İsyan etmek, hatalarını yüzüne vurmak, söz söylemek, eylem yapmak, dert anlatmak ve en önemlisi de en ufak eleştiriye dahi tahammülleri yoktu.

Mersinli bir çiftçinin “Bu çiftçinin hali ne olacak? Anamız ağladı” demesi üzerine “Lan terbiyesizlik yapma al ananı da git buradan” söylemi.

Veya Soma'da 301 işçinin öldüğü maden kazasında Yusuf Yerkel tarafından maden işçisinin yerde tekmelenmesi.

Ki büyük usta Yaşar Kemal, “Bu ülkede dört şey olmayacaksın: kadın, çocuk, ağaç, sokak hayvanı” söylemiyle “Hamile kadın sokağa çıkamaz, kadınlar çalışmazsa işsizlik azalır.” İstismara uğrayan çocuklar için “Bir kereden bir şey olmaz” düşüncesine sahip olan insanları ne de güzel özetleyivermişti.

İnsana bakış açısının böyle olduğu bir ülkede Konya Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Mamak Belediyesi barınaklarında sokak hayvanlarının kafasına kürekle vurulup öldürülmesini ve çuval içine koyulan kedinin nefessiz kalıp ölüme terk edilmesini yadırgamamak gerekirdi.

Ama neyseki insanlıktan nasibini almamışların karşısında insana olduğu kadar Yüce Allah’ın yarattığı tüm canlılara sahip çıkan vicdan sahibi ve içinde Allah korkusu taşıyan insanların olduğunu görmek de çok güzeldi.

Ve bu haberleri, para karşılığı kör olan havuz medyasının yazılı ve görsel basınında “Ananı da al git diyenleri, mini etek giydiği için darp edilen kadınları, istismara uğrayan çocukları, yerde tekmelenen insanları ve kafasına kürekle vurulup öldürülen sokak köpeğini” görmek mümkün değildi. Çünkü olaya konu olan belediye bir zamanlar Sayın Cumhurbaşkanının “Konya Büyükşehir Belediyesi’nin sokak hayvanlarıyla ilgili yürüttüğü çalışmalar Türkiye’ye örnek olmaya devam ediyor” dediği belediye idi ve öve öve bitirilemeyen Belediye barınağında yaşanan katliamı haber yapmak cesaret gerektirirdi.

Tabi ki burada konu sadece AKP’li belediyeler değildi. Eğer ki aynı olay CHP’li bir belediyede yaşanmış olsaydı bu ülkenin duyarlı hayvansever insanları parti gözetmeksizin tepkisini yine gösterirdi.

Asıl garip olan şey neydi biliyor musunuz? Soma'da 301 madencinin ölümüne neden olan maden patronunun elini kolunu sallaya sallaya gezmesi, 8 madencinin ölümüne sebep olduğu için 4 yıl hapis cezası almış birini bütün madenlerin başına genel müdür olarak atanması ve maden işçisini tekmeleyen Yusuf Yerkel’in taltiflendirilir gibi Frankfurt’a Ticaret Ataşesi olarak atanırken, madencilerin haklarını savunan avukatlar hakkında dava açılıp ceza evine tıkılmak istenmesiydi.

Saygılarımla...