğerlerine oranla, neden bu kadar çok izlendiğiydi...

Yukarıda isimlerini belirttiğim kişilerin söyleşileri başka hiçbir programda bu derece yüksek seyirciye ulaşması bu aşamada mümkün görünmüyor.

Bu proğramın izleyici kitlesinin büyük bir bölümü, 35 yaş altında insanlardan oluşuyor; Șu an itibariyle, bu programda en çok izlenen siyasetҫi ise, iki hafta gibi kısa süre iҫinde, 13 milyon gibi devasa bir izlenme oranıyla, Türkiye İşçi Partisi milletvekili Sayın Barış Atay oldu.

İşin ilginç kısmı ise, nasıl oluyor da, iki haftada 13 milyon kez izleniyor ki!? Dahası, Barış Atay’ın konuk olduğu bu izlenme oranı her geçen gün artarak bir rekora doğru koşuyor! Daha da fazla izlenmesi çok mümkün olan bu Barış Atay’ın konuk olduğu Mevzular Açık Mikrofon çekiminde ne oldu ki?

Ben de, baştan sona kadar dikkatli izlediğim bu söyleşide, şunu çok net gördüm; sorulan her soruya Barış Atay’ın cevapları çok içten, çok insancıl ve çok inandırıcıydı.

Kesinlikle, klişeleşmiş bir siyasetçi profili yoktu, kendisinde; gençler, son derece korkusuz, dürüst, samimi ve iҫten bir dava insanını gördüler, bence; bu yüzden, onun bu samimiyetine teveccüh gösterdiler. Barış Atay’ın bu genç sorgu melekleriyle söyleşisinin, gelecek seçimlerde bir şekilde sandığa da yansıyacağını düşünüyorum. Şimdiki gençleri inandırmak zor, ama kandırmak daha da zor! Yeni kuşak, daha evrensel bir bakış açısı ve daha çağdaş yaklaşım ile, ellerinde (telefonları) günah defterleri ile bu hayatı yaşamak istiyor ve gördüğüm şey, kendimce ҫok net:

Eski siyasiler, bu gençlere çok eski geliyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kanun Göçer Arşivi