Isınamıyoruz, beslenemiyoruz, geçinemiyoruz...

BU ülkenin gündemi açlık yokluk ve yolsuzluktur. Gerisi ise teferruattır. Bakın hergün insanlar ekmek kuyruklarında saatlerce beklemek zorunda kalıyor. Neden, en temel gıdayı üç kuruş ucuza almak için. Büyük marketler artık AVM'ler gibi oldu. Marketlerin içleri dolu ama boş boş gezen insanlarla..Tıpkı AVM'lerde vakit geçirmek isteyenler gibi. Dostlar. Ülke nereden nereye geldi. İnanılması zor. Yaşadıkça anlıyoruz. Bugün dünden kötü yarın ise bugünden kötü olacak. Ülkenin tek istikrarı şu anda yaşanan günün gelecek günlere göre iyi olmasından başka bir şey değildir.
Hayat pahalılığı bu kadar aşikar olmasına rağmen enflasyonun bazı siyasetçiler tarafından küçümsenmesine şaşırıyordum. Şaşırmamak gerekiyor, mesele küçümsemek değil, temel matematik bilgisinde.Bu ülkede milyonlar ne kadar acıdır ki ezdiriliyor, alım gücü düşük. Ülkemizde ekonomik krizin beteri var. Ülke batıyor. Ülke gerçekten batıyor. Gittikçe batıyor.Sorunları çözeceğiz diye iktidar olanlar; bırakın sorunları çözmeyi, sorunların üzerine yeni sorunlar eklediler. Ekonomik olarak öyle bir duruma geldik ki 2.Dünya Savaşı sırasında oluşan yağ kuyruklarını inanın mumla arıyoruz ! O zamanlar piyasada yoktu, şimdi her yerde var ama alabilecek kadar paramız yok!
 

Pandemi kangren oldu artık
Ekonomi bir yana aşağıda ayrıntısına girerim. Sağlıkta işleer yolunda gitmiyor.2022 yılının ilk 52 gününde Covid-19 nedeniyle 10 binden fazla can kaybı tespit edildi. Bu sürede günlük ölüm ortalaması 199'a yükseldi. Omicron varyantının sebep olduğu günlük ölümler Delta varyantının sebep olduğu günlük ölümlerden daha yüksek seyrediyor. Yani pandemi henüz bitmedi! COVID19 salgınına karşı en etkili yanıtın bilimsel araştırmalara göre halen aşı maske fizikselmesafe havalandırma ve hijyen olduğu açık. Olguların ve ölümlerin çok yüksek olduğu koşullarda kısıtlamaları kaldırma planı toplum sağlığını olumsuz etkiler. Bilim böyle diyor !Bakın Dostlar ; Toplumsal bağışıklık için yeterli aşılamanın yapılmadığı, salgının henüz kontrol altına alınmadığı, mutant varyantların yayıldığı ve COVİD-19 nedeniyle hergün 300’e yakın insanımızı yitirdiğimiz bir süreçte “normalleşme” adımlarının atılması yeni bir dalganın tekrarını getirir. Salgının yükü sadece belli bir kesime yüklenilmemelidir.
 

