Vaatler başka baharlara kaldı

Unutan ve unutkan bir milletiz, yapılanı da bunu yapanı da ne kadar kızarsak kızalım bir süre hem de çok uzun değil unutuyoruz. Nasıl mı ? Örneğin son seçimler öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından AKP adına verilen vaatler. Hangisi tutuldu. Hiçbiri ! Bu konu TBMM gündemine de geldi CHP'li Cumhur Uzun, Erdoğan'ın seçim vaatlerini yardımcısına sordu: 'Bırakın çalışmayı, açıklama dahi yapmıyor' dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimlerden önce kamuya personel alımları için, ‘Mülakatı kaldırarak, gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız’ demişti. Fakat Milli Eğitim Bakanı, Erdoğan’ı yalanlar nitelikte yaptığı açıklama ile ‘Cumhurbaşkanımız mülakatların uygulanış biçimiyle ilgili rahatsızlığını dile getirdi. Biz de mülakatları, mülakat gibi yapmaya karar verdik’ dedi. Hala iktidarın mülakatların kaldırılmasına dair bir çalışması yok. Üstelik mülakatların kaldırılmasına dair muhalefetin önerisi geçtiğimiz günlerde AKP ve MHP tarafından reddedildi.

Üstüne yattılar
Erdoğan seçim öncesinde birinci dereceye yükselen tüm memurlar için, ‘3600 ek gösterge hakkından yararlanabilmesini sağlayacağız…’ dedi. İktidar sözlerinin üzerine yatıyor. Birinci dereceye yükselen tüm memurlar için 3600 ek gösterge verileceği vaadine dair yapılan bir çalışma hala yok. Erdoğan, seçim öncesinde bir söz de ev hanımlarına vermişti. Ev hanımlarının emeklilik primlerinin bir kısmının devlet tarafından ödeneceğini söyleyen Erdoğan hala bu konuda bir adım atmış değil. Milyonlarca ev hanımı bu vaadin yerine getirilmesini bekliyor.
Erdoğan, ‘Küçük esnaflarımızın prim ödeme gün sayısını SGK’lılar ile eşitleyerek 7200 güne indiriyoruz…’ demişti. Esnaf, bu düzenlemenin bir an önce hayata geçirilmesini bekliyor. İktidar seçimin üzerinden dört buçuk ay geçmesine rağmen hala adım atmadı.

Enflasyon düşecek dediler
Enflasyon tek haneli rakamlara inecek dediler her geçen gün artıyor. Kadına şiddette sıfır tolerans dediler neredeyse her gün bir kadın cinayeti haberi ile sarsılmaya devam ediyoruz. Sığınmacıları geri göndereceğiz dediler ama sınırlarımızdan hala kaçak geçişler devam ediyor. Siyasette verilen sözler tutulmalıdır. Erdoğan seçimlerde verdiği bu sözleri bir an önce hayata geçirmelidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimlerden önce verdiği vaatlere dair bırakın çalışmayı, açıklama dahi yapmıyor. Halkımızın huzuruna çıkarak verdiği vaatlerle oy alan Erdoğan verdiği sözleri unuttu. Ama biz hatırlatmaya devam edeceğiz

Açıklanması zor sorular
CHP'li Cumhur Uzun, seçim öncesinde verilen vaatleri, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle hazırladığı soru önergesi ile TBMM gündemine de taşıdı. Uzun’un soruları şöyle: “Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimlerden önce kamuya personel alımları için, ‘Mülakatı kaldırarak, gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız’ demişti. Personel alımlarında mülakatı kaldırmak için yapılan bir çalışma var mıdır? Mülakatları kaldıracak düzenlemeleri ne zaman gündeme getirmeyi planlıyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim öncesinde birinci dereceye yükselen tüm memurlar için, ‘Tüm memurlarımızın 3600 ek gösterge hakkından yararlanabilmesini sağlayacağız…’ demişti. Bu konuya dair yapılan bir çalışma var mıdır? Bu düzenlemeyi ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ev hanımlarının emekliliklerine dair verdiği vaatte, ‘Ev hanımlarının emeklilik primlerinin bir kısmını devlet olarak biz ödeyeceğiz…’ demişti. Ev hanımlarının emekliliklerine dair verilen bu söze dair yapılan bir çalışma var mıdır? Bu düzenlemeyi ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan küçük esnafların prim ödeme gün sayısına dair verdiği vaatte: ‘Küçük esnaflarımızın prim ödeme gün sayısını SGK’lılar ile eşitleyerek 7200 güne indiriyoruz…’ demişti. Henüz bu konuya dair bir düzenleme yapılmadı. Bu düzenlemeyi ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz? Bu konu hakkında yapılmış bir çalışma bulunmakta mıdır?
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim öncesi, ‘Erken yaşta evlilik ve kadına yönelik şiddet konusunda sıfır tolerans ilkesiyle çalışmayı sürdüreceğiz’ demişti. Neredeyse her gün bir kadın cinayeti işlenen ve erken yaşta evliliklerin devam ettiği ülkemizde seçimden bugüne bu konularda hangi çalışmalar yapıldı? Gerekli düzenlemeleri ne zaman gündeme getirmeyi düşünüyorsunuz?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara düşürerek ülkemizi bu sorundan mutlaka kurtaracağız’ demişti. Enflasyonun tek haneli rakamlara düşmesi için öngördüğünüz bir tarih var mıdır?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki sığınmacıların ‘gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşünü’ artırma sözü vermişti. 01.01.2023 – 30.09.2023 tarihleri arasında kaç sığınmacı ülkelerine geri döndü? Aylara göre dağılım nedir? Geçtiğimiz günlerde Erdoğan, ‘Yeni evlenen çiftlere aile ve gençlik bankasından karşılanmak üzere faizsiz kredi imkanı sunacağız…’ demişti. Bu banka ne zaman kurulacak? Krediler ne zaman verilmeye başlanacak?"

