Bu slogan ile başladı her şey. Aslında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın üç ylını değerlendirmek için önce geçmişe bakmak gerek. Beylikdüzü'nde CHP'nin ilçe başkanı yapmak için aday aradığı döneme; orada Karadenizli girişimci iş adamı sağ tandanslı eski ANAP'lı ama Atatürkçü, sosyal demokrat Ekrem İmamoğlu ortaya çıktı. Her dönem CHP liderinin akıldanesi olarak bilinen İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak o dönem parti yönetimindeydi. Bihlun Tamaylıgil de Genel Sekreter. Tepeden yapılan atamayla örgütün tepkisine rağmen O'nun CHP macerası başladı. O dönem ilçenin tüm masraflarını karşıladığı, hatta tüm yükü tek başına taşıdığını biliyorum. Bu üst yönetimle olan sıcak ilişkiler ve sokaktaki yurttaşlarla olan sıcak bağı yanında Erdoğan Toprak ve Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün ile ağabey-kardeş ilişkisi ve akıllı davranması siyaset kapılarını peşpeşe ardına kadar açtı İmamoğlu'na.

CHP'de tek başına idi

Beylikdüzü Belediye Başkan adaylığı için yola koyulduğunda CHP örgütünden tepki aldı. Aldırmadı. Adaylar çıktı sildi attı. Sonra kayıtlı üyelerle yapılan ön seçim için, dolma kayıt vs iddiaları da oldu ama iş işten geçti. Ve büyük sürpriz yaparak Beylikdüzü Belediye Başkanlığı'nı İmamoğu CHP'ye kazandırdı. Ardından Topbaş'ın istifası sonrası yine Toprak ve Kılıçdaroğlu'nun önerisiyle CHP İBB Grubu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu. Ama seçimi kaybetti. Bu ilk adımdı. Ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yıllardır aklında olan "Karadenizli bir aday ile İstanbul alınır" fikri O'nu İBB adayı da yaptı. Birebir ilişkide rakipsiz olan İmamoğlu, tıpkı 25 yıl önce İstanbul'a alan Nurettin Sözen'in yaptığı gibi durmandan sokak sokak dolaşıp kendini tanıttı. Ardından seçimi kazandı. Yok saydılar bir kez daha yapıldı seçim bu kez 804 bin fark attı. Göreve geldi. Topal ördek dediler öyle oldu aldırmadı. Önüne engel koydular birçok şeyi de yapamadı ama yolunda yürümekten vazgeçmedi.

Başarılı değil ama

AKP'nin haksız ama meşru meclis çoğunluğu ile üç yıldır boğuştu. Yetmedi UKOME dahil, siyasi iktidarın her türlü engeliyle karşılaştı. Bu da hala devam ediyor. O yüzden yapmak istediklerini sahaya yansıtamadı. Büyük projelerini ısrarla yaşama geçirme uğraşında ama zorlanıyor. Bugün seçim yapılsa; "O'na yapılan agresif ve haksız muhalefet" nedeniyle mağduriyetini öne çekip seçimden yine farklı kazanıp çıkacaktır. Ne var ki "Çok iyi bir Belediye Başkanı" olarak değil.
Neler yaptı neler yapılmadı noktasında elbet yurttaşa dönük çalışmalar, fakirlik ve yoksulluğun başını alıp gittiği kentte onlara yönelik "Çam sakızı çoban armağanı" yardımlar bir nebze olsun gündemde CHP'yi öne çıkardı. Pandemi elbette herkese olduğu gibi O'nun yönetme anlayışına da etki etti. Ama toplum O'nu son derece yanlış olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu değil de Recep Tayyip Erdoğan'la siyaseten kavga veren lider olarak gördü. Bunun değişmesi şarttır. Benim kesin kanım odur ki CHP'nin İBB adayı 2024'te tine İmamoğlu'dur. 

Kadrosu hazır değildi

Sahillerin açılması, parklar ve yeşil alanlar yeni metro hatları artılarıdır. Ama İstanbullunun trafik çilesine derman olamadı. Her seferine AKP'nin engelleme duvarına çarptı. Ekonomik konularda etkisiz kaldı. Bence biraz da fazla mağdur edebiyatı kurbanı oldu. Kar hatası dışında pek falso da vermedi. Ama kadro olarak O da İstanbul için hazır değildi tabii... Ve hala onun sıkıntısını yaşıyor.
Son sözüm güleç yüzüyle İstanbulluya sempatik gelen gençliğiyle çok şey beklenen Ekrem İmamoğlu'nun biraz da çevresine ve kadrosuna çeki düzen vermesiyle kalan iki yılda belki daha güzel işler yapabilecektir. Bu olursa "Başarılı Belediye Başkanı" sıfatıyla seçime girer aksi olursa "Mağdur edebiyatı" yine ona bu seçimi kazandırır.