"Hesap vermeden nereye gidiyorsun?"

Bu söz Ergenekon dava kapsamında tutuklu bulunan Yarbay Ali Tatar’ın intihar etmesinin ardından gazeteci Engin Ardıç tarafından sarf edilmişti.
Oysa ki nede güzel söylemişti "bir lafa bakarım laf mı diye bir de adama bakarım adam mı diye?" cümlesiyle Mevlana.
Demek ki adamlık farklı bir olguydu! Ve kimi onuru ve şerefi zedelendiği için intihar ederken kimileri de onurunu, haysiyetini şerefini para karşılığı satmanın adamlık olduğunu zannediyor olabilirdi.

Ki daha 2007 yılında, Ergenekon ve Balyoz davaları için bunun cemaatin bir kumpası olduğunu ve Akp’nin de bu oyunun içinde yer aldığını yazan ilk gazetecilerden biriydim. Yani cemaatin asıl amacının Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk yıkmak olduğuna vurgu yaptığım makalelerimden dolayı Savcılık tarafından bir çok defa ifadeye çağırılmış olsamda cemaatin 15 Temmuz kalkışması ile ne denli haklı olduğumuzu ispatlar nitelikteydi.
Elbette asıl hedef Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun kurucusu Atatürk’tü ve bunun için yapılması gereken öncelikli plan askerin toplum nezdinde itibarının zedelenmesi, darbeci ve cuntacı olarak gösterilmesi gerekiyordu.

Nitekim öyle oldu!
Yani yüzlerce asker AKP’ye darbe yapacağı gerekçesi ile toplum nezdinde fişlenerek vatan haini ilan edilirken geriye sadece Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı Muhterem Hoca efendiye teslim edilen, yargının haysiyetsiz hakim ve savcılarının sahte belge ve tapelere istinaden; askerleri, gazetecileri ve akademisyenleri içeri tıkması kalıyordu.
İyi de neden 12 yıl sürdü bu özgürlüğün gelmesi diyenler mutlaka olacaktır.

Onuda şöyle izah edeyim; Hatırlar mısınız? Sayın Bülent Arınç bu davalar kapsamında "devletin bağırsakları temizleniyor" diye bir cümle sarf etmişti.
Yani Sayın Arınç Türkiye Cumhuriyeti Devletine bağlı kalacağına dair namusu ve şerefi üzerine yemin eden askeri, polisi, savcıyı, hakimi, valiyi, kaymakamı ve bilhassa devletin kurumlarında çalışan "Alevi" vatandaşlarımızı birer pis bağırsağa benzeterek yerlerine cemaatçi hainlerin getirilmesi için bir zemindi ve bu zemini Adalet Bakanı Sayın Abdülhamit Gül "yargının içinden 4 bine yakın FETÖ'cü hakim ve savcı temizlendi" cümlesiyle Sayın Arınç’ın kastettiği bağırsağın ne olduğunu ve o beklenen adaletin neden geç geldiği herhalde daha iyi anlatılamazdı.

Peki o beklenen adalet gelmiş miydi?
Bence gelmişti! Yoksa, 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin şerefli yargı üyelerinin "Ergenekon Terör Örgütü" adı altında bir örgüt yoktur demesi asla mümkün olmazdı.

Ve ben şuna inanıyorum ki Yarbay Ali Tatar kendisine vatan haini ve terörist yaftası yapıştırarak onu intihara sürükleyenleri mezarında ayakta bekliyor. Çünkü "hesap vermeden nereye gidiyorsun?" sorusuna bu dünyada değil ama ahirette cevabını mutlaka verecektir.
Vefatının 11. yılında seni saygı, minnet ve özlemle anıyorum Ali Tatar Yarbayım.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Sönmez Arşivi

40+1!

25 Kasım 2023 Cumartesi 00:01