Ece Üner “Bu ülkeyi 5 dakika daha yönetmemeli dediğiniz bir kişi belki de 5 yıl daha bu ülkeyi yönetecek ve bunun anahtarı sizde” diyerek 45 yıldır CHP’liyim diyen Sayın Muharrem İnce’ye hayatının en ağır ithamında bulunmuştu. 

Her ne kadar Sayın İnce “yok böyle bişey” diyerek cevap verse de aslında böyle bir şey vardı. Çünkü; geçmişte Recep Tayyip Erdoğan’ın rakibi olan Sayın İnce’ye Ak Parti havuz medyasının “siyasi ideoloji ve kimliğinden dolayı yer vermezken bugün o aynı havuz medyasının Sayın İnce’nin Anıtkabir ziyaretini manşete taşıyor olması fizikçi Sayın İnce’ye göre normal olsa da bizler için “fizik kurallarına aykırı” bir durumdu. 

Lakin bütün bunlar Sayın İnce’yi günah keçisi ilan etmek için yeterli sebep miydi? 

Elbette hayır!

Mesela; Eski Bakan ve Chp Eski Milletvekili Sayın Fikri Sağlar, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun bilgisi dahilinde Muharrem İnce'yle yaptığı görüşmesi sonrası "Muharrem İnce’nin sitemine objektif olarak bakarsanız haklı görünüyor. 6’lı masaya alınmadığını söylüyor, evet bunlar hata olabilir ama bunları düzeltecek olan iki genel başkanın görüşmesidir. Çok daha önce İnce'yle görüşülmesi gerekirdi. Kırgınlığını haklı olarak dile getirdi" demesi bugün Sayın İnce’nin neden bu hale geldiğini özetler nitelikteydi.

Kaldı ki; 2018 Genel Seçimlerinde milyonlarca insan Sayın İnce’nin mitinglerine koşarak giderken bugün ne olmuştu da o aynı Sayın İnce’den nefret edilir hale gelinmişti. Ya da 2018 Genel Seçimlerinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun Sayın İnce’yi kapıcı çağırır gibi “gel bakalım Muharrem” diyerek kendi Cumhurbaşkanı adayını basite indirgemesinden rahatsız olunmazken bugün Sayın İnce’nin Chp heyetine “hoşgeldiniz güle güle” demesi neden ayıplanıyordu. 

Denildiği üzere Sayın İnce’nin aday olması elbette Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürmek olacaktı. Lakin 45 yılını Chp’ye adamış birinin yok sayılmasına, 6’lı masaya davet edilmemesine, alınan antidemokratik kararlara itiraz etmeyip hesap sormayanların da “vay efendim Sayın İnce Ak Partiye hizmet ediyor” deme hakkının olduğunu asla düşünmüyorum. 

Hele ki Sayın İnce’ye yapılan ziyaret samimiyetten daha çok (biz gittik ama) havası yaratmanın çabası gibiydi. Çünkü yapılan basın açıklaması esnasında Sayın İnce konuşurken Chp Genel Başkan Yardımcısı Sayın Özgür Özel’in yüzündeki alaycı gülümseme kendisinin basitliğini bu ziyaretin de yapıcılık ve uzlaşı ile alakası olmadığını anlatır nitelikteydi. 

Umarım 15 Mayıs sabahı Sayın Kılıçdaroğlu’nu 13. Cumhurbaşkanımız olarak görürüz. Eğer bunun aksi olur ve seçimi Ak Partili Cumhurbaşkanı kazanırsa o zaman suçluyu sadece Sayın İnce ile sınırlamak yerine Sayın İnce ile şahsi meselesini Chp’ye mal edenlerin de Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürdüğünü unutmaması gerekir.