Oysa ki adama; Din temelli siyaset yapan ve devletin farklı kademelerinde 28 yıldır milletvekili, bakan, meclis başkanı ve başbakan yardımcılığı yapmış biri ola-rak her yaptığınız görevi Kuran-ı Kerim veya Ayet-i kerimelere uygun yaptığınıza gerçekten inanıyor musunuz? diye sorarlar.
Mesela; tarafınıza suikast düzenlene-ceği iddiası ile Türkiye Cumhuriyeti Devle-tinin namusu olan kozmik oda Kuran-ı Kerimin ayetlerine göre mi? Yoksa şahsi ayeti kerimelere göre mi talan edildiğini hala çözemedik. Ya da; Kozmik oda sui-kasti ile ilgili Taraf Gazetesinden Şamil Tayyar’a (ak partidaş) 2009 yılında haya-tının tehlikede olduğunu, kendisine askerler tarafından bir suikast dü-zenleneceğine ve bu suikast planını MGK'ya taşıyacağını ifade ederken o aynı olayla ilgili 2015 yılında "bunun bir sui-kast olduğunu zannetmiyorum" demek hangi Ayet-i Kerime ile açıklanabilirdi. Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun yaşanan olaylar ile ilgili Sayın Arınç'ın kendisine "Biliyorum, bunun suikastla alakası yok ben bundan faydalanıyorum" söylemi. Veya suikast iddiası sebebiyle kozmik odaların aranması neticesinde 16 Seferberlik Bölge Başkanlığı’nın 11’inin tasfiye
ettirilmesi.Ve büyük ihtimalle Fethullah Gülen'e beraat kararı veren hakim ile Koz-mik Oda'da arama yapan hakimin aynı kişi olması da bir tesadüftü.
Demek ki bizler Kuran-ı Kerimde yazan ayetleri tersten okuduğumuz için yanlış bi-liyorduk. Yoksa biz de sizler gibi düzden okusaydık “kul hakkı yemenin, haram’a el uzatmanın, bir yerleri parsel parsel satma-nın, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin na-musu kozmik odanın talan edilmesinin, denetlemeye gerek dahi duyulmadan sa-dece rant uğruna binlerce evi imar affı kapsamıyla ‘Yapı Kayıt Belgesi’ ile ödül-lendirenlerin Kuran-ı Kerim’e göre yargı-lanması yerine şahsi ayetlerin devreye sokularak yüce Allah'ın adaletinin görmez-den gelindiğine şahit olmazdık.
“Savaş hali dışında olmazmış. Ayet-i kerime mi var?" elbette yoktu Sayın Arınç. Lakin olsaydı uygular mıydınız onu kestiremiyoruz.