Sizin kızlarınız okuyacak. Kızını okutamayan Babalar Nikah tarihi mi alacak.

“Anadolu'da yıllardan beri büyüklerimiz 14, 15, 16 yaşında evlenmiş, mutlu yuva kurmuşlardır. 15 yaşında biri cinsel olgunluğa eriştiğine göre rızası geçerlidir." Sözlerinin ardından katıldığı bir televizyon programında sunucunun “sizin kızlarınız 15 yaşında evlenmek isterse ne dersiniz sorusu üzerine ‘ben kendi kızlarımın üniversiteyi bitirip hatta mümkünse yüksek lisans yaparak evlenmelerini isterim çünkü bizim ailemizde yüksek lisans doktora yaygındır’ demiş.

Öncelikle bir ebeveyn olarak kendi kızlarınız için iyi bir gelecek hayali kurarken Ahmet’in, Hasan’ın, Fatma’nın ve hele hele biz kız babası olarak benim kızımın ve bu ülkede yaşayan milyonlarca kız çocuğu hakkında 14 ya da 15 yaşında evlenebilir fetvası vermek sizin boyunuzu aşar Fatih Bey.

Ne yani sizin kızlarınız yüksek lisans ve doktora yapacak ama maddi durumu olmadığı için kızlarını okutamayan babalar belediyeden Nikah tarihi mi alacaktı?

İyi de sizin kızlarınızı bizim kızlarımızdan farklı kılan özellikleri neydi?

Soyadınız mıydı?

Ya da din temelli siyaset yapan size 14 ya da 15 yaşına gelen kızlar rızası varsa evlenebilir diye vahiy geldi de bizim mi haberimiz olmadı?

Gerçekten şaka gibisiniz!

Çünkü bu açıklamayı okul yüzü görmemiş ya da ilkokul mezunu biri yapmış olsa çok fazla önemsemem. Lakin bunu ailesinde bolca yüksek lisans ve doktora yapmış bireyleri barındıran Üniversite mezunu ve din temelli siyaset yapan bir partinin genel başkanının ağzından duymak garipti.

Kaldı ki yıllardır çocuk gelinler için mücadelesini veren bir toplumun şimdilerde karşı karşıya kaldığı en büyük tehlike cemaat yurtlarında istismara maruz kalan çocuklardı. Ve o çocuklar için “bir kereden bir şey olmaz” açıklamasının yapıldığı bir ülkede bugün daha ağzı annesinden emdiği süt kokan kız çocuklarının rızası varsa evlenebilir açıklamasında bulunmak sadece “Pedofili sübyancılığa yasal zemin oluşturmakla kalmaz bu ülkede çocuk gelinleri kendine kadın yapmak için can atan sapıklara zemin hazırlar.”

Elbette okumuş insanın başımız üstünde yeri var lakin eğitimli cahillerin zihniyeti değişmediği sürece kişinin aldığı eğitim ülkesinin muasır medeniyetler seviyesine çıkarmaktan daha çok tabi oldukları siyasal iktidara hizmet etmekten başka bir işe yaramaz. Ki buna en basit örnek “keşke yunan kazansaydı” diyerek kendi uydurduğu tarihi gerçekmiş gibi anlatan Fesli Kadir Mısıroğlu ve bir Profesör’ün “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Cahil kesimin ferasetine güveniyorum” demesini gösterebilirdik. Bu durumda her ikisinin de kime ve hangi zihniyete hizmet ettiğini söylemeye gerek yok. Çünkü günümüz siyasal iktidarının en sevdiği şey gerçeği sorgulamayan kitleydi.

Bu arada “Yüce Allah’ım çocuklarımızı yüksek lisans ve doktora yapan okumuş cahillerden korusun. Onları doğru insanlarla karşılaştırsın.”