İktidar emekliye 'öl' diyor!

Sevgili dostlar! Yoksulluk sınırının 40 bin, açlık sınırının 15 bin lira olduğu bir dönemde, seçimlerden sonra mazotun 18 liradan 41 lirayı bulduğu bu süreçte, emekliye 7 bin 500 lira vermek adeta ona ‘öl’ demektir. Meclis’te emeklilere verilen 5 bin lira çok konuşulacak. Bu 5 bin lira da ne yazık ki sadaka niteliğindedir. Hiçbir yaraya merhem olmayacaktır. Orada da ayrımcılık yapılıp çalışan emeklilere verilmeyecek. Dul ve yetimlere de aldıkları yüzde oranında bu rakamlar verilecek ve reszillik bitmeyecek devam edecektir.

Bu arada Cumhuriyetin 100. yılına ilişkin olarak İletişim Başkanlığı tarafından "100 yılda yapılanı

20 yıla sığdırdık" sloganıyla çizdiği fotoğraf var. Cumhuriyetin 100. yaşında, bir yanda (7,5 metrekarelik bir evde kızıyla birlikte yaşam mücadelesi veren emekli vatandaş gibi) yoksul milyonlar var. Diğer yanda zenginlik ve şatafat içinde yaşayan mutlu müreffeh bir azınlık. Bu kouda gazeteci dostumuz Deniz Zeyrek "Hatta 100 yılda, İletişim Başkanlığı'nın '100 yılın işini 20 yıla sığdırdık' sloganını doğrulayacak tek alan var. O da 'derin yoksulluk.' İktidar gerçekten 100 yılın yoksulluğunu 20 yıla sığdırmaya başardı. Kendilerini tebrik ediyorum."diyor haksız mı !
Dostlar ! Gerçekten emeklimizin sıkıntısı çok. Günümüzde 7 bin 500 lira bir emekli maaşı alınırken ev kiraları 10 bin lira. Bu insanlar, bu şekilde nasıl yesin, nasıl geçinsin? Bunun yanında, taban aylıkları yükseltiliyor, diğer kişilere herhangi bir zam verilmiyor. Burada büyük bir dengesizlik var.

5 bin lira kesinlikle değil.

Biz bunun için çok söyledik. Özellikle dedik ki ‘Memura verilen 8 bin 70 lira emeklillere de verilsin. Eğer hükümetin verecek gücü yok ise kimseye verilmiyorsa, bu ülkeye hizmet etmiş insanlar, emekliler ayrıma tabi tutulmasın. . Ama eğer veriyorsa düzenli bir şekilde, herkese versin. Birine 5, birine 8 bin lira, birine farklı veriyorsanız... Bu adalet değil adaletsizliktir.
Bugün emekli zulüm içerisinde zulüm yaşıyor. Çoluğuna, çocuğuna, torununa bir çikolata götüremiyorsa, evine bir ekmek götüremiyorsa bu devletin ayıbıdır. Demek ki Türkiye’de devlet diye bir şey yok. 16 buçuk milyon emekli var. Bırak sandıklara gitmelerini gelmelerini, bunların ayakta durabilmeleri için çoluğuna çocuğuna bakmak zorundalar. Eğer bakamıyorlarsa zaten yapacak bir şey yok. 6 milyon, 7 bin 500 liranın altında maaş alan insanlarımız var. Bunlara otomatikman ‘mezara gidin, kendinizi atın’ diyorlar. Çukur bulursanız girin diyorlar.

Emekli ölmüş ağlayanı yok!
Emeklilerimiz ve özellikle dul ve yetimlerimiz daha kötü durumda. 1800 liradan 5 bin liraya kadar maaş alan dul ve yetimler var. Emekliler 7 bin 500 lira kök maaşa mahkum edildi. 7 bin 500 liraya sıkıştırıldı kaldı. Bu 7 bin 500 liranın dışında hasbelkader herkes enflasyonu bekliyor. İlk 2 ay enflasyonu yüksek çıkardılar, ondan sonra düşürmeye başladılar. Ocak ayında yapılacak olan enflasyon zammının üzerine üç-beş kuruş verecek Erdoğan çıkıp diyecek ki ‘Benden de size bu refah payı.’ Bununla beraber Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı dolayısıyla yapmış oldukları bir çalışma; 5 bin lira. Emekliye sadaka verir gibi bir para. Çalışana verilmiyor. İş sahibi olan bir şahsa verilmiyor. Dul ve yetimler de aylıklarının yüzdesi kadar alacaklar. Dul ve yetimlerimize de 2 bin lira, 1000 lira, 1500 lira verilecek. Buna benzer çalışmalar. Burada çalışmayan emeklimize 5 bin lirayı reva gören hükümetimiz, çalışana niye vermesin? Çalışan da emekli değil mi? Çalışan da yıllarca prim ödememiş mi? Çalışan da aile geçindirmiyor mu? Çalışan 7 buçuk liraya ekmek alırken onlar acaba 5 liraya mı alıyorlar? Ben dolmuşa binerken 20 lira öderken onlar 10 lira mı ödüyorlar acaba çalıştıkları için? Bu anlamda çalışan emeklilerimize, dükkan sahibi olan emeklilerimize de bu sadakanın verilmesini talep ediyoruz. Gerçekten sadaka gibi bir para. 100 yılda bir defa gelmiş bir şey. Emekliye 5 bin lira layık görüldü.Hiç bir gereksinmeyi karşılamayacak.

Küresel emeklilik endeksinde son sıralardayız
Küresel emeklilik endeksinde Türkiye, 47 ülke arasında 44. sırada yer aldı. ABD merkezli Mercer ile CFA Enstitüsü'nün hazırladığı raporda, Türkiye'ye tavsiyeler de yer aldı. ABD merkezli danışmanlık firması Mercer, Küresel Emeklilik Endeksi raporunu açıkladı.
Mercer’in ABD merkezli CFA Enstitüsü ve Avustralya merkezli Monash Üniversitesi ile birlikte hazırladığı raporda, 47 ülkenin emeklilik sistemi karşılaştırıldı. Söz konusu 47 ülke arasında Hollanda en iyi emeklilik sistemine sahip ülke olurken, Türkiye listede 44. sırada yer aldı. Raporda ülkeler, yeterlilik, sürdürülebilirlik ve bütünlük alt endekslerinde 50’dan fazla gösterge açısından karşılaştırıldı.

Karnemiz zayıf dolu!
Hollanda 100 üzerinden 85,0 puan ile ilk sırada yer alırken, Türkiye’nin puanı 46,3 oldu. Listede Arjantin 42,3 puan ile son sırada yer aldı. Hollanda'yı 83,5 puanla İzlanda, 81,3 puanla Danimarka izledi. Ülkelerin emeklilik sistemleri, A, B+, B, C+, C, D ve E olmak üzere 7 kategoriye ayrılırken, Hollanda A kategorisinde, Türkiye ise D kategorisinde yer aldı. D kategorisi, “istenilen bazı özelliklere sahip olan ancak aynı zamanda ele alınması gereken ciddi zayıflıkları ve/veya eksiklikleri de bulunan; iyileştirmeler olmadan etkinliği ve sürdürülebilirliği şüpheli olan sistemleri” ifade ediyor. Raporda, çoğu ülkende doğum oranlarının azalmakta olduğu ve yaşlanan nüfusun, artan kamu borçlarının ve yüksek enflasyonun emeklilik sistemleri için sorun oluşturduğu, sorunlar nedeniyle emeklilik maaşlarının düşürülmesi ve emeklilik yaşının artırılması gibi çetrefil konuların gündeme gelebileceği vurgulandı.

Emekli maaşlarını attırın çağrısı
Raporda Türkiye’ye, en düşük emekli maaşının artırılması tavsiye edildi. Türkiye’de Hazine destekli en düşük emekli maaşı 7500 TL seviyesinde bulunuyor. Bu rakam, Türk-İş’in eylül ayı için açıkladığı 13 bin 334 TL'lik açlık sınırının yüzde 56’sına, yoksulluk sınırının yüzde 17’sine denk geliyor. Türkiye’de yaklaşık 15 milyon emeklinin yaklaşık yarısı 7500 TL aylık alıyor. Bu kişilerin kök aylıkları daha da düşük seviyelerde bulunuyor. Otomatik katılım sistemine zorunlu işveren katkısı getirilmesi ve emeklilik öncesinde bireysel emeklilik fonlarına erişimin sınırlandırılması da Türkiye’ye tavsiyeler arasında yer aldı.

Tek dert mutfak
Ekonomi araştırması yurttaşların yüksek gıda enflasyonu nedeniyle artan endişesini bir kez daha gösterdi. Araştırmaya göre, ekonominin en önemli sorunu yüzde 30,5 ile gıda ürünleri fiyatlarındaki artış oldu. ASAL Araştırma ve Danışmanlık Şirketi, Türkiye genelinde 26 ilde 2 bin 600 kişiyle yaptığı 'ekonomi' anketi sonuçlarını paylaştı. 18 yaş ve üzeri 2 bin 600 kişiyle yapılan ankette yurttaşlara, "Sizce şu anda Türkiye ekonomisinin en önemli sorunu nedir?" sorusu yöneltildi. Ankete göre yüzde 30,5 ile "Gıda ürünleri fiyatlarındaki artış" ilk sırada yer aldı. Gıda ürünlerini yüzde 14,7 ile doğalgaz, elektrik ve su fiyatlarındaki artış ile yüzde 12 ile kira, ev, araç fiyatlarındaki artışlar takip etti. Kirayı yüzde 10,2 ile yüksek enflasyon, yüzde 8,3 ile akaryakıt fiyatlarındaki artış, yüzde 5,5 ile faizlerin yüksekliği, yüzde 5 ile borsa, yüzde 2,2 ile TL'nin değer kaybetmesi, yüzde 1,5 ile vergi oranlarının yüksek olması izledi.

Harcamaların 3'te 1'i gıdaya
İktidarın kötü ekonomi politikaları nedeniyle artan gıda fiyatları yurttaşın sofrasının günden güne küçülmesine yol açıyor. Dünyada gıda fiyatları son 27 ayın en düşük seviyesinde yer alırken Türkiye'de ise 36 aydır soluksuz bir şekilde yükselmeye devam ediyor. TÜİK ve Türk-İş'in eylül ayı verileri de halkın en büyük sorununun artan gıda fiyatları olduğunu ortaya koydu. TÜİK'in eylül ayı verilerine göre gıda enflasyonunu yüzde 75,14 oldu. 2005’te yüzde 4,5 olan gıda enflasyonu ise 2023’te yüzde 75,14’e yükseldi. Türk-İş'in eylül ayına ilişkin Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması'na göre, gıda fiyatları aylık yüzde 9,31, yıllık yüzde 84,04 arttı. TÜİK’in en son açıkladığı tüketim harcamalarıyla ilgili istatistiklere göre en zengin yüzde 20’lik kesim tüketim harcamalarının yüzde 16,6’sını gıda için ayırırken, en yoksul yüzde 20’lik kesimin tüketim harcamalarından gıdaya ayırdığı pay yüzde 35,8’e kadar çıktı.

Erdoğan’ın vaadi boş çıktı
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir vaadini daha çiğnedi. “2023 yılı boyunca otoyol ve köprü ücretlerinin artırılmaması kararını aldık” denmesine rağmen bir zam da Avrasya Tüneli geçiş ücretlerine geldi. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sene başında, köprü ve otoyol ücretlerine yıl boyunca zam yapılmayacağına dair vaadi boş çıktı. Önceki gün birçok köprü ve otoyol ücretine zam yapılırken dün de Avrasya Tüneli geçiş ücretlerine zam yapıldığı haberi geldi. 25 Ekim itibarıyla Avrasya Tüneli tek yön geçiş ücretleri en az yüzde 50 zamlandı. Gündüz tarifesinde otomobiller için 53 TL’den 80 TL’ye, minibüsler için 79,50 TL’den 120 TL’ye, motosikletler için 10 TL 35 kuruştan 31 TL 20 kuruşa çıktı. Gece geçişlerde yüzde 50 indirim uygulanacak.

Otoyol ve köprü geçiş ücretlerine zam
Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM), otoyol ve köprü ücretlerine 25 Ekim 2023 Çarşamba günü saat 00.00’dan itibaren geçerli olmak üzere zam yapıldığını açıkladı. Yeni ücretlere göre; 15 Temmuz Şehitler ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri tek yön otomobil geçişi yüzde 76, Ankara-Niğde Otoyolu otomobil geçişi yüzde 50, Malkara-Çanakkale Otoyolu (Malkara giriş – 1915 Çanakkale Köprüsü çıkış) otomobil geçişi yüzde 46 zam zamlandı. Karayolları Genel Müdürlüğü, otoyol ve köprü ücretlerinin 25 Ekim 2023 Çarşamba günü saat 00.00’dan itibaren geçerli olmak üzere yeniden düzenlendiğini duyurdu. KGM'den yapılan açıklamada, eski dönem geçiş ücretleri ve zam oranlarına ilişkin bilgilendirme yapılmadı. Yeni tarifeye göre; 15 Temmuz Şehitler ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri tek yön otomobil geçiş ücreti yüzde 76 zamlanarak 8,5 TL'den 15 TL'ye yükseldi. Ankara-Niğde Otoyolu otomobil geçiş ücreti yüzde 50 zamlanarak 140 TL'den 210 TL'ye çıktı. Malkara-Çanakkale Otoyolu (Malkara giriş – 1915 Çanakkale Köprüsü çıkış) otomobil geçiş ücreti yüzde 46 zamlanarak 280 TL'den 410 TL'ye yükseldi.Karayolları Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, "Otoyol ve köprü ücretleri, 25 Ekim 2023 Çarşamba günü saat 00.00’dan itibaren geçerli olmak üzere yeniden düzenlenmiştir. Araç sınıflarına göre detaylı tarife bilgilerine http://kgm.gov.tr adresinden ulaşılabilir" ifadelerine yer verildi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi