Sürekli söyledim yine söylüyorum. “Bizler Ak parti ile uğraşırken CHP’nin içinin boşaltıldığını göremedik.”

Çünkü asıl hatayı CHP içinde yer alan herkesi Atatürkçü olarak görmekle yaptık. “Nasılsa bizden” diyerek rotamızı Atatürk ve onun kurduğu cumhuriyetle hesaplaşma derdinde olanlara çevirdik.

Ki bunun aksi olsaydı bugün Cumhuriyetin kazanımlarını gözardı ettiği için eleştirdiğimiz Ak parti gibi Atatürk’ün CHP’sini Y-CHP yapanları, Atatürk’ün askeri olmadığını söyleyenleri alkışlamak yerine eleştiriyor olurduk.

Eğer eleştirebilseydik 1978 yılında yani bundan tam 48 yıl önce CHP’yi iktidar yapan Rahmetli Bülent Ecevit'ten sonra ne Sayın Baykal’ın ne de Sayın Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye en ufak bir katkısının olmadığı görülürdü. Bizim de inadına Baykal ve inadına Kılıçdaroğlu diyenlerin hem CHP’liliğini hem de Atatürkçülüğünü sorgulamamıza gerek kalmazdı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem’in “Kemal Bey’in tek rakibi Recep Tayyip Erdoğan değildi. Sayın Kılıçdaroğlu aynı zamanda Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve bu ülkenin valileriyle, kaymakamlarıyla, jandarmasıyla değil aynı zaman da 7 düvele karşı mücadele etti” açıklamasını yaptı. Burada ki düvel kelimesi dikkat çekti.

Benim asıl merak ettiğim konu ‘7 düvelle mücadele etti’ cümlesini Eren Erdem, Sayın Kılıçdaroğlu için değil de Ak Partili biri Sayın Cumhurbaşkanı için sarf ediyor olsaydı ‘hayırdır hacı abi sen kiminle kimi kıyaslıyorsun’ diyerek ortalığı ayağa kaldıracaktık.

Hemen akabinde de CHP İstanbul İl Başkanı adayı Cemal Canpolat, katıldığı bir televizyon yayınında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun oturduğu koltukla Mustafa Kemal Atatürk'ün oturduğu koltuğun aynı olduğunu belirterek, "Kılıçdaroğlu'na saldırmak, Mustafa Kemal'e saldırmaktır" dedi. Sonrasında sözlerinin çarpıtıldığını iddia etse de bu ifadeler kabul edilebilir değil...