Herkes uzman olmuş
Toplumsal düzeyde bulaşıcılığı önleyecek tedbirler alınırken sosyal devlet olanakları toplum yararına kullanılmalıdır. Bakınız; Doktorasını Facebook, Instagram, Twitter'da yaparak aşı karşıtı, maske düşmanı olmuş büyük sosyal medya insanları, ODTÜ'de, Hacettepe'de, Boğaziçi'de, İTÜ'de, AÜ'de, Gazi'de, ABD'de, İngiltere'de, Fransa'da, Almanya'da doktora yapmış bilim insanlarına had bildirmeye kalkıyorlar. Böyle cehl bir toplum olduk; ama nasıl ne arada olduk. Bunu anlatmak tez konusudur. Zurnada peşrev olmaz. Ne çıkarsa bahtına “Milletin sesini duymuyorlar” diyorduk; artık ağızlarından çıkanı da kulakları duymuyor. İktidar sahipleri şu sıralar 'Külfeti beraber sırtlayacağız' diyor, 'Hepimiz aynı gemideyiz' şarkısı söylüyor. Ne aynı gemisi? Sen altın varaklı tahtta, millet ucuz yağ kuyruğunda. Kimse kusura bakmasın, paylaşmak falan yok. 20 yıl yediniz, hesabı siz ödeyeceksiniz. Madem Türkiye ekonomide tarihinin en güçlü günlerine giriyor, milletimiz bu zulmü niye yaşıyor? Lafı ne eveleyip geveliyorsunuz? Önce yaptığınız zamları geri alın! İş yapmaya niyetiniz yok, sadece algıyı yöneterek durumu idare etmeye çalışıyorsunuz. Cumhurbaşkanı, ‘Tuvalet 1 lira’ diyordu, tuvalet 2 lira. Yüzde 100 zam. Ekmek 1.5 liraydı, 3.5-4 lira oldu. daha ne olsun. Ekmeğin 2 misline çıkması demek, enflasyonun patlamış olması demek. Ekonomik kriz olduğu kesin. ‘Ekonomistim’ diyenlerin dışında sade vatandaş bile bu cevabı verir size. Vatandaş Enflasyona köküne kadar ezdiriliyor.

Maske kaldırılamaz
Toplumda, özellikle kapalı (okullar, camiler, konser ve tiyatro salonları, sinemalar, hastaneler, AVM’ler vb.) ve kalabalık ortamlarda (futbol maçları, konserler, mitingler vb.) olmak üzere maske kullanımına mutlaka devam edilmelidir.
Ayrıca, hem ilk hem de ek aşı dozlarının yapılmasını artırmak için bütün imkanlar seferber edilmelidir. Çocuklarda omikronun önceki varyantlara göre daha sık belirtili hastalık yapması ve ölüm oranı düşük olsa da MIS-C ve uzamış COVID gibi komplikasyonlara yol açması nedeniyle çocuk yaş grupları için uygun aşılarla aşılamanın başlatılması zorunludur. Ölümler halen en sık 65 yaş üstü ve bağışıklığı baskılanmış kişilerde görülmektedir.
Salgının Geleceği
Önümüzdeki süreçte COVID-19’un eradike edilemeyeceği, belli dönemlerde daha fazla kişiyi etkileyen bir solunum yolu infeksiyonu şeklinde toplumda görüleceği, hastalığın geleceği konusunda yapılan ve en çok destek bulan bilimsel tahmindir. Ancak şu anda salgın bu aşamaya gelmemiştir; sadece bıkıldığı için bilimsel önlemlerden ve akılcılıktan va

Sayı saymayı da bilmiyorlar
'Avrupa'da %1 olan enflasyon %6'ya çıkmışsa demek ki fiyatlar 6 katına çıkmıştır'' hesabı yapan AKP'lilerin bizi mi yediği yoksa ilkokul düzeyi matematik bilgisinden mi yoksun olduğu belirsizliğini koruyor. ülkenin halina bakınız. Dostlar. ekonomi neden mi bu halde? Adamlar bir kere matematik bilmiyor. %7 enflasyonu 7 kat olarak hesaplıyorlarmış. Onu da yanlış hesaplıyor bir de biri çıkar “Ekonomi gözlerimdeki ışıktır” der biri çıkar matematiği katleder.Bu ülkedede şansa yaşıyoruz gerçekten.
 

Aradan sıyrılmanın peşindeler
Önceki dönem Cumhurbaşkanımız rahmetli Demirel'in meşhur sözüdür: “Galibiyetin sahibi çoktur. Ama mağlubiyetin sahibi yoktur. Binaenaleyh mağlubiyet yetimdir.” derdi. AK Parti yetkilileri yaptıkları zamları, yetim ve öksüz bırakmaya uğraşıyorlar. AK Parti Grup Başkanvekillerinden biri çıkıyor, “Bu zamları devlet yapmıyor” deyiveriyor.
 

Zammı vatandaş yaptı iyi mi!
Şimdi bir gecede elektriğe yüzde 127'ye varan zammı kim yaptı? Son bir yılda, benzine yüzde 110, mazota yüzde 133 zammı kim yaptı? Bu zamları AKP yaptı. Bakın son üç günde 219 bin kişi doğalgaz yardımıundan yararlamak için başvurdu. Ödenecek ise 450 ile 1150 lira arasında değişiyor.Şu anda Türkiye'de 6.630.682 aile devletten yardım alıyor kısaca 30 milyon insan aç bu ülkede. Dostlar. Bu rakam çok değil 2020'de 3.494.432 idi. Yüzde yüz artmış yoksullukla karşı karşıyayız bu ülkede kime ne söyleyelim artık. Sadece pes diyorum. Söylenecek o kadar çok şey var ki, onun yerine aramadıklarımı söylesem daha iyi olacak. Sıkıntı, stres, geçim derdi, hırsızlık, kadın cinayetleri, Üniversitelinin aç gezdiği, öğretmenin, mühendisin, avukatın, doktorun iş aradığı; 75 yaş üzeri ve sahte diplomalıların yönetim kurulu üyesi olup, bir kaç yerden maaş aldığı bir ülke de düşmana ihtiyaç yoktur! Ayrıca, 80 Milyona Reis bakıyor diyerek, minnet duymak, Bankadaki parayı çektikten sonra, bankamatiğe teşekkür etmek ile aynı şeydir.Yazık vallahi yazık akıllanın artık.
 

Toplumun yarısı aç artık yeter
AKP’nin ülkeyi getirdiği noktada neredeyse toplumun %50’si faturalarını ödeyemez hale geldi İnanın artık geçmişi mumla arıyoruz demenin dışında evlerimizde yakında mum yakıp oturacak halke geldi bu ülke insanı. Dolar kuru'nu 18 liraya çıkarıp; 13 liraya düşürünce halay çektiren, elektrik zammını %125 arttırıp,%10 düşürünce horon teptiren bir ekonomi yönetimimiz var. Ölümü gösterip,sıtmaya razı eden bir anlayış.Aklı başında bir ekonomi yönetimini bulmak maalesef mümkün değil.
 

Ülke gençliği perişan durumda
Bakın dostlar; sınav ücretlerini duymuşsunuzdur. Her sene 20-30 TL zam yapıyorlar. Bazı gençlerin ailesi bunu karşılayabilirken bazıları kendi karşılamak zorunda kalıyor. Kitap fiyatlarına 10 dakikada bir zam yapıyorlar ve bu gençlerin her kaynağı görmesi gerekli. Çünkü ÖSYM’nin başında kimlerin olduğunu bilmiyoruz. Olimpiyat sorularıyla hepimizi aynı kefeye koymaya çalışıyorlar.Sadece eğitim sorunu da değil, ekonomik açıdan da gnçler batık. Artık derhaneye giriş çıkışlarda hiçbir şey alamaz oldular. Her şey çok pahalı. Esnafa da hiçbir şey söyleyemiyorlar çünkü esnafta pahalıya alıyor. Gençliğin tek derdi, geleceklerinin nasıl bir düzen altında olacağı Umutlarını kaybetmemeye çalışıyorlar. Gençler sürekli günümüzü nasıl geçireceğini planlamaya çalışıyor. Bir aktiviteden sürekli mahrum kalıyor. Gençler şu anda birkaç ülkeyi dolaşmaları gerekirken, yabancı ülkelerdeki yaşıtları birkaç ülke gezerken bizde şehirden şehre bile gidemiyorlar. Bunun için de çözüm istiyorlar. Geleceği düşünmekten çok sıkıldılar ve yoruldular.
 

