Enflasyon da bitti Elhamdülillah !

Enflasyon da bitti Elhamdülillah !

60 milyonun yok saymak !

Liramız pul millet namerde kul oldu

O eski halinden eser kalmadı

Elimizde kaldı 200 liracık !

Bakan Nebati: "Türkiye ekonomisini kurtardık elhamdülillah "

TÜRKİYE tam da kara mizah açısından çok keyif alınıp yaşanacak bir ülke ama burada kazanmayıp gelip boş beleş paraları harcarsanız.Yada yandaşsanız vede dolarlarınız avrolarınz var ve faize yatırırsanız. Beleşten biraz fazla harcayarak gül gibi geçinirsiniz. Ama asgari ücretli, esnaf, emekli, çiftçi iseniz açsınız, ülkede yoksunuz. Bunu iyi bilin. Bakın o yüzden bugünler bize ızdırap onlara bayram oluyor. Yokluğu acıyı, zenginin alacağı faizin parasını biz ödüyoruz. Ama açız. Bugünkü halde elbette hepimize ızdırap oluyor.

Güya her şey var ama

Cumhurbaşkanı çıkıyor, memlekette her şey var diyor. Kıtlık yok diyor. Tamam anlaştık. Yahu alacak para yok para. Kaldıki bizim toprağımızın bereketini kuruttunuz. İthalatta çiftçinin belini kırdınız. Üretim yok. Parası olana faiz, bereket, olmayan kuyruklarda sürünsün açlıktan beter olsun. Kurukları biti,rmek içinde siyasi iktidar zama sarıldı. Bakın Et balık Kurumu fiyatlara yüzde 48 zam yaptı kuyruk muyruk kalmadı. İyi mi.! Ama yok öyle yağma. Hergün bir iktidar üyesi çıkıp halkla bizimle beynimizle dalga geçiyor. Yetti ama. Biz sizin elma şekeriyle kandıracağınız çocuklar değiliz. Kendi tabanınız bile uyandı. Açlık onlarında başına vurdu. Artık sizin ne yaptığınızı kimleri devlet eliyle zenginleştirdiğinizi çok iyi biliyor. Hadi bunları geçelimde güne dönelim. Dostlar !

Liramızı pul bizi namerde kul ettiniz

Ama bakın Bakan Nebati ne diyor.Ülke parasının pul olduğunu Maliye Bakanı Nebati söylüyor. Biz söylesek suç bile işledi derler iyi mi. Şaka gibi ne çok boktan bir döneme denk geldik. Hergün dünden kötü. Bakın ne demiş bakanımız; Nebati, "Bunlar bekliyorlar dolar 20,30 TL olacak. Niye olsun? Zaten Türk Lirası şu an en zayıf durumunda". İyi mi dedi ! Ha bu açıklamanın devamı da var. Hangisi doğru varın onu da siz bulun. Nebati, Fransa'da yabancı yatırımcılara yaptığı çağrıda “Bürokrasiyi alaşağı ederiz, arkamızda cumhurbaşkanımız var” demiş ve Türkiye’de tepkilere neden olmuştu.Bu kezde gözlerinin ışıltısıyla süratle batmakta olan ekonomimiz ile ilgili “Milli para birimimize lütfen güvenin” diyen Nebati, “Faiz ve kur odağında sığ bir alanın içinde sıkışan Türkiye ekonomisini kurtardık elhamdülillah” dedi.. Dedi vallahi de billahi de böyle dedi. Sen aklıma sahip yarab.. Hangisi doğru. Aklımızla dalga geçiyor bunlar. Ayıp yeter yahu !

Yoksulluk hep artıyor

Bakın araya gireceğim ama aklıma geldi. Bu dev ekonomisi olan! ülke insanı Hacı yolu bekler gibi ayçiçek yağı gemisi, bekledi. Aslında yapmamız gereken üretmek, üretmek, üretmektir. Yapmamız gereken, Türkiye'yi kendine yeter hale getirmektir. Bunları Ak Parti yapamaz. Yapabilecek olsalar 20 yıldır yaparlardı. Ak Parti, artık Türkiye'nin hiçbir sorununu çözemez. Çözebilselerdi 20 yıldır çözerlerdi. Elektrik faturaları canları yakıyorsa sorumlusu Ak Partidir. 5 litrelik ayçicek yağı 200, mutfak tüpü 300, bir çuval un 500 lira olmuşsa, sorumlusu Ak Parti’dir. Yoksulluk varsa, işsizlik varsa her şeye, her gün zam geliyorsa, sorumlusu Ak Parti’dir.”

Nebati'den inciler

Dönelim konumuz yeniden Bakan Nebati, ekonominin sadece rakamdan ibaret olmadığını belirterek “Ekonomi sadece rakam değil; beklentilerdir, umuttur, geleceği görebilmedir, yaptığınız işe inanmak demektir, vatanınıza, bayrağınıza inanmak demektir, çocuklarıma çok iyi bir gelecek bırakacağım umudunu taşımak demektir.Sabah uyandığınız zaman, ‘Ben iyi ki bu ülkede doğmuşum’ demek. İşinize giderken ‘iyi ki bu yollardan geçiyorum’ demektir" dedi. Daha önce 'ekonomi gözlerdeki ışıltıdır' sözleriyle dikkat çeken Nebati, bu kez de "Ekonomi hücrelerinizdeki enerjidir" diye konuştu.Gördünüz mü ızdırabı DOSTLAR.

O eski halinden eser kalmadı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'da Çanakkale Köprüsü açılışında geçiş ücretini açıklarken "200" liracık demişti ve aslında da doğruyu söylemişti ama kazın ayağı hiçte öyle değil. Batan ekonominin durmunu hicvetti aslında. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Çanakkale Köprüsü'nün açılışında köprü geçiş ücretini açıklarken ‘200 liracık' diye ifade ettiği en büyük banknot ilk tedavüle sürüldüğü 2009 yılında çarşı pazarın adeta kralıydı. Şimdi isee 200 liracık olup o eski halinden sr kalmaı DOSTLAR..

O tarihte 200 lirayla markete giden vatandaş dana etini, kuzu etini, tavuk etini, zeytinyağını, ayçiçek yağını, sütünü, peynirini, nohudunu, mercimeğini neye ihtiyacı varsa hepsini kilo kilo fileye dolduruyor, artan parayla 12 kilogramlık tüpünü alıp aşını kaynatıyordu. Bugünse o filedeki sadece ekmek, makarna, bulgur, şehriye, salça, zeytin, şeker gibi ürünleri alınca bile 200 lira yok olup gidiyor.

Bakan hayal aleminde yaşıyor

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin "Türkiye ekonomi modeli bir gerçeklikti ve dünya şu anda bu modeli izlemeye almış durumda. Döviz fiyatları makul gidiyor, bu defa başladılar sormaya 'Niye makul gidiyor, ne yapıyorsunuz?' İnanç var inanç. Millet, Türk Lirası'yla iş yapmanın güzelliğini yaşamaya başladı" diyor. Arkadaşlar o mu biz mi biri kesin hayal aleminde yaşıyor. Bu net. Fakat bakanın sözleri de El-hak doğru. Sayelerinde, eloğlunun ibretlik numune gösterdiği ülke olduk. Bundan 3 ay önce Rusya Devlet Başkanı Putin, 'Doğru olan politikaları uygulamazsak, Türkiye gibi olabiliriz' diye açıklama yapmıştı. Geçen de Amerikan Merkez Bankası Richmond Şube Başkanı 'Enflasyonu kontrol etmek için üzerimize düşeni yaparsak, beklentiler, fiyat ve ücret artışları, istikrarlı ve sabit kalır. Yapmazsak Türkiye gibi oluruz' dedi.Yani örnek olmuşuz dünyaya ne var ki kötü örnek!

Ekonomi içler acısı

Türkiye ekonomisinin içler acısı hali, ABD ile Rusya’nın uzun süredir üzerinde anlaştıkları ilk konu. Dünyayı bilemeyiz ama millette bu iktidarı ibretle gerçekten izliyor! AKP yönetiminde 85 milyonluk ülkenin, 800 milyar dolarlık ekonomisi nasıl yap-boz tahtasına çevrildi. Beceriksizliğin, kifayetsizliğin, liyakatsizliğin, kendini varlık içinde yokluğa nasıl sürüklediğini vatandaş görüyor.Artık ülkemize Türk lirasında "Liracık dönemi" de başladı.

Enflasyon yerle bir etti

Enflasyonun 20 yılın zirvesine çıkması ile TL'nin de alım gücü eriyince tedavüldeki en büyük banknot olan 200 lira da “cık” oldu. TL'den 6 sıfır atılmasıyla birlikte “güçlü TL” dönemi başlamış, 1 liranın, 1 dolara eşitlenebileceği ifade edilir olmuştu. Ancak özellikle son birkaç yılda yanlış ekonomi politikalarının bir soncu olarak hızla değer yitirdi. Dolar ise 18 Aralık'ta 18.36 liraya kadar yükseldi.Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre yıllık tüketici enflasyonu da yüzde 54.4'e kadar yükseldi.

Bugün 13.5 Dolar ediyor

200 liralık banknotun tedavüle girdiği 1 Ocak 2009'da dolar 1.5944 liraydı. O dönem 200 liranın dolar karşılığı 125.4 dolar ederken, aradan geçen 13 yılda fark hayli açıldı. Bugün 200 lira, ortalama 14.75 TL'de seyreden kurla ancak 13.5 dolara karşılık geliyor. Dip yapan 200 liranın alım gücü karşılaştırmasında ise 13 yıllık enflasyon yüzde 398'i buluyor. TÜİK'in verilerine göre enflasyon 2009 yılında yüzde 7.8 düzeyindeydi.

2009'da tedavüle girdi

AKP iktidarı paradan 6 sıfır atma operasyonunun ardından 1 Ocak 2009 tarihinde YTL’den TL’ye geçmiş ve büyük parasal işlemlerde kullanılması için 200 TL’lik banknotları piyasaya sürmüştü. 200 TL’nin ilk tedavüle çıkarıldığı gün 1 dolar 1.5944 liraydı. Bugün ise 1 dolar neredeyse TL'nin 15 katı değerinde bulunuyor. 200 liranın karşılığ bin liraya dayandı

200 liranın adı yok

Pazardan tane ile alışveriş döneminin başladığı bugünlerde 200 liranın artık adı bile yok. En büyük banknotun alım gücü adeta dip yaptı. Tedavüle girdiği yılda 200 liranın doldurduğu sepeti bugün neredeyse 5 katı, yani yaklaşık 1.000 lirayla ancak doldurmak mümkün olabiliyor. Merkez Bankası'nın alım gücü karşılaştırmasıyla yapılan hesaplamaya göre, 200 lira ile 2009 yılındaki gibi alışveriş için tam 997.7 lira harcamak gerekiyor. Yani aradaki fark 797.7 lirayı buluyor. Değer kaybına bir örnek daha vermek gerekirse; 2009'da altının gramı 41.5 liraydı ve 4.8 gram altın alınabiliyordu. Bugün ise bir gram altın almak için 913 lira ödemek gerekiyor.

En ucuz benzin Türkiye'de !

Bakan Nebati; ışılıtlı gözlerle biz bakıp gözlerimiz yuvasından fırlatan açıklamalarda bulunuyor. Sanki Bakan o değil; bakan bizi iyi mi? Diyor ki "En Ucuz benzin Türkiye'de" gel çık işin içinden. Nebati Türkiye’deki akaryakıt fiyatlarının çok ucuz olduğunu belirtti ve “Petrol fiyatlarında artışı da hissettiririz, düşüşü de hissettiririz. Bu konuda geri adım atmayacağız” dedi. "Çünkü sonuçta bütçenin de bir takım zorlukları vardır. Yani kusura bakmasınlar, muhalefet haksızlık yapıyor söyleyeyim” diyen Nebati, “Bu petrolü ben üretmiyorum, petrolü ithal ediyorum. Petrol ithalatı yapan bütün ülkeler anında vatandaşına yansıtıyor. Bizde kesinlikle şu anda (akaryakıt), çok çok ucuz. Türk lirasının şu andaki durumu itibariyle de oldukça ucuzuz. Her alanda Türkiye dünyadaki bütün her karşılaştırmada en ucuz kalan ülkelerin başında gelir. Satın alma gücü paritesine göre değerlendirme yapılsa bile” diye konuştu.

Hayal dünyasında yaşıyorlar

Peki bunca yalana dolana sokakta kuyruklarda bekleşen, sebze ve meyveyi tane ile alan, "Çürük meyve ve sebzeyi" döenmin adıyla "Ekonomik sebze meyve " olarak almaya çalışan, et alşmayaı unutan milyonlar. Nebati gibi ve Cumhurbaşkanı gibi düşünmüyor.Haksız da sayılmazlar hani

Geçinmek her geçen gün daha zor hale gelirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin hayat pahalılığı açısından gelişmiş ülkelerden "olumlu" yönde ayrıştığını savundu. Vatandaşlar ise bu sözlerin gerçeği yansıtmadığını söyleyerek, "Olumlu olarak neresi ayrılıyor, onu da söylesinler. Onlar Türkiye'ye gelip gezebiliyorlar ama biz gezemiyoruz. Memleketimize bile gidemiyoruz şu anda. Tamamen hayal dünyasında yaşıyorlar. Hiç öyle bir şey yok. Hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Enflasyona baktığımız zaman her şey ortada" sözleriyle tepkilerini dile getiriyor.

Fiyatlar artıyor fırsatlar da diyorlar

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Mart’ta, kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Gelişmiş ülke vatandaşlarının dahi İkinci Dünya Savaşı'ndan beri görmedikleri, bilmedikleri, alışkın olmadıkları fiyat artışları, enflasyon ve ürün kıtlığıyla karşı karşıya oldukları bir dönemde Türkiye yine olumlu yönde bunlardan ayrışıyor. Sıkıntıların elbette farkındayız ama asıl odaklanmamız, bakmamız, yönelmemiz gereken yerin ülkemizin önünde duran fırsatlar olduğuna yürekten inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Zirve yapan hayat pahalılığıyla mücadele eden ve geçinmek için adeta savaş veren vatandaşlar, Erdoğan’ın bu sözlerine katılamadıklarını belirtiyor. Yaşadıkları zorluklardan örnek veren yurttaşlar, Türkiye’nin ekonomik olarak içinde bulunduğu durumu “sefalet” olarak değerlendiriyor

Ekonominin nesi olumlu

Ekonomik durum çok kötü. (Gelişmiş Avrupa ülkeleri) Onlar daha iyi, biz kötüyüz. Onlar Türkiye’ye gelip gezebiliyorlar ama biz gezemiyoruz. Memleketimize bile gidemiyoruz şu anda. Benzin desen almış başını gidiyor. Ekmek desen öyle. Her şey yani. Türkiye bitti.. İyi yönetemiyorlar. Tamamen hayal dünyasında yaşıyorlar. Hiç öyle bir şey yok. Hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Çok büyük bir kaos hakim. İmkanı olsa herkes yurtdışına gidecek… Herkes gitmek istiyor. Beyin göçü var. Durumlar çok vahim.

Dünden kötü, yarından iyi

Market ve pazarlarda her geçen gün zamlanan fiyatlar her kesimden vatandaşın tepkisine neden oluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere iktidar yetkilileri ise depo baskınları ve zabıta denetimleriyle fiyatların aşağıya çekileceğini savunuyor. Ancak vatandaş bu adımların bir işe yaramayacağını, fiyatların düşmesinin tek yolunun üretim olduğunu dile getiriyor. Halk içinde bulunduğu ekonomik durumu, "Açlıktan nefesimiz kokuyor nefesimiz... Şu anda yarına göre daha iyi, geçmişe göre çok kötü. Her geçen gün daha kötüye gidiyor" sözleriyle özetliyor.

Gafletleri milleti yakıyor

Hazreti Mevlana, “İnsanı ateş değil, gafleti yakar” demiş. Bunların gafleti koca bir milleti yakıyor. İnsanlar üç kuruşa ucuz Yağ, et ve hatta ekmek alabilmek için Kışın ayazında kuyruklarda bekliyor. Bu ülkeyi alınlarının teriyle bugüne getiren 12,5 milyon emeklimiz bankalara borçlu. 8 milyon emeklimiz, açlık sınırı ve altında aylık alıyor. Bir o kadarı da Milyonlarca gencin işsiz dolaştığı ülkemizde, Geçinmek için iş arıyor. Onu da geçtik, insanlar artık geçinmek için böbreğini satmanın peşinde.

Satılık böbrekler

Arama motorlarından yapılan “Böbreğimi satmak istiyorum” aramaları yüzde 400, “İşsizlik maaşı” aramaları ise yüzde 5 bin artmış. Asgari ücret açlık sınırının altında. Borcunu ödeyemediği için icralık olanların sayısı giderek artıyor. Sadece 3 ayda icra dosyası sayısı 2,2 milyon artışla, 24 milyona dayanmış. Esnaf bitmiş, çiftçi bitmiş, emekçi bitmiş, emekli bitmiş. Millet mağdur… Staj mağdurlarımız sesini duyurmaya çalışıyor, Saray yönetimi, Bu konuda verdiğimiz kanun tekliflerini reddediyor. EYT mağdurları bir yanda, KHK mağdurları diğer yanda… Ama bunlar utanmadan sıkılmadan hala ekranlara çıkıyor.

Dalga geçip kafa buluyorlar

Vatandaşla dalga geçiyor. Genel Başkanvekilleri, Borcu gırtlağını aşan çiftçiye, “Ekebildiğiniz kadar ekin. Maliyetler yüksek, mazot yüksek, gübre yüksek, Diğer girdiler yüksek. Nasıl ekelim diye düşünüyorsunuz, düşünmeyin” diyor. Geçen gün Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi yayımlandı. Endeks tek bir ayda yüzde 10’dan fazla arttı, Tarihi rekorunu kırdı. Genel Başkanvekilleri çiftçiye “Ekin!” diyor da, Destek vermezseniz, o iş nasıl olacak? Çiftçi tarlasını nasıl ekecek? Yanıt yok. Bu beyefendi bir yandan da, Tekirdağ’da birinci sınıf tarım arazilerinin üzerine OSB yapılacağı müjdesini veriyor.

Pide bayatlar somun alın

AKP Grup Başkanvekilleri derseniz tam evlere şenlik, 6 liraya satılan Ramazan pidesinin hesabı sorulunca, “Pide hemen bayatlar, ekmek bayatlamaz” diyor. Yani beyefendi, “Pideyi ne yapacaksınız, Kuru ekmek milletin neyine yetmiyor?” demeye getiriyor. Son atanan Nebati Bakan da çıkmış, Enflasyonla mücadeleyi çok iyi bildiklerinden, “Faiz ile kur arasında sıkışan Ekonomiyi kurtardıklarından” bahsediyor. Kurtardığınız buysa, kurtarmadığınızdan, Bildiğiniz buysa, bilmediğinizden Allah muhafaza…

Nebati Bakan’ın her sözü, milletin bunların gözündeki yerini ortaya koyuyor. Yabancılara, 'Siz yeter ki gelin Bürokrasiyi de alaşağı ederiz, Mevzuatı da değiştiririz. Arkamızda Cumhurbaşkanı var' diye garanti veriyor. Nerede hukuk? Nerede adalet? Nebati Bakan bir de dönüyor, insanlara 'Cumhurbaşkanımız ne zaman sizi yanılttı?' diye soruyor. Güler misiniz ağlar mısınız? Erdoğan 'dolar alan yaya kalır' dediğinde Dolar 2 lira 58 kuruştu. Şimdi 15 liraya dayandı. Dolar alan değil ama Erdoğan’a inanan yaya kaldı.

Hani Ağustos ayına beli kırılacaktı

Geçen Ağustos ayında enflasyonun belini kıracaktı, Enflasyon şimdi milletin belini kırıyor. Faizi düşürerek her derde deva bulacaktı. Faiz; tabelada düştü, piyasada coştu… Döviz yerinde durmaz oldu. Fatura yine vatandaşa kaldı. Erdoğan, 2023 için 2 trilyon dolar milli gelir, 25 bin dolar kişi başına gelir sözü verdi. Şunun şurası 2023’e bir sene kaldı, ortaya koyduğu hedeflerin yarısına bile ulaşabilmiş değil. Erdoğan bugüne kadar verdiği hangi sözü tuttu ki, bu millet bugün onun sözüne inansın… Ama Nebati Bakan da en güzel sözünü en sonunda söylüyor: 'Dünya Türkiye ekonomi modelini İzlemeye almış durumda…' El-hak doğru… Sayelerinde, eloğlunun ibretlik numune gösterdiği ülke olduk.

Çiftçimiz perişan oldu

Ak Partinin yaptığı yanlışların ceremesini çekmeye ne yazık ki devam ediyoruz.Yoksulluk var. Çiftçi para kazanamıyor, esnaf siftah yapmadan eve gidiyor, iş yerleri kapanıyor. Ekmek, başta olmak üzere her şeye her gün zam geliyor. Elektrik faturaları can yakıyor. Ülkeyi yönetenler, dünyada da fiyatlar artıyor diyorlar. Bunların hepsi palavra hepsi yalan.Bu hayat pahalılığının, bu yüksek faturaların nedeni, Ak Partinin üretimi ithalata tercih eden yanlış politikaları. Giden tarım bakanı, “paramız var ki ithal ediyoruz” dedi. Ben o zaman da söyledim: “Dünyanın bin türlü hali var. Paramız olsa bile ithal edemeyeceğiniz zamanlar olur” dedim. İthalatçı bakan gitti. Yeni bakan üretime önem verir diye umut ettik. Ama o da üretimi Afrika'da arıyor. İçsavaş yaşanan Sudan'da arıyor.

SON SÖZ: Yoksul bebeklerin içemediği sütü, zenginlerin köpeği içiyorsa; bana adaletten söz etmeyin. P. Samuelson

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi