Yanılmıyorsam Jandarma, TSK’dan alınıp içişleri bakanlığına, çıkarılan bir KHK ile de Limak’a taşeron olarak verildi.

Çünkü ben Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan bir tane bile askerin bugüne kadar savunmasız halka karşı şiddet uyguladığını görmedim.

Özetlemek gerekirse; Devletin ormanının talan edilmesine, devleti oluşturan halkın karşısına devletin Jandarması dikiliyor. Şimdi diyeceksiniz ki onlar da emir kulu. İyi de halka karşı güç kullanması için emir veren üstünden tutun da jandarma genel komutanına ve içişleri bakanına varana kadar bu halkın memuru değil mi? Nasıl olur da (polis ya da jandarma) elinde silah olmayan halkına karşı bu kadar acımasız olur. Neden bir kere olsun emirin demiri kesmediğine şahit olmuyorduk bu ülkede.

Halkın yüzüne biber gazı sıkmak, insanları tekmelemek, yerde sürüklemek, kafasına gözüne tazyikli su sıkmak hele hele eyleme katılanları (kanunsuz) bir şekilde isimlerini kağıda yazıp fişlemek neydi? (Fişleyen türk askerinin kaçışından bahsetmiyorum bile.)

Kısacası polisinden tutun da jandarmasına, valisine, kaymakamına, hakim ve savcısına varana kadar hepsi iktidarların değil devletin (halkın) memuru olduklarını unutmuştu. Çünkü bir tarafta ormanları yakanlar için ceza verilirken diğer taraftan jandarma koruması eşliğinde güle oynaya ağaçlar resmi yollarla kesiliyordu.

Ne yani; Sırf birilerine peşkeş çekilsin diye son ağaç kesilene, son ırmak kurutulana ve son toprakta beton dönüştürülene kadar hep mi susacak hiç mi itiraz etmeyecekti bu toplum.

22 senedir hiç mi ders çıkarılmamıştı. Hiç mi önemli değildi bu ülkede milyonlarca insanın iş bulamaması. Hiç mi onurumuza dokunmuyordu Türkiye’nin kapı kapı dolaşarak para dilenmesi. Yetmedi Cumhuriyetin kazanımı fabrikaların satılması, ormanların yakılıp yerine villaların dikilmesi, deprem vergisi adı altında toplanan paraların hesabının verilmemesi, ağaçlar kesilmesin diye eylem yapan insanlara karşı şiddet uygulanıp yerde sürüklenmesi ve emekliyi 7500 lira ile açlığa terk edilmesi sizin için hiç mi önemli değildi?