Ülkemin yarısı yoksul diğeri açlıkla sınanıyor

Ülkemin açık söylemek gerekirse kesin rakamlarla yüzde elli yoksul, kalan yüzde 40 üzeri ise açlıkla sınanıyor. Bu yüzde doksan oligarklara, adı her neyse AKP iktidarının her alanda ülk kaymağını yiyenlere kan veriyor can veriyor vergi veriyor. Böyle bir adaletsiz düzen geri kalmış Afrika ülkelerinde bile yoktur. Ama biz ne yazık ki böyle yönetiliyoruz. İktidar bunların üzerine mevduat sahiplerinin kur kaynakları zararlarını hazineden karşılama kararına geçince, bütçe üzerinde oluşan yükler olağanüstü noktalara ulaştı. Maliye politikası bozulmuş durumda.Türkiye'de devalüasyon oldu ama fiyatlar o kadar hızlı artmaya başladı ki sonuçta da develüasyon ve rekabetin etkisi 31 Aralık'tan sonra kayboldu. Rekabet gücünü kaybediyoruz.Dostlar ülkemizde değil yeryüzündeki tek gerçek savaş sınıf savaşıdır. Fakir ve zenginin bitmeyen mücadelesi! İşsizlikten kendini yakanlarla; yazın Maldivler'de, kışın İsviçre'de tatil yapanların kavgası.
 

Tek adam rejimi bitirdi
2018'den beri tek adam rejimi hayata geçti ve bu millet o günden beri gün yüzü görmedi. Milletin cebi sürekli boşaldı. Türkiye şu anda yönetilemiyor, savruluyor. Faiz indirme takıntısı olmasaydı Dolar Lira kur 8,5-9 TL aralığında tutulabilseydi, basit hesapla Mazotun litresi bugün 15 TL civarında olacaktı.Ne oldu? Mazot 25 liraya çıktı. 2021'de otomobil deposu 350 liraya, otobüs deposu 3.800 liraya doluyordu. Şu anda otomobil deposu en az 1.000 liraya ,otobüs deposu ancak 12.000 liraya doluyor.Bu yaptıkları zam değil; vatandaşa eziyet, milletimize zulüm.Bu iktidar memleketimizin başına gelmiş en büyük felakettir DOSTLAR
 

Güya kitap yazdılar
Bugünkü iktidar ekonominin kitabını yazmadan önce dolar 1. 5 lira idi. Yazdıktan sonra onla çarpıp dolar 15 lira yaptı. Cari açık gerileyecek, Döviz rezervi artacak, liramız değerlenecek, enflasyon düşecekti. Buna Çin modeli dediler. Çin değil, Cin oldular. Milleti bir gecede çarptılar. Şimdi cari denge düzelmek bir yana daha da bozuldu. Kabahatin çoğu da bu rejime onay verenlerde aslında. 16 Nisan 2017'de YSK mühürsüz pusulaları, yasada yazdığı gibi geçersiz saysaydı, %52 ile tek adam rejimine geçilmeyecekti. Tek adam kafasına göre her şeyi değiştirip, faizler düşecek emri veremeyecekti. Ve elbette Dolar 15-16-17-18 lira, benzin 23 lira olmayacaktı. Aslında bu kadar basit DOSTLAR. Nebati Bakanın ilk gün dediği gözlerdeki ışıltı aslında bir düzelmenin değil gelecek zamların hep uçuk kalacak kurun habercisiymiş yeni haberimiz oldu. Faizi indirince kur yükselecek, kur yükselince cari açık düşecek, cari açık düşünce enflasyon düşecek derken hepsinin tersi oldu. Derlerdi zaten bu faizin tersi pistir diye inanmazdık. Bakın deney şudur: Faiz Sebep Enflasyon Sonuçtur.Faizi, Enflasyon yükselirken düşürdüğümüzde enflasyonu Körüklemiş oluruz. Kanıtı da bugünkü halimzdir.

Vatandaşla dalga geçiyorlar
Ama utanma duygusu gidenin, kalbi de ölürmüş. AKP'nin Yeliz’i var. Bir de onunla yarışan yeni “Yelizler” çıktı. “Bu zamları CHP yaptı” deyip; milletin aklıyla alay etmeye kalkıyorlar. Başka AKP lilerde de çıkıyor; “Faturalar fazla abartılıyor”, “Doğalgaza mini mini zam geldi”, “Zamlar geçer, tepkiye lüzum yok” diyerek tam bir pişkinlik sergiliyorlar. Damat Berat; bir zamanlar; “Cumhurbaşkanımız ‘Aya dört şeritli yol yapacağım’ dese, inanacak seçmenimiz var” demişti. Anlaşılan Yeliz ve tüm saz arkadaşları da, “Salla yalanı, bulunur inananı” diye düşünüyor.
Bakın Dostlar.; Bu Zamların Nesebi Sahihtir. Allah aşkına, soruyorum bunlar ne yiyip, ne içiyor, bu kafaya nasıl geliyorlar, pes doğrusu. Ayıptır. Yazıktır. El insaf... Zaten zamlarla millete zulmediyorsunuz. Bari milletle alay etmeyin. Çok açık söyleyelim. Kendi bahçenizde peydahladığınız bu zamları, bizim evin avlusuna bırakıp kaçamazsınız. Öyle kapan da kaçan yok. Milletimiz, buna izin vermez. Bu zamların da, zulmün de nesebi sahihtir. Bu zamların, bu zulmün anası da, babası da bu AKP rejimidir. .

Cari açığımız patladı
Cari açık son 4 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.Cari işlemler açığı, bir önceki yılın aynı ayına göre 5.336 milyon ABD doları artarak 7.112 milyon ABD doları olarak gerçekleşti. Bunun sonucunda on iki aylık cari işlemler açığı 20.223 milyon ABD doları oldu.Dolar 15 liraya dayandı. Merkez Bankasının yıl sonu beklentisi 16,68 liraydı. 25.12.2021’de 11 liranın altında olan, 2,5 ayda 15 liraya dayanan dolar için, 9,5 ay sonra 16,68 lira olacak diyorlar! Zamların etkisi henüz hissedilmemişken ! Ülkeyi böyle yönetiyorlar ! Yani hayal satarak ! Hayalciler !
 

Sokaklarda araç kalmadı
Benzin ve mazotu arttırarak önce özel araçlara trafikten el çektirdiler. Sonra da otobüs ve dolmuşları boykot noktasına getirdiler. Böyle böyle trafik sorununu çözüyor. Vallahi bu AKP iktidarı iyi işler çıkartıyor. Dolar 15 TL oldu. Şu an itibariyle Kur korumalı Hesapların devlete maliyeti 43 milyar lira. Devlet dediğime bakmayın bu parayı hepimize ödetecekler. Herkes parasını bir kenarda hazır etsin.
 

Yastık altı altın hayal mi oldu
Bakan Nebati, Erdoğan’a yastık altı altınlarını toplayıp doları 10 liranın altına indireceğine söz vermişti. Türkiye’nin 1500 noktasına Altın toplama noktası açtı ama altın toplayamadı. 'Dolar 10 lira olacak' dedi. Dolar 15 liraya dayandı. Bakınız 50 Kuruş madeni paranın maliyeti, 1 Lira 16 Kuruş olmuş. Türk parası,Türk parası karşısında da değer kaybediyor. Görünen odur ki, ninelerimiz, annelerimiz bu altın işine ve Nebati'nin gözlerine kanmadı.Bakın iktidar yatırımcıya kazandırmayı vaad etmeli ki "yastık altı" diye tabir edilen altın ve döviz piyasaya girsin. O güven ve istikrarın da oluşması Üretim Ekonomisi ile alakalıdır. Yatırımcıyı üretime teşvik edecek planlama yapılmalı herkes kazanacağından emin olmalıdır. Ama bu durumda böyle bir şey yok. O yüzden de vallahi ne eylerse doğru eyler büyüklerimiz. Hepsinin ellerinden öperim bu dik duruşu sergilemeleri nedeniyle.
 

Kur politikası yalan oldu
Nerede 8,5-9’cu “gazeteci”ler? Bunlar bize ışıl ışıl vergi, zam, para basma vs. olarak geri dönecek.Türk Ekonomi Modeli dünyaya örnek oluyor. Londra’da sabit kur sözü verilmişmiş. Bakalım NAS’lar ne olacak? Yazık bu ülkeye. Hani düşecekti dolar? 15 TL baraj kurmuşlar.
Dolar 20.12.2021'de tarihi zirve olan 18,37 seviyesini gördükten sonra yaklaşık 3 ay geçti ve bugün Dolar 15 TL seviyesinden yükselişe devam ediyor.Bu 3 ay zarfında hükümet ekonomide neyi iyileştirdi, ne tedbir aldı, nasıl planlar geliştirdi; hiç! Kısır döngü kaçınılmaz. Kur korumalı TL mevduat hesabının 84 milyon vatandaşa maliyeti şu anda yaklaşık 25 milyar TL ! 25 milyar ÷ 84 milyon = 297.6 TL. Yani, zenginlerin parası değer kaybetmesin diye, her birimizin cebinden, 297.6 TL para çıkacak!
 

Bir kişi herkesten akıllı olamaz
Bir kişi herkesten akıllı olamaz DOSTLAR. Bunu kabul etmek akılsızlıkdır. Bir kişi herşeyi bilemez kardeşim. Bunu kabul etmek cahilliktir. Bir kişinin her söylediğine kayıtsız şartsız inanılmaz kardeşim. Bu mallıktır. Kimse kusura bakmasın ama Dolar 15 de olur 20 de. Dolar 15 dahil, iğneden ipliğe artış ve zamlar varken artmayan ve zam yapılmayan tek bir şey var, o da gelirimiz. Peki bizleri yönetenler buna bir çözüm buluyorlar mı ? Hayır. Onlar her gün sihir yapmakta ve memleketi sihirle düzeltme peşindeler. Hokus pokus zamlar ve boş vaatlerle Hayat pahalılığının birinci nedeni dünyadaki petrol krizi veya gıda krizi değil ; paramızın aşırı değersizleşmesidir ki Dolar 15 TL değil 7,5 TL olsaydı; benzin 20 lira değil, 10 lira olurdu. Hesap bu kadar basit.
 

Ekonomistler uyarmıştı
Ekonomist Özgür Demiretaş bugünkü durumu üç ay önce özetleyip uyarmıştı. Bakalım neler demiş dedikleri çıkmış mı DOSTLAR "Eğer ki yine üretim ekonomisi hedefine ulaşamadık peki o zaman ne olur? İste o zaman tam bir felâket yaşarız. Swap zararı + TL mevduat Zararı + Kur baskısı derken dolar yine 15 TL seviyelerini görür. İşte o zaman hep birlikte batarız. Şimdi Üretim Hemen Üretim tek çare. Yani 2 ayda aldığımız paranın iki katını geri öderiz. Yaptığımız anlaşma detayları bu nedenle oldukça önemli. Tabii bu ciddi bir zarar lâkin piyasadaki döviz likiditesini çekmek açısından oldukça önemli. İşte burda hükümet doğru politikalar ortaya koymak ve zorunda..!! Lira mevduatlarına Dolar artışı üzerinden zararın karşılanması teminatını vermek ise liraya geçişte etkili bir yöntem. ,
 

Bu düzen adil değil
Ama unutmayalım ki bu yöntemlerin hepsi parası olanlar için. Pekii parası olmayanlar ne yapacak? Parası olanların zarar etmesi durumunda zararı karşılayacak. Bu adil mi tabiki adil değil.. Umarım Dolar dengede tutulur ve buna gerek kalmaz. Doların zaten yatırım aracı olarak kullanılması bile büyük bir hata. Üretim planlaması yapılmadığı için doları değerli hale biz getirdik. Aslında dolar dünyaea değerli bir para birimi değil. Eğer ki yine üretim ekonomisi hedefine ulaşamadık pekii o zaman ne olur? İste o zaman tam bir felâket yaşarız. Swap zararı + TL mevduat Zararı + Kur baskısı derken dolar yine 15 TL seviyelerini görür. İşte o zaman hep birlikte batarız.


Gençlerin umudu dışarıda
AKP rejimi sadece zamla değil, işsizlikle de milletimize zulmediyor. Enflasyon da işsizlik de hızla arttı. G-20 liginde ülkemizi sefalet şampiyonu yaptılar. TÜİK’in dün açıkladığı, 2021’in son üç ayına ait makyajlı rakamlara göre bile, şahsım rejimiyle idare edilen son dört yılda, gerçek işsiz sayısı 2 milyon 889 bin kişi artmış. İşsizlik giderek katılaşıyor. Her üç işsizden bir tanesi, bir yıldan daha uzun süredir işsiz. Üniversiteli işsizlerimizin sayısı ise 1 milyon 49 bin olmuş. Her dört gencimizden biri ev genci! Daha da önemlisi analarının babalarının emek emek yetiştirdikleri üniversiteli gençlerin üçte biri, analarının babalarının eline bakıyor. Gençlerimiz umudunu artık bu ülkede değil, dışarıda arıyor. Bunun vebali, AKP'nin boynundadır.
 

Millet yanıyor ama kimse görmüyor
Mutfaklarda tencereler boş. Cepler boş, cüzdanlar boş. Saray yönetimi milletimizi, boş tosta, boş baklavaya, boş içli köfteye mahkûm etti. Böyle bir beceriksizliği bu ülke hiçbir zaman görmedi. Böyle bir rezaleti yaşamadı. Şimdi şu resme bir bakalım. Çürük meyvenin adı, 'ekonomik meyve' olmuş. Marketler çürük elmayı, armudu, ekonomik meyve diye satmaya başlamış. Soruyorum bu fotoğrafta gerçekten çürük olan ne? Meyve mi? Yoksa AKP zihniyeti ve ekonomi politikaları mı? Tabii ki ikincisi. Bunların çürük ekonomi politikaları; fahiş elektrik faturası oldu, milleti çarptı. Milletimiz pazar artıkları için artık kuyruğa giriyor. Pazarda fileye; tek bir salatalık, tek bir biber, tek bir patlıcan, tek bir domates koysanız, cebinizden en az 20 lira çıkıyor. Milletin feryadı arşa ulaştı. Ama AKP'lilerin kulakları, milletin sesini duymuyor. Gözleri, milletimizin halini görmüyor. Bunların kalpleri, millete karşı mühürlenmiş. AKP için varsa yoksa yandaş, bunlar vatandaşı unutmuş.
 

Sefalet yokluk gırtlağa kadar
İşsizlik gelirden mahrumiyete; enflasyon ise gelirin aşınmasına neden olur. Bir ekonomide en illet hastalık bu ikisidir. Bu illetin adına da “sefalet” denir. Ne yazık ki AKP nin tek adam rejimi elinde son 20 yılın en sefil ekonomik koşullarını yaşıyoruz. Bir evde çalışmak istediği halde çalışamayanlar varsa; bu o ailenin küçük kıyametidir. Ne yazık ki 2022'nin Ocak ayında, bu ülkede daha yaşarken kıyameti tecrübe eden, 8 milyon 459 bin yurttaşımız var. "Geçen yıl %11 büyüdük" deniyor. Ama bu büyüme istihdam oranlarına nedense yansımıyor. Ekonominin istihdam oluşturma kapasitesi pandemi öncesi seviyelerin halen altında. İşin daha da kötüsü 2022’ye 43 bin kişilik istihdam kaybı ile başladık. Bu, son 8 ayda ilk kez yaşandı. Kaliteli işgücü kaçıyor ekonominin kaliteli istihdam oluşturma kapasitesi de zayıflamış vaziyette. Daha fazla çalışmak istediği halde çalışamayanların sayısı pandemi öncesine göre olağanüstü arttı. Bu şekilde istihdamda görünenlerin sayısı pandemiden önce 300 binlerde iken, şimdi 1,4 milyon civarında. Bir ekonomi yönetiminin başarısı çalışmak isteyen yurttaşlarına ne kadar çok ve kaliteli iş imkânı oluşturduğuyla ölçülür. Beceriksiz şahsım hükümetinin bu konuda karnesi ortada. İşsizlik milleti kırıp geçiriyor. İşi olanı da enflasyon sefil ediyor. Bu düzen artık değişmeli. Türkiye’nin çalışmaya, üretmeye kazanmaya ve kazandığını hakça paylaşmaya ihtiyacı var. Metal yorgunu Hükümet Türkiye’nin ve ekonomimizin potansiyelini hayata geçiremiyor. Kur Korumalı Hesap doları nereye kadar tutacak? Bütçenin altına saatli bombayı koydular! Zam fırtınasının sonu nereye gidecek?
 

Dört yıldır batıyor bu ülke
2018’den bu yana Türkiye’de yüksek seyreden bir enflasyon var. O dönemde Erdoğan Londra'ya gittiğinde, ‘Faiz sebep, enflasyon sonuçtur' şeklinde bir safsatayı ortaya atmıştı. En son geçen Eylül'de de aynı lafları ederken ve enflasyon hızla yükselirken Merkez Bankası'na faizleri indirme talimatı verildi. Bu talimattan sonra hayat pahalılığı da arttı. Türkiye bundan sonra döviz krizi yaşamaya başladı. Hükümetin ‘enflasyon bizden değil dünyadan’ şeklindeki söylemleri bir yalana rüzgarıdır. Eğer öyleyse biz neden ekonomik işbirliği ve kalkınma zirvesindeki ülkelerden en yüksek enflasyona sahibiz? Neden Arjantin'i de solladık? Türkiye'deki enflasyonun büyük kısmı içerideki beceriksiz yönetimden kaynaklanıyor. Sürekli yoksullaşıyoruz iktidarın haber yok
Ekonomik ve politik bir belirsizlik hakim ve yoksul kesimler yüksek enflasyon nedeniyle sürekli yoksullaşıyor.Son dönemde gıda ürünlerinde ve akaryakıt istasyonlarında yaşanan tüm kuyrukların hayat pahalılığının, akaryakıta her gün gelen zamların tek bir sorumlusu vardır o da Erdoğan'dır. Erdoğan sebep, enflasyon sonuçtur. Petrolde 10 dolarlık bir artışın, ödemelere 6 milyar dolarlık bir yük getiriyo. “Dönüp hükümet ne yapıyor diye bakınca, eline sopayı almış herkesi tehdit ediyor, etiketlerle boğuşuyor. Üretime dönük bir tedbir yok maalese DOSTLAR..
Bakın bugün gıda enflasyonunda dünya şampiyonuyuz. Enerji fiyatlarında OECD'de yine şampiyonuz. Dünya fiyatları yüksek ama biz de kat ve kat daha yüksek
Bunların ekonomiden haberi yok Atalarımızın dediği gibi; “Acemi katır, kapı önünde yük indirir.” Bunların yaptığı her iş de, ne yazık ki böyle. İktidar,yangın mutfaktaysa, üzerine benzin döker. TÜİK’in enflasyon sepetinde, benzinli otomobil, kira ve sigaradan sonra, en çok ağırlığa sahip olan ekmeğe, bu ay yüzde 30 civarında zam geldi. Sadece ekmeğe gelen son zamlar, gıdadaki KDV indiriminin etkisini aldı götürdü… Yine ilaca yüzde 37 zam geldi. Benzine, motorine, LPG’ye yapılan yüzde 10 civarındaki zamlar da cabası. Mutfaktaki yangın, tarladan başlayıp, sofraya kadar uzanıyor Enflasyon tezgâhlarından değil, tarladan başlıyor. Hep diyoruz: “Tarladaki yangın sönmeden, sofralardaki yangın sönmez. Tedbir alınmazsa, çiftçimiz tarlasına iyiden iyiye küsecek. Çok ciddi bir gıda krizi kapımızda bekliyor.

SON SÖZÜM: Efendiler; "Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk." Victor Hugo

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi