Giresun’da yaşanan sel felaketi sonrası bölgeye giden Diyanet İşleri Başkanının “Bakanlarımız buradalar, tüm vatandaşlarımız için dua ediyorum, sabır ve tahammül tavsiye ediyorum. Çünkü Allah’tan gelene karşı boynumuz kıldan incedir ama tedbirlerimizi almalıyız.Bizim için dört önemli unsur var. Bunlar da ibret almak, tedbir almak, tevekkül etmek ve dua etmektir. Afet durumunda bir müslümana gerekli olan bu davranışlardır” demişti.

Demek ki sayın Diyanet İşleri Başkanı ve Bakanlar duayı eksik ya da yarım etmiş olacak ki Giresun'da yaşanan sel felaketi sonrası yapılan “Allah'tan gelene karşı boynumuz kıldan incedir dua edeceğiz” açıklamasından 2 yıl sonra Kastamonu, Sinop ve Bartın’ı etkisi altına alan sel felaketinde 82 insanımızı ve geçtiğimiz hafta da Bartın’ın Amasra ilçesinde maden ocağı patlaması sonucu 41 madencimizi şehit verdik.

Öncelikle deprem, sel ve maden ocağında yaşanan facialar arasındaki tek benzerliğin “tedbirsizlik” olduğunu söylemek gerekir. Kaldı ki yaşanan her felaket sonrası “bu işin fıtratında var” demek ve yaşanan felaketin tek müsebbibi olarak Yüce Allah’ı işaret etmek trajikomik bir durumdu. Ne yani o binayı inşa eden müteahhitlerin, 41 insanın canına mal olan maden için yapılan tüm uyarıları dikkate almayan başta maden ocağının sahibi ve devletin kontrol etmekle mükellef olduğu kurumlarının hiç mi suçu yoktu?

Depreme dayanıksız evleri yapan.

Dere kenarlarını imara açıp potansiyel tehlikeyi görmezden gelen.

Yapılan tüm uyarılara rağmen maden ocağında tedbir almayan kim?

Ama siz de haklıydınız.

Çünkü sarf edilen; AK Parti Sivas Belediye Başkan adayı için “Vereceğiniz destek, yarın ruz-i mahşerde (kıyamet günü) beraat belgelerinizden (kurtuluş) biri olacak.”

Allah, reisimizi bizim başımıza nasip ettiği için her gün iki rekât şükür namazı kılmamız gerekir.

Recep Tayyip Erdoğan’a dokunmak bile ibadettir.

Recep Tayyip Erdoğan, Allah’ın tüm vasıflarını üstünde toplayan bir lider.

Recep Tayyip Erdoğan’ın sözü peygamber sünnetidir.

Eğer Urfa şanlıysa, Antep gaziyse, Maraş kahramansa, Rize, İstanbul ve Siirt de mübarektir. Çünkü bu 3 şehir, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük liderinin doğmasına vesile olmuştur.

Ve en önemlisi de “Hz. Peygamberin Mekke’nin fethi sonrasında nefsine yenilerek gururlandığını, ardından uyarı ayeti geldiğini hatırlatarak, AK Parti olarak kendilerinin pek çok önemli işler yapmış olmalarına rağmen nefislerine yenilmediklerini söyleyen sessiz kalan bir toplumun “bu işin fıtratında var” denilerek deprem, sel ve maden ocağı facialarında hayatını kaybeden insanları; denetimsizliğin, tedbirsizliğin ve cahilliğin öldürdüğünü sorgulamasını beklemek hata olur.

Saygılarımla