Yeni döneme merhaba

Merhaba Sayın bayanlar baylar merhaba. Sayın olmayan bayanlar baylar sizlere de merhaba. Bindiği dalı kesenler; Öksürüğe göre esenler ; Çabuk kırılıp küsenler ; Kendi yağlarıyla kavrulanlar; El kapılarına savrulanlar, merhaba. Merhaba bal börek, Merhaba zehir zemberek; Konuşurken mangalda kül bırakmayanlar; Halka talkın verip kendileri salkım yutanlar; Dönme dolaplar, çarkıfelekler; Sayın dönek. Bay fırıldak ..İlericiler, gericiler: Ben demiştimciler ;Neme gerekirciler Hepinize merhaba.....

Düşükler, kalkıklar, düşecekler . Düşecekleri yerlere tırmananlar, merhaba.Aslanın ağzındaki ekmek Kendinden başkasına yarayan emek .Zemzem'den kutsal alınteri .Göz nuru, gözümün nuru caaanım efendim, merhaba.....

Merhaba Kör Kadı

Merhaba ulan kör kadı...Merhaba. Ey, düşüp takkesi keli görünen, Hak deyip halk cebinde eli görünen ; Ali'nin başından Veli'nin başına; Veli'nin başından Ali'nin başına geçirilen külah ;Tek sigortamız : Maşallah. Tek umudumuz : İyi olur inşallah .... Merhaba. Ey sırça köşkte oturup da komşusuna taş atanlar; Teker kırıldıktan sonra yol gösterenler Vakitsiz öttü diye başı kesilen horoz ;Suyu pisletti diye kurdun yediği kuzu ;Uyan artık heey, Üsküdar'da sabah oldu . Merhaba. Gözünün üstünde kaşın var dedirtmeyenler Üstü bıyık altı sakal diye tükürtmeyenler; Mersin'e tersine gidenler ;Ey, dokunulmayan zülfiyar ....Merhaba. Merhaba, verilip de tutulmayan sözler;Merhaba doymayan gözler ;Merhaba dolmayan göbekler ....İskemleler, işkembeler, merhaba. Yurdumun ağaçsız toprakları;Topraksız ağaçları;İnsansız topraklarım; Topraksız insanlarım Merhaba özgürlük yolunda yaralanıp yitenler. Merhaba bu yolda dökülüp bitenler. Merhaba söylenmemiş en güzel söz; Merhaba güzel yarınlar; Merhaba güzel yarınlar ......

İşte girdik alana. Selam verdik dört yana .Sözümüz anlayana Merhaba...

Dostlar! Son derece sıkıcı, kırıcı, yalan dolanın havalarda uçtuığu yılların sahtekarlıklarının sütten çıkmış ak kaşık misali aklandığı, velhasılı kelam ülke bir seçimi daha bitirdi. Mevlam neylerse güzel eyler. Vardır bir bildiği. Kader diyeceğim ama kaderi biz belirliyoruz ya her neyse. Bugün kilometreyi sıfırlayıp yeni bir döneme geçelim istedim ve yazıma üstad "Aziz Nesin" den bu"Merhaba" alıntısı ile başladım. Bu gözler neler görecek bakalım artık yeni dönemde neler olacak izleyip yorumlayıp sizlerle paylaşmaya çalıuşacağım. Kimi daha kötüye gider diyor. Kimi herhalde düzelir diyor. Ülkeyi bir otobüs olarak düşünelim. Otobüs freni patlayıp bir ağaç dalına takılı uçurumun kenaraında sallanıp duruyor. Varın siz artık gerisini anlayın. Düzelir mi düzelmez mi bir karar verin...

Dört emekli eşittir 1 yoksul

SEÇİM işleri bittiğine herkes yoluna çıktığına göre kaldığımız yerde devam edelim. Aslında seçim sonuçları ardından hiç bu konulara girmeyeyim dedim. Demek bu ülkede insanlar mutlu öyle değil mi? Onbeş bin lira ikramiyeyi elinin tersiyle iten emekli amcalar neneler mutlu; asgari ücretin net ikibuçuk maaş üzerini alacak olan memurla ekşi hallerinden mutlu; Depremzedeler ise dert üstü murad üstü; Çadırda yaşamak yemek kuyruğuna girmek, selde sular alıtnda kalmak mutluluk veriyormuşta haberimiz yok; Açlık ne ki millet tek kuru soğan ile tek patates almaya razı; gençlerin gelecek kaygısı yok. anne ve babaların derdi gece yatağa aç giren çocuklar hiç değil. Öyle mi Dostlar! Seçim sonucu öyle olduğunun göstergesidir.Ama gerçekler hiç öyle değil. Bugün 7500 lira alan dört emeklinimn maaşı ülkemde yoksulluk sınırına yetişmiyor. Yani 4 emekli bir yoksul bile zor ediyor. Bu mu güçlü Türkiye bu mudur doğru karar ? Buymuş dediler. Zencisi,Arabı, Suriyeli, Pakisi, Afganı, Kuveytlisi Katarlısı Libyalısı birleşti ülkemin üzerine kabus gibi çöktü. Söylemem gerekir ki muhalefetin aldığı yüzde 48 küsur oyda yukarıda saydıklarımdan hiçbirinin oyu yok bence. Ve bende o yüzden ezilenlerin, aç gezenlerin, yoksulların sıkıntılarını burada dile getirmeğe devam edeceğim. Dediğim gibi diğer yandan bir beklenti yok çünkü. Onlar tuzu kurular. Bekleyelim görelim o halde.

İyilik kazanamadığı için üzgünüz

Bakın Dostlar ! Yalanın karşısında gerçek, montajın karşısında yalın yürek, adaletsizliğin karşısında adalet, yumruğun karşısında ona uzatılan el, sövgüye karşı güzel söz, tehdide karşı gülümseyiş, üstelik kıl payıyla kaybettiği için üzgünüz. Parmak kadar çocuklarımıza takke takılıp şalvar giydirilerek, minicik kızlarımızın başları örtülerek onlara bilmedikleri bir dilde çözemeyecekleri ağırlıkta sözler ezberletilmesi yerine Türkçemizin en güzel şairlerinden dizeler ezberletilmesini; ilahi değil hem de sansürsüz olarak duygu ve mizah dolu halk türkülerimizin öğretilmesini arzu edenler kazanamadıkları için üzgünüz. Çocuklarımızın bir başka dünya ile korkutularak değil bu dünyanın bilgisi ve sevgisi ile eğitilip yetiştirilmesini; onlara mutluluğun başka dünyalarda değil bu dünyada ve çalışıp üreterek ulaşılabilecek bir şey olduğunun öğretilmesini; kindarlık ve dindarlığın dayatılmayıp insan sevgisinin, hayvan sevgisinin, doğa sevgisinin, yaşama sevgisi ve sevincinin duyumsatılması gerektiğini savunanlar bir kez daha kaybettikleri için üzgünüz.

Yılgın değiliz, küskün değiliz, gücenik değiliz, kaybetmiş olsak da yenik değiliz; kötüyü, kötülüğü kabullenip yalana, tehdide boyun eğmiş değiliz. Ama üzgünüz.

Açlık yoksulluk kol geziyor

Birleşik Kamu-İş Sendikası' nın araştırmasına göre, mayıs ayında 4 kişilik ailenin açlık sınırı 11 bin 810 lira, yoksulluk sınırı 31 bin 152 lira olarak hesaplandı.Yani 7500 lira maaş alan emekli aç bile değil. Yoksul hiç değil. Dör emekl birleşecekelr gene de bir yoksul etmeyecekler. Düzeniniz batsın emi!

Rakamlar uçuyor

Birleşik Kamu-İş’in sonuçlarına göre, temel gıda fiyatlarında yaşanan yüksek oranlı artışlar dört kişilik bir ailenin açlık sınırını mayısta 178 lira daha artırarak 12 bin lira sınırına yaklaştırırken yoksulluk sınırı da 31 bin lirayı aştı. Açlık sınırı mayısta bir önceki aya göre 178 lira artarken, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 344 lira artarak 19 bin 342 liraya yükseldi. Bu ikisinin toplamından oluşan yoksulluk sınırı ise önceki aya göre da 522 lira arttı. Bir yıl öncesine göre ise açlık sınırı 5 bin 345 lira, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 6 bin 401 lira arttı. Yoksulluk sınırı ise son yılda toplam 11 bin 748 liralık artış gösterdi.

Dengeli beslenme yalan oldu

En fazla alışveriş yapılan marketlerden derlenen fiyatlara göre, dengeli beslenebilmek için et- balık- yumurtaya aylık olarak harcanması gereken tutar bir önceki aya göre 11 lira azaldı, 2022 yılının aynı ayına göre ise 1.709 lira artarak 3 bin 454 lira oldu. Kuru bakliyat için yapılması gereken harcama önceki aya göre 7 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise 95 liralık artışla 256 liraya yükseldi.

Süt, yoğurt ve peynir için yapılması gereken harcama bir önceki aya göre 4 lira artarak 2 bin 771 liraya çıkarken, son bir yıllık dönemde ise 1.195 liralık artış oldu. Meyve için harcanması gereken para mayısta 182 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise 441 lira artarak 980 lira oldu. Sebze harcaması da önceki aya göre 176 lira azaldı, geçen yılın aynı ayına göre ise 530 lira artarak 1.363 lira oldu.

Ekmeğe makarnaya 1100 lira

Ekmek, un ve makarna gibi ürünler için yapılması gereken harcama mayısta 8 lira daha artarak 1.086 liraya yükseldi. Pirinç ve bulgur harcamaları önceki aya göre 75 lira son bir yılda ise 289 lira zamlanarak 532 lira oldu. Yağ için yapılması gereken harcama ise 37 lira daha artarak 337 lira oldu.

Şeker, bal, pekmez, reçel gibi gıda maddelerine yapılması gereken harcama da mayısta 52 lira artarak 803 liraya çıktı. Aynı ailenin zeytin için yapması gereken harcama ise değişmedi ve 228 lira da kaldı. Yetişkin erkek için 2 bin 800, yetişkin kadın için 2 bin 200, genç için 3 bin ve çocuk için de 1.600 kalori esas alınarak yapılan hesaplamaya göre mayısta açlık sınırı yetişkin erkek için 3 bin 448 lira, yetişkin kadın için 2 bin 707 lira, çocuk için 1.965 lira ve genç için de 3 bin 690 lira oldu.

Yoksulluk sınırı da uçtu

Yoksulluk sınırının belirlenmesinde gıda dışı gereksinimlerin fiyat artışları da esas alınarak yapılan araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin gıda dışındaki gereksinimlerini “yoksunluk hissi duymadan” karşılayabilmesi için gereken harcama tutarı da mayısta 344 liralık artışla 19 bin 342 liraya yükseldi. Mayısta dört kişinin giyim ve ayakkabı harcamaları 996 liraya çıkarken, barınma (kira dâhil) harcamaları 4 bin 206 lira, ev eşyası harcamaları 2 bin 737 lira, sağlık harcamaları 905 lira oldu. Ulaştırma harcamaları 5 bin 200 liraya çıktı, haberleşme harcamaları 831 lira, eğlence ve kültür harcamaları 717 lira, eğitim harcamaları 459 lira, tatil-otel harcamaları 2bin 23 lira ve çeşitli mal ve hizmetlerle ilgili harcamalar 1.268 lira oldu.

Yoksulluk çekmeden yaşanmıyor

Dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır bir şekilde yoksunluk hissi çekmeden yaşayabilmesi için yapması gereken gıda ile gıda dışı harcamaların toplam tutarını gösteren yoksulluk sınırı ise mayısta 552 lira daha artarak 31 bin 152 liraya yükseldi. Yoksulluk sınırında, son bir yıllık dönemdeki artış ise 12 bin 156 lira olarak gerçekleşti.

Eski tas eski hamam

Seçim neticelendi ve şimdiki hükümetle devam dedi Türkiye… Ancak biri biter diğeri başlar misali, 10 ay sonra yeni sandıklar da tanımlanmış oldu. Zira 31 Mart 2024’te yerel seçimler var ve bunun anlamı, heterodoksta birkaç düzeltme dışında, “eski tas, eski hamam” politikalar sürecek. Eski dostum ve çok iyi bir ekonomist olan Şeref Oğuz kardeşimin değerelnedirmesiyle güne nokta koyalım istedim. Bugünden itibaren Seçim Ekonomisi 2.0 politikası da uygulamaya konulmuş olacak. Gerçi artık sürdürülemez noktaya gelmiş bazı makroeknomik veriler bir takım düzeltmeleri zorunlu kılacak olsa da “ne pahasına olursa olsun, yüksek büyüme” dönemi başlayacak. Peki, ekonomide neler olur? Olacağı şudur; şu anda iş dünyasının en büyük sıkıntısı, döviz kıtlığı ve finansal sıkıntılar… Kimsenin enflasyonu fazla dert ettiği yok. Piyasalar aslında Erdoğan’ın kazanacağını fiyatlandırdığından seçim sonrası radikal değişiklikler beklenmese de bir takım düzeltmeler kaçınılmaz olacak. Burada en çok merak edilen; dövizin varacağı noktadır. Her ne kadar ihracatçıların söylemiyle 25-27 liralık dolar fiyatı zikredilse de kur korumalı mevduat yanı sıra ekonomi yönetiminin bankalara uyguladığı baskı ve kambiyo kısıtlamalarının etkisiyle bu rakamlara ulaşmak, birkaç haftayı alır.

İki soru iki cevap

Ekonomi politikasında temel değişikliğe gidilir mi? Sanmıyorum. Hükümet, bildiğini okuyacak. Yüksek büyüme için elinden geleni yapacak. Varlık Fonu şirketlerini yabancıya satmaktan, dış borçlanmaya ve içeride de parasal genişleme ile seçim harcamalarını finanse etmeye çalışacak.

Acil yapılması gerekenler? Finansman darboğazının acilen aşılması gerekiyor. Enflasyon ile kur makasının kapatılması için çözüm şart. İhracatçının döviz kıtlığında yardıma ihtiyacı var. Politika faizi saplantısından çıkıp “geç likidite penceresi” benzeri piyasa normallerine yaklaşan faiz olmalı. Bu arada cari işlemler açığına yönelik acil eylem planı gerekecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi