Ne günlere kaldık ey gazi hünkar

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı, Vakıfbank Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, eski AKP milletvekili, eski milli güreşçi ve bir de kariyerine evrakta sahteciliği de ekleyen pehlivan.

Her zaman söylediğim şeyi yine tekrarlıyorum. Fethullah Gülen Cemaati bu ülkede üniversite ve kpss sorularını çaldı mı?

Çaldı!

O zaman 2002 den sonra üniversite ve kpss sınavına giren ve Akp Hükümeti ile yakınlığıtescillenen Profesörlerin, Avukatların, Hakimlerin, Savcıların, Valilerin, Kaymakamların, Emniyet Müdürlerinin, Akademisyenlerin ve Askerlerin de mutlak suretle geçmişinin araştırılması gerekir.

Çünkü bu ülkede görev yapan (bazı) Savcı, Hakim, Vali, Kaymak ve Emniyet personeli öncelikli görevlerinin devlet ve halk olduğunu unutarak siyasal iktidara hizmetkarlık yapma hevesi içine girmeleri o kişinin nasıl, neden, ne şekilde bu makama getirildiğini göstermeye yetecektir.

Bunu iki örnekle süslemek gerekirse eğer: Birinci örneğim; Ergenekon Davası kahramanı ilan edilen Savcı Zekeriya Öz, diğeri ise hükümete yakın havuz medyalarının aranan ismi Atatürk düşmanı Doçent Dr. Selman Öğüt.

Şimdi tekrar evrakta sahtecilik yapan pehlivanımıza gelecek olursak. Sorulacak soruların en başında Akp Hükümetinin bu adamı görevden alıp almayacağı olacaktır. Birincisi pehlivanın istifa edeceğini düşünmüyorum. İkincisi ise Akp Hükümeti evrakta sahtecilik yaptığı mahkemece tescillenen kişiyi seçim arefesinde görevden alması Yerlikaya’nın “evrakta sahtecilik” yaptığını ve suçunu onaylamış olur.
 

Olayın bir diğer garip olan tarafı da İmrahor Meslek Lisesi’nden verilen sahte diploma ile Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’na giren kişi hakkında mahkemenin; “sanığın kullandığı diplomanın sahte olup, bu sahteliği yapanlarla dayanışma içine girdiğine, bu suça katıldığına dair herhangi bir delil yoktur. Mevcut delil durumuna göre ancak sanığın sahte olan diplomayı bilerek kullandığı söylenebilir.” Lakin “Sanığın daha önce bir aftan veya koşullu salıvermeden yararlanmamış oluşu gözetilerek sanık hakkındaki kamu hukuku davasının kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine, sanığın 5 yıl içerisinde aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlediği takdirde kovuşturmanın sürdürülmesi için karar örneğinin Cumhuriyet Başsavcığı’na gönderilmesine” hükmedildi ifadesi idi.

Bizler geçmişte Gaziantep’te baklava çaldıkları gerekçesiyle 9 yıl hapis cezasına çarptırılan çocukları gören X ve Y kuşakları olarak bugünün Z kuşağının “evrakta sahtecilik” yaptığı tescillenen ve sahte diploma ile devletin en önemli kurumlarında ve birkaç yerden aldığı haksız maaşlarla her ay yüzlerce kilo baklavayı resmi yollardan aşıran kişiye göz yuman bir hukuk sistemine şahit olmaları çok üzücüydü.

Ve o aynı hukuk “elbette tasvip etmiyorum.” Lakin imam hatipliler için laf söyleyen şarkıcı Gülşen hakkında TCK'nin 216. maddesi kapsamında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan resen soruşturma başlatıp tutuklatırken “Namaz kılmayan öldürülebilir” diye (tehdit) fetvası verenlere, Geziye katılanlara sürtük diyerek kadınları aşağılayanlara, Odtü’yü terör yuvası, Boğaziçilileri kafir olarak nitelendirenlere, tecavüz edilen çocuklar için “bir kereden bişey olmaz diyenlere, başı açık kadınları namussuz olarak görenlere neden sessiz kaldı bunu da anlamış değiliz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Sönmez Arşivi

40+1!

25 Kasım 2023 Cumartesi 00:01