Vatandaş hayat pahalılığına isyan etti
Artan hayat pahalılığı, vatandaşı her geçen gün daha da zorluyor. Hissettikleri enflasyonun yüzde 100'ün üzerinde olduğunu ve ekonomide bir kriz yaşandığını dile getiren yurttaşlar, "Vatandaş perişan, bir avuç insan rahat yaşıyor. Ekonomik krizin ötesinde ekonomi terörü var. Bizim için terör. Beni korkutuyorsa, beni aç bırakıyorsa, ben yoksulsam bu bir ekonomi terörüdür" sözleriyle tepkilerini dile getirdi.İktidar, sekiz yılda ülkede kişi başına geliri 12 bin dolardan 8 bin dolara düşürdü, dış borçları 450 milyar dolara çıkardı, resmi enflasyon yüzde 50’yi gördü. Bu açık başarısızlık erken seçim nedenidir. Çünkü sorunun kaynağı olanlar çözümün parçası olamazlar.
 

Geçim derdi herkesi gerdi
Bu zulmü başta iktidar olmak üzere herkes görüyor. Biliyor. . Bunu hissetmeyen birinin olduğunu düşünemiyorum. Herkes hissediyor. Ne vaziyette olduğumuzu duymuyorlar mı, bilmiyorlar mı? Her şeyi biliyorlar. Elektrik, doğalgaz faturaları. İnsanlar soğuktan donuyor. "Elektriği yakamıyoruz, akşamları televizyon ışığıyla oturuyoruz" diyorlar. Günah değil mi bu insanlara? Ekonomik kriz var. Yüzde 150’lerin üzerinde enflasyon var. Türkiye Cumhuriyeti kurulalı böyle bir şey görülmemiş. İlk olarak böyle bir şey yaşıyoruz. Bu ülke de yaşayanlar bir zamanların ekonomik krizini de biliyor fakat böyle bir kriz hiç yok olmadı. Bunun sebebi iktidar. Muhalefetle hiçbir ilgisi yok.
İnsanlar geçim sıkıntısı yaşıyor. Fiyatlar çok pahalı. Artık marketlere girmeye korkuyor. Etiketleri görünce aniden çıkıyorlar marketlerden. 5 tane bir şey alacaksa 1 taneyi zor alıp çıkabiliyorlar. Gerçekten insanların canına yetti artık.
 

Vatandaşın gıdası tavuk kırıntısı
Hayvan barınaklarında köpeklere verilen tavuk kırıntısı, vatandaşlar tarafından alınıp yemeklerde kullanılmaya başlandı. Talep artınca tavuk kırıntısının kilo fiyatı da 7 liraya çıktı. İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Hüseyin Filiz, “Çiçeğin Patileri’’ adlı hayvan barınağını ziyaret etti. Filiz, “Barınaktaki görevliler, hayvan yemi olarak kullandıkları tavuk kırıntısını, vatandaşların yemeklerde kullanmak için satın aldığını, bu nedenle de kırıntının kilosunun 1 liradan 7 liraya çıktığını anlattılar’’ dedi. Bu ülkede enflasyon öyle yüzde 49 falan değil, yüzde 100’ü geçmiş durumda. Vatandaş perişan, üretici perişan, çiftçi perişan; bir avuç insan rahat yaşıyor. Milyonlarca insan açlık ve yoksulluk sınırında yaşıyor. Ekonomik krizin ötesinde ekonomi terörü

var. Bizim için terör. Beni korkutuyorsa, beni aç bırakıyorsa, ben yoksulsam bu bir ekonomi terörüdür. Krizi geçti…
 

Menemen lüks oldu: Maliyeti 5 yılda 5 kat arttı
Dar gelirli, öğrenci ve esnaf sofralarının vazgeçilmez yemeği menemen de lüks oldu. 4 kişi için menemen maliyeti 2017’de 8,5 TL iken, bugün 40 lirayı buldu. 2017’de menemen maliyeti de 8.5 liraydı. Şubat 2022’de ise domates ve sivri biberin kilosu 20 TL’ye, kuru soğan 2 TL’ye, yumurta 2.5 TL’ye ve Ayçiçek yağının beş litresi 140 TL’ye çıktı. Bugün 4 kişi için Menemen maliyeti 40 lira oldu.Bir zamanlar fakir yemeğiydi, şimdi zengin yemeği oldu. A dostlar..
 

Omikron öldürüyor salgın sürüyor
Dostlar, Ocak ortasından itibaren öncelikle İstanbul olmak üzere ülkemizde etkili olan omikron dalgası, öngörüldüğü gibi daha önceki dalgalardan çok daha fazla sayıda kişiyi etkilemiş, daha az ölümcül olmasına rağmen ölümler de tüm pandemi boyunca görülen en yüksek ölüm sayılarına yaklaşmış, hatta bazı ülkelerde bu sayıları aşmıştır.
 

Vaka sayıları 100 binlerde
Şu anda ülkemizde, test edilecek gruplar azaltılmış olmasına karşın halen günlük 80 bin kesin tanı almış COVID-19 olgusu ve 250-300 arasında ölüm görülmekte, test pozitiflik oranı %15-20’ler seviyesinde seyretmektedir. Bu veriler, salgının ülkemizde kontrol altında olmadığını ve yayılımın devam ettiğini göstermektedir. Üstelik omikronun henüz pik yapmadığı pek çok il bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün vurguladığı gibi dünya genelinde haftada 70 bin kişi COVID-19 nedeniyle kaybedilirken, pandeminin sonlandığından söz edebilmek mümkün değildir.
 

Alınması gereken tedbirler
İnfeksiyonun yayılımını azaltmak için etkinlikleri açıkça kanıtlanmış olan aşılama ve farmokolojik olmayan önlemler (maske, kalabalıkların, hareketin azaltılması, mesafe vb.) konusunda ülkemizdeki durum ise şu şekildedir: 2 doz aşılamada toplamda %65’lik orana ulaşılmış olup bu oran, ölümleri azaltmak ve infeksiyon yayılımını azaltmak için yeterli değildir. Aşıların etkisinin zamana bağlı olarak ve omikronun bağışıklıktan kaçabilme özelliği nedeniyle azalıyor olması hatırlatma dozlarının yapılmasını çok önemli hale getirmiş, ancak bu konuda da gerekli hedefe ulaşılamamıştır.
Bu iki faktöre ülkemizde kullanılmakta olan inaktive virus aşılarının koruyuculuğunun diğer aşılara göre daha düşük olması eklenince ölüm sayılarının artması kaçınılmaz olmaktadır.
Ülkemizde uygulanan farmakolojik olmayan önlemler, omikronun başlangıcından beri diğer ülkelerde alınan önlemlerden çok daha azdır ve şu anda büyük oranda sadece maske zorunluluğundan ibarettir. Salgının hafiflediği ve bitmekte olduğuna dair yetkili ağızlardan yapılan açıklamalar toplumda maske kullanımını çok azaltmış, maske kullanımının tamamen kalkacağı beklentisini yaratmıştır. Oysa rakamların gösterdiği üzere salgın hafiflememiştir. Maske kullanımı COVID-19’dan korunmada çok etkili ve güvenli bir yöntemdir. Tüm veriler bir arada değerlendirildiğinde ve aldığımız önlemlerin esas olarak COVID-19’a bağlı ölümleri azaltmayı amaçladığı düşünüldüğünde, ülkemizde zaten oldukça gevşetilmiş olan farmakolojik olmayan önlemlerde şu anda herhangi bir gevşeme yapmanın bilimsel olarak mümkün olmadığı açıktır.

SON SÖZÜMÜZ ; Ucuz olan ne kaldı ki? Her şey ateş pahası. Ucuz olan tek şey dünyanın kahrı; dünyanın kahrını çekmek bedava! Victor Hugo.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi