Eğitim ve felsefe

Üzerinde önemle ve hassasiyle durmamız gereken konuların başında eğitim geliyor. Bu defa şaşırmaza sebep olan bakanımız,Milli Eğitim Bakanı!

“Türkiye’de 81 ilde 100 noktaya, Meslek Lisemize ekmek fabrikası kuracağız ve günlük 1 milyon ekmek üretim kapasitesiyle o liselerin çıkışındaki satış büfelerinde vatandaşımızın düşük fiyatla ekmekle buluşmasını sağlayacağız.”dedi.

Bu kadarla da bitmedi tabii. “Okullarda kağıt havlu üretilmeye başlandığını, bu üretimin artıp 2022-2023 eğitim dönemine tüm okullarda öğrencilerin lavabolarda kağıt havlu kullanabileceğini” de söyledi.

Eğitim konusunda konuşması beklenenler bunlar mıydı peki?

Fırını,ekmeği, ilgili olanlara bıraksak da, artık eğitime bir el mi atsak?!

***

PİSA (Uluslararası öğrenci değerlendirme programları) ve OECD (Ekonomik kalkınma ve işbirliği) olarak adlandırılan kuruluş, 15 yaş gurubu öğrencilerinin kazanmış olduğu bilgi ve becerileri araştırıp, bunu tablolar halinde yayınlıyor. 79 ülke katılımı ile gerçekleşiyor. Türkiye ilk kez 2003 yılından bu yana katılıyor. Ancak buradaki tabloyu incelediğimizde üçer yıllık periyotlarda yapılan değerlendirmelerde sıralamamız sürekli düşmekte. Merak edenler internet sayfasından bu tabloları ayrıntılı inceleyebilirler.

Örneğin; 2003 yılında Türkiye Fen’de 33. sırada iken 2018 yılında 39.sıraya gerilemiş. Matematik’te 2003 yılında 35.sırada iken, 2018 yılında 42.sıraya,

Okuduğunu anlamada ise, aynı yıllar arasında 35. Sıradan, 40.sıraya gerilemiş.

2022 yılı için açıklanacak tabloları merakla beklediğimi ifade etmeliyim.

***

Kısa bir süre önce üniversiteye giriş sınavı yapıldı. Sonuçların 20 Temmuz’da açıklanacağı söyleniyor. Umarım geçen yılın sonuçlarının daha da altına düşmeyelim. Zira geçen yılın verilerinde toplamda 1.6 milyon adayın ortalama net cevapları üzücüydü çünkü.

Bakanlığın yayınlandığı verileri yeniden hatırlarsak;

Türkçe-1’de; 10 soruda, 1,7 ortalama

Coğrafya-1’de; 6 soruda, 2,1 ortalama

Tarih-2’de; 11 soruda, 1 ortalama olarak devam ediyor.

Ancak, bir de Felsefe gurubu dersleri var. Ve özellikle buraya dikkat çekmek istedim. Bu dersin ortalaması; 12 soruda, 1,7

***

Felsefe konusuna neden bu kadar takıldığımı basitçe anlatacağım şimdi. Hani bazen, bazı tepkiler ve davranışlar karşısında ellerimizi saçlarımıza götürüp “İnanamıyorum, bunu nasıl düşünemez insan” diyerek tepkimizi veririz. Veya, karşımızdaki insanın ne kadar mantıksız konuştuğunu, olayları doğru yorumlayamadığını düşünerek sinirleniriz.

Örneğin; “Et çok pahalı, alamıyoruz” diye yakınan bir insana “pahalıysa yeme sen de” diye cevap verenlere, “Dışarıya çıkıp bir kahve içemiyorum” diye yakınana “Sen de evinde iç kahveni” diye cevap verenlere kızdığımız gibi...

***

Felsefenin konuları arasında, Tümdengelim ve tümevarım olarak ifade edilen bir metod var. Sözlük anlamında şu şekilde ifade ediliyor; “Felsefe ve mantıkta sahip olunan genel verilerden yola çıkarak özel sonuçlar çıkarma yöntemidir. Tümdengelimin aksi tümevarım metodudur.”

***

Felsefe kurallarına göre değerlendirdiğimizde; özelden, genele varabilme kabiliyetimiz, olayları doğru analiz edebilecek kadar mantık ve felsefi bilgi eksiğimizin olduğu ortaya çıkıyor.

Bu konuyu örneklerle açıklamaya kalkarsak;

Örneğin; Bir aile reisi çalışmıyor. Evine, çocuklarına gerektiği şekilde bakamayıp ailesini mağdur ediyor. Bu durumu yaşayan siz olsaydınız, ne yapmayı düşünürdünüz.? Muhtemelen evliliği/ birlikteliği sonlandırma yoluna gider, kendinize daha refah yaşayacağınız bir yol bulmaya çalışırdınız.

Peki, ülkeyi neden eviniz olarak görmeyi denemiyorsunuz?

***

Bir başka örnek daha vermem gerekirse; Büyük bir sitede yaşadığınızı varsayalım. Her ay bu sitenin giderleri için aidat adı altında ödemeler yapmak zorundasınız. Sitenin/ apartmanın tüm giderleri de bu toplanan paralardan karşılanıyor.

Yıl sonu geldiğinde, yapılan toplantıda paraların nerelere harcandığını, kasa da ne kadar para kaldığının hesabını sorarsınız değil mi? Yönetici size bu paraların nereye harcandığını söylemezse, üstelik bazı aksaklıkları gidermek için ek ödeme talep ederse ne tepki verirdiniz? Yeniden seçim talep edip yöneticiyi değiştirmeyi düşünmez misiniz?

Ülkeyi site olarak düşünüp, ödediğiniz vergiler de aidat olarak düşünmek size ne kaybettirir?

***

Biraz felsefeden sonra hassasiyetim olan Türkçe konusuna yeniden değinmeden geçemeyeceğim.

Zaman zaman Türkçe dilinin güzel ve doğru kullanılmaması nedeniyle üzüntümü belirten yazılar yazdım. Ancak şimdilerde bırakın Türkçenin doğru kullanılmasını, Türkçe konuşanları bile zor görür olduk!

Mevcut iktidarın büyük oranda oy kaybetmesine neden olacak sebeblerden birinin ekonomik, diğerinin de sığınmacılar olacağı aşikar. Hükümetin sığınmacılar konusunda özenli ve dikkatli bir program uygulayamaması nedeniyle, işsizlik, barınma, güvenlik gibi temel sorunlar, iktidara geçmişte oy verip desteyenleri de bunaltmış görünüyor.

***

Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi