Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete

Enflasyonda uygulanan politikalarda yapılan keskin U dönüşü de bir yarar getirmedi. En azından bu sene diyelim. Çünkü Bakan Şimşek enflasyonun düşmeye başlayacağı dönemi ve beklentiyi 2024 yazı olarak açıkladı. Yani Dostlar! Bindik bir alemete gidiyoruz kıyamete. Emekli işçi memur yoksullaşmaya devam edecek. Açlıkla sınanmaya devam edeceğiz. Malumunuz Mart 2024 seçim var herkesin ağzına bir parmak bal çalarım mantığıyla bu iktidar seçime hazırlanıyor da ben başka noktaya takıldım.

Hikâyeyi biliyorsunuzdur ama duruma öyle cuk oturuyor ki kısaca hatırlatmadan edemiyorum. Maraba ile ağa, ağanın arabasında tıngır mıngır kasabaya gidiyorlar. Yolun yarısında, arabayı çeken hayvan patır kütür yola pisliyor. Ağa marabasının arabada gözü olduğunu biliyor. Hem marabayı küçük düşürmek hem de eğlenmek için, “Üle Memo! Şu boku yersen, arabayı sana verecem” diyor. Bizimki bir an düşünüyor, kararını veriyor, koşumları ağaya uzatıp arabadan iniyor ve taze at pisliğini yiyor. “Tamam”, diyor ağa “araba senin” Bizimkinin midesi dönmüş, gururu çiğnenmiş, kendinden iğreniyor. Ağa ise bir dakikalık bir eğlence uğruna arabasından olduğuna pişman, kendi budalalığına yanıyor. Dönüş yolunda ikisinin de ağzını bıçak açmıyor, ikisi de kurdukça kuruyorlar. Tam marabanın pislik yediği noktaya geldiklerinde ağa dayanamıyor; “Üle Memo! Bir halt ettim, şaka uğruna araba elden gitti, b.k yemenin ederini vereyim, arabayı geri alayım.” Memo’nun genzinde, ağzında, yüreğinde, öfkesinde hâlâ pislik tadı var. “Olur Ağam” diyor, “olur ama bir şartla: sen de aha şu kalan kurumuş b.kları yiyeceksin ki ödeşelim.” Ağanın gözü kararmış, iniyor bir miktar pislik de o yiyor.

Çiftliğe yaklaşırlarken, Memo düşünceli, kederli soruyor: “Ağam, araba giderken de senindi dönerken de senin, peki biz bu kadar b.ku neden yedik?” Son günlerin her anlamda yaşanan cinnet ortamında ben de aynı soruyu sorup duruyorum kendime.


Merkez Bankası enflasyonun yıl sonunda 30 puan daha yüksek olacağını bir ayda mı gördü? Şimdi Saray’a da vitrin yönetimine de soralım, madem enflasyon yılsonunda yüzde 60’a dayanacaktı, o zaman daha bir ay önce maaşları artırırken, neden hesabı yüzde 22’lik eski tahmin üzerinden yaptınız? Yılın ikinci yarısında işçinin, memurun, emeklinin, dul ve yetimin parasının üçte birine enflasyonla çökmek, nitelikli dolandırıcılık değil de nedir?

Enflasyondaki artış ve beklentiler artık öyle bir hal aldı ki hükümete yakın sendikalar bile, bugün başlayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde kamuda maaş, ücret ve aylıkların önümüzdeki yıl her üç ayda bir belirlenmesini istiyorlar. Hükümet bunu yapar mı? Hiç sanmıyorum.

Enflasyon çift haneye geldi
Şimdi gelelim konumuza. Son 1,5 yılın zirvesine çıkan enflasyon temmuz ayında çift haneye dayandı! Türkiye İstatistik Kurumu, Temmuz ayı enflasyon verilerini açıkladı. Enflasyonda yıllık bazda sekiz aydır devam eden düşüş serisi temmuz itibarıyla son bulurken aylık enflasyon da 1,5 yılın zirvesine çıktı. Verilere göre enflasyon Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 9,49 artış gösterdi, yıllık bazda ise yüzde 47, 83 olarak açıklandı. On iki aylık enflasyon ise yüzde 57,45 oldu. Buna göre; aylık enflasyon ücret ve vergi ayarlamaları, akaryakıt fiyatlarında yaşanan artışın etkisiyle yüzde 9,49 seviyesine çıkarak Ocak 2022'den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Enflasyon yıllık bazda ise yüzde 47,83 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 57,45 olarak gerçekleşti. AA Finans Enflasyon Beklenti Anketi'ne katılan ekonomistler, temmuz ayında Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE) yüzde 9,07 artmasını bekliyordu.

Dolar 32 lira olur mu?
Başka bir iddiayı da görmezden gelmeyelim. İddia odur ki Mehmet Şimşek - Hafize Erkan politikaları ülkeye dibin de dibini gösterecek.Alman Bankası Deutsche Bank: "Türk lirası rekor seviyede düşecek. Bir dolar 32 TL'yi görecek."öngörüsünde bulundu Merkez Bankası'nın politikaları ve tüketici enflasyonunun yüzde 48 olarak açıklanması, dünya piyasalarında Türk lirasının daha da çok düşeceği şeklinde yorumlandı. HSBC uzmanları, yıl sonunda Türk lirasının 29 dolara kadar gerileyeceğini söyledi. Deutsche Bank uzmanları ise "Türk lirası rekor seviyede düşecek. Bir dolar 32 TL'yi görecek" dedi. Bloomberg'in aktardığına göre tüketici enflasyonunun yüzde 50'yi geçmesi beklenirken, Türk lirasındaki düşüşün turizm sezonundan sonra daha da hızlı gerçekleşeceği tahmine diliyor.

Faiz sebep enflasyon sonuç yalan
Bakın Dostlar ! Erdoğan ve şürekası, faiz sebep enflasyon sonuç safsatasıyla tüm dengeleri bozarak ekonomiyi şişirmeyi tercih etti. Devletin tüm imkanlarını ve parasını seçim kazanmak için sonuna kadar kullandı. Ekonomi yama tutmaz hale geldi. Genel seçimlerin ardından paramız hızla değer kaybetti. Erdoğan, siyasetinin dağ gibi faturasını milletimizin sırtına yükledi. Ekonomideki oyuncuların güvenini yitirdiği için önce vitrin yenileyerek, işleri yerel seçimlere kadar idare etmeye kalktı. Olmadı. Vitrine koyduklarının, onun politikalarına ‘akıl dışı’ demelerini sineye çekti. O da olmadı. Küresel piyasalar vitrine aldanıp kredi açmadı. Dün şerefsiz dedikleri Körfez ülkelerinin önünde el pençe divan oldular, ama onlar da kanmadı.

Vur abalıya garibe gurebaya
Tulumbada su kalmayınca Cumhurbaşkanı’na vergileri olağanüstü artırma yetkisi verme, bir ödeyenden bir daha MTV alma gibi, Anayasaya aykırı, haraç toplama düzenlemelerini memur maaş zammıyla ambalajlayarak Meclis’ten geçirdi. KDV, ÖTV, harçlar zam seli oldu. Millete ne verdilerse misliyle geri aldılar. Ama saray, faiz sebep enflasyon sonuç siyasetini örtülü olarak uygulamayı sürdürüyor. Kendisine hareket alanı tanınmayan vitrin yönetim enflasyon birinci önceliğimiz demekten vazgeçti. Enflasyonu düşürmeyi orta vadeye erteledi.

Daha neler nerelere gelecek kim bilir?
Merkez Bankası havlu attı. Yıl sonu enflasyon hedefini 30 puandan fazla artırdı. Erdoğan millete ‘tek haneli enflasyon’ masalları anlatırken, Merkez Bankası guvernörü önümüzdeki 2,5 yıl boyunca tek haneli enflasyonun hayal olduğunu ilan etti. Yeni Başkan, ekonomide şu anda dezenflasyon öncesi geçiş süreci yaşadığımızı söyledi. Mealen, ‘Elimi tutanlar var, seçime kadar enflasyonu saldım’ demiş oldu. Yeni başkan, hükümet istemediği için enflasyonla mücadeleyi erteleyen bir Merkez Bankası Başkanı olarak, ciddi kredibilite kaybına uğradı. Enflasyonda zirvenin 2024’ün ikinci üç ayında görüleceğini, gerçek dezenflasyonun ondan sonra başlayacağını, istikrarın ise 2025 sonrasına kaldığını ilan etti. ‘Hazır olun, turpun büyüğü heybede’ dedi. Seçim sonrasında uygulayacakları ‘gerçek’ istikrar programıyla milletimizi bugünleri de aratacak şekilde ezeceklerini itiraf etti.

Enflasyon hedefi 12 kat arttırılır mı?
2023 sonunda yüzde 58 enflasyon hedefi Merkez Bankası’nın tabelasında yıllardır yazan yüzde 5 enflasyon hedefinin 12 katıdır. Geçtiğimiz yılın rekor enflasyonunun sadece 6 puan altındadır. TÜİK, temmuz ayına ait enflasyon rakamını iki gün sonra açıklayacak. Bugün açıklanan öncü gösterge İstanbul Ticaret Odası’nın verilerine göre temmuzda tek ayda gerçekleşen enflasyon yüzde 9,8’e çıktı. Bu, İTO serisinde temmuz enflasyonu rekorudur. Yılın ilk 7 ayında gerçekleşen enflasyon yüzde 37’ye, yıllık enflasyon ise yüzde 64’e ulaştı. Yıllık enflasyonda seçimden önce başlayan ve 8 aydır süren düşüş yerini yeniden yükselişe bıraktı. Temmuz ortasında yapılan vergi artışlarının ve son zamların etkisi de bu hesapta tam olarak görünmüyor.

Nitelikli dolandırıcılık değilse nedir?
Bir de Türk-İş’in açıkladığı mutfak enflasyonu var. Başkent’te yaşayan dört kişilik bir ailenin asgari gıda harcaması tek bir ayda yüzde 12,38 artmış. Bu göstergeler yıl sonunda yüzde 58’lik enflasyon tahmininin oldukça iyimser olduğunu gösteriyor. Rakamlar tek haneli ‘yıllık’ enflasyonu bırakın tek haneli ‘aylık’ enflasyonun bile hayal olabileceğini söylüyor. Tabii bir yandan da milyonlardan gerçeğin gizlenmesi var.

Asgari ücret asgari açlığa bile yetmiyor
Çünkü şimdiden havuz gazetelerinde, asgari ücretin ‘enflasyonist etkisini kırmak için’ bundan böyle yılda bir kere düzenleneceği haberleri yaptırmaya başladılar. Aylık enflasyon iki haneye dayanmışken asgari ücret de maaşlar da aylıklar da, bırakın yılı, altı ayı, üç ayı, ayda bir yapılacak güncelleme bile emekçinin, memurun, emeklinin kaybını telafiye yetmez. Bunu milletimiz yaşayarak görüyor. Dün açıklanan verilere göre açlık sınırı 11 bin 658 lira oldu. Bir çalışanın yaşam maliyeti 15 bin 123 liraya, yoksulluk sınırı 37 bin 974 liraya yükseldi. Temmuz ayında artırılan asgari ücret ise 11 bin 402 lira. Enflasyon daha ele geçmeden asgari ücreti açlık sınırının altına çekti. Başka ülkelerde, asgari ihtiyaçları karşılayabilecek bir ücret olan ve ancak istisnai olarak uygulanan asgari ücret, ülkemizde hem asgari yaşam şartlarını sağlamaya yetmiyor, hem de giderek genel ücret haline geliyor. Türk vatandaşlarının yüzde 70’ten fazlası gıda ve barınma ihtiyacını karşılayamama, evinin enerji faturalarını ve borçlarını ödeyememe endişesi taşıyor... Enflasyon arttıkça gelir dağılımındaki adaletsizlik de artıyor. Yoksul sürekli kan kaybederken, zengin, yoksulun sırtından giderek daha fazla doyuyor.

Troller artık terse döndü
Dün seçimlere giderken, ne pahasına olursa olsun Erdoğan’ı destekleyen yandaş dergiler, bugün akaryakıt fiyat listesi paylaşıp ‘Aşkın gözü kördür de ama bu ne kardeşim’ diye sızlanıyor. Dün ‘Artık gaz patronuyuz, yaz ayı da olsa kombileri açın’ diyen troller bugün ‘Faturayı bize çıkarma, git dışarıdan bul’ diye doğrudan Erdoğan’a çatıyor. En birinci yandaşlar, bugün artık, ‘Müjde dediğiniz her şeye zam geliyor. Bilseydim Kılıçdaroğlu'na oy verirdim diyenlerin sayısı az değil’ diye videolar yayınlıyor. ‘Ben kafayı sıyıracağım. Hayat nasıl yaşanılmaz bir hal aldı’

diye Erdoğan’ı ve hükümeti eleştiriyor. Düne kadar Saray ihsanlarıyla semiren yanaşmalar, bugün havuz kanallarında emekli aylığına isyan ediyor. Dün, ‘Rabbim benim ömrümden al, Erdoğan’a ver’ diyen AK Partililer, bugün “Artık sabrımız bitti’ dediği için belediye meclis üyeliğinden atılıyor.

Karta takla attırmakta çözüm olmadı
Vatandaş karta kartla takla attırıyor. Bireysel kredi kartı borçları son bir yılda üçe katlanmış 800 milyar lirayı aşmış. Toplam bireysel kredi borcu ise 2 trilyon 208 milyar lirayı bulmuş. Yılın ilk 8 ayında 8 milyon 835 bin yeni icra dosyası açılmış. İcra dairelerinde 22 milyon dosya yığılmış. Ekonomik Güven Endeksi üç ay sonra yeniden güven sınırının altına inmiş. Türkiye İmalat Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), temmuzda eşik değer olan 50’nin altına düşmüş. Yılın en düşük seviyesine gerilemiş. Ekonomide ciddi bir yavaşlama ve çok ciddi bir işsizlik dalgasının ilk sinyalleri her gün biraz daha net görünüyor. Bu durumda emekçiyi korumak için kullanılabilecek kaynak İşsizlik Sigortası Fonu. Ama Fon da işverene kaynak aktarma kapısı olmuş.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi