Saraya karşı fakirler!

Oysaki birazcık aklı başında düşünmek yetecekti bazı gerçekleri görmek için. Ama kim ne kadar görmek istiyordu, ya da görülmesi gereken gerçekler nasıl oluyordu da görmezden geliniyor bunu anlamak mümkün değildi.

Kaldı ki 19 yıldır tek başına bu ülkeyi yönetenlerin kendilerini mağdur edebiyatı ile her fırsatta haklı çıkarması değme tiyatroculara bile taş çıkaracak nitelikteydi.

Yani “Cemaat ile kol kola olup sonrasında hain ilan etmek, yaşanan ekonomik krizlerin dış güçlere bağlamak ve asla kendi insiyatiflerinde olduğunu düşünmediğim Suriye Politikaları” gibi.

Kısacası sicilleri her ne kadar iyi olmasa da siyasetlerinin din temelli olması haliyle müslüman olan bir toplumun islamiyet ve din ile sömürülmesini kolaylaştırıyordu.

Peki gerçekten bu ülkenin tek sorunu din miydi?

Elbette ki hayır!

Mesela insanlığımızı da kaybediyorduk! Çünkü; insanlığımızın içine bile siyaset girmişti ve insanları A ya da B diye ayırmaktan keyif alır hale gelmiştik. “Namaz kılan, kılmayan, Türk, Kürt, Sünni ve Alevi.”

Ve o Cumhuriyetti “Halkın kendi istekleri doğrultusunda kendini yönetecek idarecileri seçmesine imkan sunan.”

Ve seçecektik de...

Ama, ya insanları yerde tekmeleyen zihniyeti seçecektik ya da gerçekten yaratılanı yaradandan ötürü sevecek olanları.

Ya parayı çuvalı ile götürenleri seçecektik ya da bir daha kimseye ölmüş evladını sırtında çuvalla taşıtmayacağız diyebilenleri.

Ya miting meydanlarında Berkin Elvan’ı yuhalatanları seçecektik ya da asla başka Berkin Elvanlar ölmeyecek bu ülkede diyebilenleri.

Ya kendinden olanlara yazın ortasında kömür dağıtanları seçecektik ya da çocukları üşümesin diye onları fön makinesi ile ısıtıp sonrada intihar eden baba gibi hiç bir çocuğun babasına bunu yaşatmayacağız diyebilenleri.

Ya çocuklarına çürük raporu alarak askerlikten kaçıranları seçecektik ya da hiç tereddütsüz kendi çocuklarını bile ateşe atmaktan geri kalmayacak olanları.

Ya alevi olduğu için Cem evinde düzenlenen şehit cenazesine katılmayanları seçecektik ya da bu vatan için şehit olmuş. ‘Din, dil, ırk ayrımı yapmadan şehidine sahip çıkacak olanları.’

Ve elbette seçecektik...

Ama eli boş olduğu için evine HIRSIZ gibi giren babaları ve onları merakla bekleyen evlatlarını düşünerek seçecektik.

Yani vicdanımızla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Sönmez Arşivi

40+1!

25 Kasım 2023 Cumartesi 00:01