Onlar yedi, hesap emekçilere kaldı
Kısa sürede yapılanı verilen sözleri unutan bir toplumun durumu vahim elbette. Birde bize verilen sözlerle yapılmayanların yanında, seçim öncesi ve sorasında masayı yutup gidenler ve hesabı ödeyen biz emek.iler bir bakalım isterim. Bankalar ucuza fonlandı, kredi muslukları sonuna kadar açıldı. Parayı bulan daha da zenginleşiyordu. Sofrayı kuran iktidar, 2023 Mayıs’ta masayı topladı. Sermaye cephesi doydu. Sıra, hesabı ödemeye gelmişti.

Fatura emekliye ödetiliyor
Pandemiden sonra sofrayı kuran iktidar, 2023 Mayıs’ta masayı topladı, tabakları kaldırdı. Sermaye cephesi doydu mu bilinmez ama emeğin alım gücünü afiyetle yediler. Sıra, hesabı ödemeye gelmişti. Fakat ne finans sermayesi ne esnaf irisi patronların hesabı ödemeye niyeti yoktu. Fatura emeğe kesilecekti. Zaten seçimler de bitmişti. Seçimden sonra tüketim üzerindeki vergiler artırıldı, kamu çalışanlarına yapılan zamlar enflasyona yedirildi, emekliye zam bile yapılmadı, özel sektör çalışanları zaten sendikasız oldukları için pazarlık güçleri yoktu ve şimdi 2024’e yaklaşılırken herkesin kafasında ücretlerin nasıl düzenleneceği sorusu belirdi.

10 Ekim’de Mehmet Şimşek, Ahaber’de enflasyonun sorumluluğunu emekçinin sırtına yıktı. Dedikleri şöyle; “Artık enflasyonla uyumlu bir (ücret) artış düzenine geçmeliyiz. Çünkü öbür türlü bir sarmala giriyorsunuz. Yüksek ücret artışları, yüksek enflasyon… Ve burada kazanan yok.”
Emeğin alım gücü afiyetle iç edildikten sonra fatura ücretlilere kesilmişti.

Erdoğan da Şimşek’e arka çıktı. Enflasyonun nedeni belirsizlik ortamından faydalanan fırsatçılardı. Çözümü de belliydi. 11 Ekim’de partisinin grup toplantısında konuştu Erdoğan; “Milletimiz gerektiğinde malını satın almayarak bu fırsatçılara cevabı vermesini istiyorum. Otomobilden konuta kiraya kadar yapılanların önüne ancak bu şekilde geçebiliriz.”

Nereden nereye!
Bundan 1 küsur yıl kadar önce… Döviz kurları ne zaman yükselse ya da faizler ne zaman düşürülse mikrofon tutulan MÜSİAD Başkanı’na yine söz veriliyor. AA muhabirine konuşan Başkan Mahmut Asmalı, 25 Ağustos 2022’de bankalara sesleniyor; “Buradan bankalara seslenmek istiyorum, Türkiye ve tüm dünya bu kadar kritik bir süreçten geçerken ‘karım azalıyor’ diye para musluklarını kısmaları kabul edilemez bir davranış olur”.

Mahmut Asmalı, temsil ettiği orta boy esnaf irisi sermayedarların veryansınını dile getiriyordu.
Bu demecin verildiği tarihte TCMB verilerine göre bankaların ticari kredilerde ortalama faizi yıllık yüzde 22’ydi. Asmalı, herkes gibi enflasyonun yükseleceğini görüyor, düşük faiz imkânından faydalanmak istiyordu. Yemeğin etli tarafı finans sermayesine kalmıştı. Bu açıklamanın yapıldığı tarihten 1 yıl sonraki enflasyon yüzde 61 olacaktı. 1 yıl önce yüzde 22 ile kredi çekip, mal alsanız, bugün yüzde 40’a yakın getiri elde edebiliyordunuz. Bu dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir kârlılık oranıydı. Bankalar da kredi musluklarını kapatmakta haklıydı. Çünkü onlar da enflasyon beklentilerinin bozulduğunu görüyor, bedava para dağıtmak işlerine gelmiyordu. Yemeğin etli tarafını esnaf irisi sermayedarlarla paylaşmak işlerine gelmiyordu. Geçmiş 1 yılda karları yüzde 400’den fazla artmıştı. Zaten 25 Ağustos 2022’de verdiği demeçte Mahmut Asmalı da bankaların kârlılığının yüzde 400’e dayandığını belirtiyor ve ekliyordu: “Faizlerin düşük olması yatırımcının daha az maliyetle borçlanması anlamına geliyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) ekonomik büyümeyi destekleyici adımlarını doğru buluyoruz.”

Pay kapma yarışına girdiler
Finans sermayesiyle esnaf irisi patronlar, ganimetten pay kapma yarışındaydı. Her iki kesim de yaklaşan enflasyonu görüyor, bir taraf ucuza para bulmak için uğraşıyor diğer taraf ganimeti paylaşmak istemiyordu. Yaklaşan enflasyonun kaçınılmaz olduğunu gören finans sermayesi için bedavaya para dağıtmak anlamsızdı.

Sofrayı iktidar kurdu
Finans sermayesi de, esnaf irisi orta boy patronlar da kendi cephelerinden haklıydı. Hükümet ise seçime hazırlanıyor, bu iki kesimin didişmesine son vermek istiyordu. O da kendi cephesinden haklı sayılırdı. Peki çözüm neydi? Çare politika faizini daha da düşürmek oldu. Yüzde 14 olan politika faizi devam eden 4 ayda yüzde 8,5’a kadar geriletildi. Böylece bankalar daha ucuza fonlanacak, karşılığında da kredi musluklarını açmaları beklenecekti.

Döviz kuru da Merkez Bankası rezervleri aracılığıyla baskılanıyor, parayı bulan daha da zenginleşiyordu. Bu zenginleşmeyi gören sermayedarlar bankalara koşuyor, daha fazla para için sıraya giriyorlardı. Ganimetten pay kapma yarışı son hız sürüyordu.

Yemeği sermaye yedi!
Dövize talep de KKM sayesinde düşürülmüştü. KKM’den dövize kaçış olmasın diye 2022 boyunca kamu kaynaklarından KKM sahiplerine 181 milyar TL akıtılmıştı. Bu paranın Üstelik KKM’den elde edilen gelir vergiden de muaf tutulmuştu. (Karşılaştırma için; 2022 yılında tahsil edilen toplam MTV geliri 24,5 milyar TL’dir.) Dövize giden paranın önü KKM ile kapatılmış, TL mevduat faizleri de düşürülmüştü. Böylece piyasaya pompalanan para borsaya ve gayrimenkule akıyordu. Merkez Bankası’nın konut fiyat endeksi verilerine göre, seçim ayı olan Mayıs 2023’te konutlardaki fiyat artışı yüzde 103’tü. Dolar bazında dünyanın en hızlı artan konut fiyatları Türkiye’deydi. Borsada da yatırımcı sayısında rekor kırılıyor, para bulmak isteyen şirketler halka arz edilmek için sıraya giriyordu. Finansal araçlar içinde reel getirisi pozitif olan tek seçenek olan Borsa İstanbul’du. Mayıs 2023 itibarıyla Borsa İstanbul’daki yıllık reel getiri yüzde 35’ti. Bu getiri oranı dünyanın hiçbir borsasında görülmemişti.

Gayrimenkul ve borsadan para bulmak yetmiyordu. Geçmiş borçlar da enflasyona ödetiliyordu. Böylece 3-4 yıl önce stres sebebi olan KOBİ borçluluğu sorunu da çözülüyordu. Fakat hiçbir şey yoktan var edilemezdi. Çalınan milyarlarca dolar aslında milyonların alım gücüydü. TÜİK verilerine göre GSYH’den emeğin aldığı pay 2020’in ilk çeyreğinde yüzde 38,8’di. 2022’nin ilk çeyreğinde bu oran yüzde 31,2’ye, 2022’nin son çeyreğinde ise yüzde 25,4’e kadar düştü. Gelir ve servet dağılımı belki de tarihimizde görülmemiş bir hızla bozuldu. Zengin daha zengin, yoksul daha yoksul oldu.

SON SÖZÜM : Gören gözlere “gör” demek anlamsız, görmeyenin gözünü açmak imkansız. Yemeği afiyetle yediler, hesabı bize ödetiyorlar.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi