Memleket çay simite hasret

İnsanlarımız ağır bir ekonomik buhranla boğuşuyor. Ülkemizin orta direği, işçisi, esnafı, memuru, emeklisi, tüm çalışanlar sıkıntıda. Ülkemizin dış politikası ise ağır ekonomik tablonun vesayeti altına girmiş durumda. Devletin döviz kasası Körfez şeyhlerinin, Rusya’nın himmetine muhtaç hale gelmiş. Bakın Dostlar! Türkiye Eğilimleri - 2022 Kantitatif Araştırma Raporuna göre Türkiye'nin en önemli sorunu nedir? sorusuna katılımcıların %28,9'u ekonomide yaşanan sorunlar %15,4'ü terörle mücadele, %9,4'ü mülteciler, %7,8'i ise hak ve özgürlüklerin sınırlanması cevabını vermiş.
 

Peki, bu kadar parayı kullanan Erdoğan, milletimize verdiği sözleri tutabildi mi? “Yolsuzluklarla, Yoksullukla, Yasaklarla” mücadele sözü vererek iktidara geldiler. Yolsuzlukta ülkeyi arşa çıkardı. Ülkemizi, dünyanın en büyük rüşvet ve kara para aklama makinasına çevirdi. Yanlış ekonomi politikalarıyla, orta direği çökertti yoksulluğu hortlattı. Sebebi olduğu yolsuzluğun, yoksulluğun üstünü, yasaklarla örtmeye kalktı. Ülkemizin ufkunu, korkunç bir otokrasiyle kararttı. Menzili 2023 yılı olan, milletimize bir takım taahhütler verdi. Bu taahhütlerin menzili 2023 yılıydı. 2023’te, “Milli gelirimiz güya 2 trilyon dolar” olacaktı. Şimdi, bugün baktığımızda “Milli gelir ancak 867 milyar dolar olur” diyor. 2023’te, “Kişi başına gelirimiz 25 bin dolar” olacaktı. Şimdi, “10 bin 71 doları bulursan öp de başına koy” diyor. 2023’te ihracatımız 500 milyar dolar olacaktı. Şimdi “İhracat 265 milyar dolar anca olur” diyor. 2023’te “İşsizlik oranı yüzde 5” olacaktı. Şimdi, bunun tam iki katına, “Yüzde 10,4 işsizlik oranına bir razı olun” diyor.
 

Elimizden her şeyi aldılar
Bugünkü AKP yönetimi; Milletten parayı istediler, aldılar. Yetkiyi istediler, aldılar. 2010 ve 2017’de Anayasayı değiştirdiler. Ülkede ne bağımsız yargı, ne denge, ne de denetim bıraktılar. Taahhütleri; Türkiye’nin 2023’te, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmesiydi. Gerçekleştirdikleri; ilk 20’den düşme sınırına gelen, annelerinin çocuklarına ancak karne hediyesi olarak, et yedirebildiği bir Türkiye oldu. Türkiye’yi İkinci Dünya Savaşına sokmayan CHP’yi, savaş günlerinde “Karneyle et, ekmek dağıttı” diyerek, yıllarca suçlayanlar; Türkiye’yi, çocukların eti ancak karne hediyesi diye yiyebildiği, bir ülke haline getirdiler. Saray ve şürekâsının görmemek için gözlerini kapadıkları, duymamak için kulaklarını tıkadıkları, milletimizin hali bu…
 

Büyük bir kaynak israfı
“Kaçan namazın kazası olur. Ama kaçan fırsatların kazası olmaz.” Hele hele siyasette, kaçan fırsatların kazası hiç olmaz. Saray milletten yetki istedi, zaman istedi, kaynak istedi. Hiçbir hükümete verilmeyen yetki, zaman ve kaynaklar, bu kadrolara verildi. 2003’ten 2022’ye kadar, milletimiz; aşından, işinden, alın teri kazancından, Erdoğan Şahsım Hükümetlerine, 2 trilyon 538 milyar dolar vergi ödedi. Bunun üstüne Erdoğan; içeriden, dışarıdan 125 milyar dolar da borçlandı. Yetmedi birde milletin atadan deden kalan malını mülkünü de, 65 milyar dolara sattı. 20 yılda, 2 trilyon 725 milyar 482 milyon doları Erdoğan hükümetleri harcadı. Bu önceki tüm Cumhuriyet Hükümetlerinin kullandığı kaynağın tam dört katı. Önceki hükümetlerin kullandığı kaynağın dört katını çatır çatır yediler, bitirdiler.
 

Sıra kendilerine gelince sınırsızlar
Ama sıra kendilerine gelince, 620 kilometre öteden, Balıkesir’den kendilerine aşçılar getirtip, MYK toplantılarında ziyafet çekmeyi biliyorlar. Millet, daha önce Saray’daki menü ortaya dökülünce, kornişona sarılı dana rozbifi, pataşur içinde Çerkez tavuğunu, ejder meyveli smoothieyi ilk kez duymuştu. Ama öyle anlaşılıyor ki, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu menüsü, Saray menüsünden hiç de geri kalmıyor. Etli düğün çorbasının ardından, AK Parti yöneticileri 0,3 dizem erken hasat zeytinyağının tadımını yapmışlar. Mideler ısınıp yumuşayınca, Edremit sepet peyniri, Mihalıç peyniri ve koyun peyniriyle, ziyafete girişmişler. Ziyafet masasında da kuş sütü eksik… Çıkrıkçı ovası kerevizi, portakallı kereviz, Bostancı ovası lahanası, çam fıstıklı kuş üzümlü lahana sarması, Edremit ovası yer elmasından oluşan mezelerin tadına bir bakmışlar. Ana yemek olarak, Balıkesir kıvırcık kuzusundan kol tandır. Yanında, kozak çam fıstıklı bademli iç pilav… Ardından, Edremit’ten gelen koyun yoğurdu eşliğinde. Kuzu etli dövme keşkek. Üstüne meyveler, tatlılar, bir de baklavanın zeytinyağlısı. Erdoğan’ın manda yoğurtlu, kestane ballı mide rahatlatan formüllere neden ihtiyaç duyduğunu, bu menüyü görünce çok daha iyi anladık.
 

Aç gözlü doymaz
Türkiye'de bugün emekçinin, emeklinin, esnafın kahvaltı sofrasına, beyaz peynir koymak bile lüks olduysa, üç kalem pirzola, okul çocuklarına karne hediyesi olduysa, bunun sebebi ülkeyi yönetenlerin, dinmek bilmeyen bu iştahıdır. Yöneticilerin ve mahdumlarının zenginleştiği bir ülkede, milletin evlatlarının üç kalem pirzolaya, karne hediyesi diyerek sevinmesi de, kaçınılmazdır. Çünkü aç doyar, açgözlü doymaz. Açgözlülerin olduğu yerde yolsuzluk, yolsuzluğun olduğu yerde yoksulluk azar. Bu dünyanın her yerinde böyledir. İş insanlarından istediği komisyonu alamayınca, evladına, “Bırak 10 milyon doları alma”, “Kucağımıza düşecekler” diyen; “Evdeki paraları sıfırla” talimatı veren Başbakanları, milletimiz kulağıyla duydu. İş dünyasını haraca bağlayan, siyasetin finansmanı için rüşvet havuzları kuran, böylesine çürümüş bir zihniyeti de gördü.
 

Her gün daha geriye gidiyoruz
Dostlar! Ülkemiz her geçen gün biraz daha geriliyor, biraz daha batıdan medeniyetten uazkalşıyor. Biraz daha dünyada yalnızlaşıyor. Bilmem farkındamısınız ? Yaşam kalitemiz alt üst oldu.Orta direk yer ile yeksan oldu. Artık Türkiye'de ya fakirsin yada jksımetli yandaşlardan isen zenginsin. Bu işin ortası kalmadı. Daha dün gibi anımsıyorum. AKP yeni kurulmuş "Bir yüzüğümden başka bir şeyim yok" diyen Erdoğan o meşhur çay simit benzetmesini yapmıştı. O dönem ki sölzeri Erdoğn'ın acı ama gerçek oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan 1993’te Tansu Çiller’i eleştirirken “5 kişilik aile 3 öğün çay-simit yese bütçesi yetmez” diyordu. Şimdi de durum aynı, maaş yetmiyor...
 

Erdoğan’ın çay-simit hesabı gerçek oldu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1993 yılında Refah Partisi'nde siyaset yaparken Başbakan Tansu Çiller iktidarını ‘Çay-simit' hesabı ile eleştirmişti. Erdoğan o zaman 5 kişilik bir ailenin üç öğün çay simitle beslenmesi halinde dahi bütçesinin açık verdiğini söylemişti. Şimdi AKP iktidarı döneminde de vatandaş çay-simitle bile beslenemez oldu. 5 bin 500 TL emekli maaşıyla geçinen 3 çocuklu bir ailenin günde 3 öğün çay simit ile beslenmesi için 5 bin 625 lira gerekiyor.
 

Emekli aylığı yetmiyor
Yani en düşük emekli maaşı bile bir ay boyunca çay simit bütçesini karşılamıyor. Çay 5 TL'ye, simit ise 7.5 TL'ye yükseldi. Emekli maaşıyla geçinen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tavsiyesine uyarak üç çocuk yapan beş kişilik bir ailenin günde 3 öğün çay simit ile beslenmesi için en az 5 bin 625 liraya ihtiyacı var. Emeklinin ailesini üç öğün yalnızca bir çay ve bir simitle beslemesi için bile 125 lirası eksik kalıyor. CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin de Erdoğan'ın çay simit hesabını hatırlattı ve “Üç çocuklu bir aile günde 3 öğün sadece çay- simit yese günde 187,5, ayda 5 bin 625 lira ödeyecek. Emekli ya da asgari ücretli sadece çay simitle bile geçinemiyor, bunun kirası var, faturası var'' dedi.
 

Çay 50 simit 37.5 kat arttı
DP Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt da “Türkiye'nin birçok şehrinde simit 7,5 lira oldu. Desene, Bay Erdoğan artık simit çay hesabı da yapamayacaksın” diye konuştu. 2002 yılında bir simit 0.2 TL, bir bardak çay ise 0.1 TL'ydi. Aradan geçen 21 yılda simit 37.5 kat, çay da 50 kat arttı. 10 Temmuz 2018'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçildiğinde ise simit fiyatı 1.25 TL, çayın fiyatı 2.5 TL'ydi. Başkanlık sistemiyle birlikte 4.5 yılda simit 6, çay ise 2 kat arttı.
 

Gripin 1 yılda %294 zamlandı
İlaç Maliyetleri Her Geçen Gün Artıyor. Türkiye’de ilaç fiyatları yılda bir kez güncelleniyor ve ilaçlarda uygulanan bir yıllık sabit kur her yılın sonunda yeni bir krizi doğuruyor. Hammaddeye erişim güçlüğü, dışa bağımlılık, kurdaki dalgalanma ve COVID-19 salgınının küresel etkileri ilaç fiyatlarındaki artışı tırmandırdı. Bunun yanı sıra çoğu ilaca erişim de güçleşti.
 

İlaç fiyatları nasıl belirleniyor?
Sağlık Bakanlığı, ilaçların tüketiciye uygun şartlarda ulaşabilmesini sağlamak amacıyla azami fiyat belirliyor. İlaç fiyatları belirlenirken Avrupa Birliği üyesi beş ila on ülke kadar kaynak ülke belirleniyor. Kaynak ülkelerin referans fiyatları depoculara satış fiyatı olarak yansıyor. Gerçek kaynak fiyat para birimi avro kullanılırken, ilaçların fiyatlandırılmasında kullanılacak Türk lirası cinsinden 1 avro değeri bir önceki yılın Resmi Gazetede ilan edilen gösterge kuru niteliğindeki TCMB’nin günlük avro satış kuru esas alınıyor.
 

Fiyat güncellemesi öne çekildi
13 Aralık 2022 tarihli Resmi Gazete’de yer alan yılın son ilaç fiyat güncellemesine göre, beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılacak Türk lirası cinsinden 1 Euro değeri Aralık ayında yüzde 36,77 artırıldı. Artışla fiyat korumalı ürünlerde barem değeri 37,10 lira oldu. Diğer ürünlerde ise barem değeri 19,39 lira oldu. Temmuz ayındaki düzenlemeyle bu değerler fiyat korumalı ürünler için 27,13 lira olmuştu. Diğer ürünlerde ise 14,18 liraydı. Bu kararla, 2023 yılının Şubat ayında yapılması gereken fiyat güncellemesi iki ay öne çekildi.
 

Gripin rekor kırdı
Ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak kullanılan Gripin 24 kapsül fiyatı 2022 yılı Ocak ayında 13.03 TL’ye satılırken Aralık 2022’de %294 zamlanarak 51.36 TL’ye satılmaya başladı. HPV tip 6, 11, 16, 18 ile ilişkili hastalıklardan ve rahim ağzı kanserinden büyük ölçüde koruyan Gardasil (HPV) aşısı 2008 yılı aralık ayında 248 TL'ye satılırken 2022 aralık ayında %389 zamlanarak 1.215 TL'ye yükseldi. 9-14 (14 yaş dahil) yaş arası 2 doz, 14-26 (26 yaş dahil) yaş arası ise 3 doz yapılması önerilen aşının 2 doz maliyeti 2.430 TL, üç doz maliyeti ise 3.645 TL.
 

Tüp bebek de hayal oluyor
Tüp Bebek tedavisinin maliyeti her geçen gün artıyor. Fiyat artışlarından en çok etkilenen ilaç grubunun başında tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar geliyor: Hipofiz bezinin üreme hormonlarını (FSH ve LH) çok düşük düzeyde üretmesine bağlı olarak yumurtlaması olmayan kadınlarda ve hormon yetersizliği nedeniyle sperm eksikliği olan erkeklerde sperm oluşturmak için kullanan GONAL-F 1050 IU 1 Flakon fiyatı 2022 yılında 3.899.49 TL'ye yükseldi. Gonal-f fiyatı 2008 yılında 751,99 TL idi. (Her Yılın Aralık ayı gündeme alınmıştır)Tüp bebek tedavisinde kullanılan ve Setroreliks etkin maddesini içeren Oxotide 250 mcg çözelti Nisan 2022'de 271 TL satış fiyatına sahipken 2022 Aralık ayında bu fiyat 770 TL'ye yükselmiştir.
 

Grip ilaçlarına fahiş zamlar
Grip ve soğuk algınlığında kullanılan TYLOL HOT t 500 mg 12 poşet granül fiyatı 2008 yılında 6.15 TL iken 2022 yılında 130 TL'ye yükseldi. Bunu yanında Muscoflex Kas Gevşetici bir yılda %142 zamlandı Kas gevşetici etkinliğe sahip Muscoflex 14 tablet fiyatı 2006 yılında 17.71 TL iken 2022 yılında %480 zamlanarak 102.75 TL'ye yükselmiştir. Yani gördüğünüz gibi sağlıkta da devrim vs yalan olmuş. Fiyatlar almış başını gitmiş.

Yeter "Söz milletindir!"
Türkiye'de acı gerçek 2015’ten bu yana, ne adil, ne de serbest seçim yapabiliyor. İstanbul seçimlerinde yaşananlar ortada. Millet iradesine yargı eliyle darbe yapılmaya kalkışıldı. Ama milletimiz iradesine sahip çıktı. Sarayın kibirlisine döndü: “Yeter! Söz milletindir” dedi. İnanıyorum ki millet ucube tek adam rejimine, “Artık Yeter!” diyecek. Yolsuzluklara, “Artık Yeter!” diyecek. Yoksulluğa, “Artık Yeter!” diyecek. Yasaklara, “Artık Yeter!” diyecek. Milleti unutanlara, “Artık Yeter!” diyecek. Harun olacağız derken, Karun olanlara, “Artık Yeter!” diyecek. Bir yüzükle siyasete başlayıp, servetine servet katanlara, “Artık Yeter!” diyecek. “Meclisi fesih yetkim yok” diyerek milletten oy toplayıp, şimdi “Yetkim var, 10 Martta yetkimi kullanacağım” diyenlere, “Artık yeter!” diyecek. Milletimiz, 20 yıllık Yalan ve Talana, “Artık Yeter!” diyecek. Artık; söz de, karar da milletindir.
 

Bütçede yalan rüzgarları
Bakan Nebati bütçe rakamları üzerinden bir başarı hikayesi yazmaya çalışıyor. Dışişleri Bakanı çıkmış, Rusya’dan alınan gazın fiyatının 3 kattan fazla arttığını söylüyor. Ama BOTAŞ’a bütçeden yapılan aktarımlar nedense geçtiğimiz Kasım ayından itibaren durmuş. Merkez Bankası’ndan BOTAŞ’a döviz satışları da Temmuz ayında birden bire sıfırlanmış. Rusya’dan alınan doğal gaz fiyatı üç kat artarken, 2021’den 2022’ye de dolar kuru yüzde 86 sıçrarken, BOTAŞ’ın bütçeden finansman ihtiyacı ne oldu da birden bire durdu? Rusya’ya gaz ödemeleri, domatesle yapılmaya başladı da haberimiz mi yok? Rusya’nın 20 milyar doları aşan gaz ödemelerini seçim sonrasına ötelemesi nedeniyle bütçe açığı düşük görünüyor.Bu ötelenen rakam 2022 ortalama kuruyla 331 milyar lira yapar. Bu 331 milyar ödenseydi, 2022’deki bütçe açığı da 450 milyar liraya çıkardı. Acaba başka neleri halının altına süpürdünüz? Durum ve hasar tespit komitemiz, seçimden sonra bunları birer birer ortaya çıkaracak. “Tilkinin cilvesi, ayının ise üfelemesi sıcaktır” Dostlar! Rusya neyin karşılığında, Erdoğan’a üfeleyip duruyor? Döviz rezervleri suyunu çekmişken seçim öncesi bu 20 milyar dolarlık kıyak neyin karşılığında yapıldı?
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi