Şehidin var Türkiye

Canlar birer birer şehadet şerbeti içiyor. İktidar suskun muhalefet bir acaip. Şehitlerin evleri Kızılay çadırı olmuş; kimsenin umurunda değil. İsimleri 30 saniyelik bir haberde geçecek gidecek. Onları yanan yürekleriyle sadece ve sadece aileleri unutmayacak gözyaşı dökecek. Lanet olsun teröre. Şunu unutmasınlar bir ölür bin doğarız. Bu acıların hesabını büyük Türk devleti mutlaka soracaktır. Şehit ailelerine reva görülen "Isıtma" cihazlı önlemlerinde kalıcı konteynır yada evlerle düzeltileceğine inanmak isterim. Acımız büyük. Şehitlerimize ağlıyoruz. Ailelerine sabır ve metanet diliyoruz. Hesabının sorulmasını bekliyoruız

Bahar nezlesi değil!

Yüreğimiz yanarken ne konuşalım ne yazalım. Öncelikle sağlığımıza bakalım isterim. Sağlık bakanlığınca hep ötelenen yaklaşık bir aydır devam eden İnfluenza, KOVID-19, RSV başta olmak üzere Adenovirüs, Rotavirüs gibi mevsimsel virüslerin önlem alınmadığı için daha ciddi sorunlara neden olmaya başladı. Yaşadığımız bahar nezlesi değil, ölümcül Influenza ve KOVID salgınıdır.TTB tarafından yapılan açıklamada; maske-mesafe-hijyen ve havalandırma önlemlerini uygulama çağrısı yapıldı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu (AHEK), online yaptığı basın toplantısında solunum yolu hastalıklarına bağlı yaşanan salgın ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Güçlü Yaman’ın yayımladığı verileri işaret ederek, fazladan ölüm sayısının yeniden pandemi öncesi dönem ortalamasının üzerine çıktığını belirtti.

Salgın var korunma yok!

TTB Merkez Konseyi 2. Başkanı Ali İhsan Ökten ise acil servislerin ve yoğun bakımların dolduğunu, randevuların aksadığını, bu durumun başka hastalıklar nedeniyle tedavi gereksinimi duyan insanları etkilediğini dile getirerek topluma maske-mesafe-hijyen-havalandırma önlemlerini uygulama çağrısı yaptı. TTB Merkez Konseyi üyesi Aydın Şirin de Adıyaman’da hasta sayısının arttığını, polikliniklerin dolduğunu, özellikle işyerlerinin ve okulların ciddi bulaş ortamlarına dönüştüğünü ifade etti.
TTB Aile Hekimliği Kol Başkanı Emrah Kırımlı, pandemi döneminde de bugünküne benzer dalgalar yaşandığını fakat alınan önlemlerle bu dalgaların geri çekilebildiğini, oysa bugün önlem alınmadığı için çok daha ciddi bir durum ile karşı karşıya kalındığını belirtti. Açıklamayı yapan Sibel Uyan, Ülkemizde bir aya yakın süredir hız kesmeden süren İnfluenza, KOVID-19, RSV başta olmak üzere Adenovirüs, Rotavirüs gibi mevsimsel virüslerin kaynaklık ettiği salgının oldukça önemli bir toplumsal sağlık sorunu haline geldiğini belirtti.

Hastanelerde yığılma var

Uyan, konuşmasına şöyle devam etti: Salgını önleyici yöntemler tercih edilmeyince; hastane polikliniklerinde hastalar yığılmaya, yoğun bakımlarda hasta yatağı bulmada zorluklar yaşanmaya başlandı. Hastaneler dolmuş durumda, servislerde yer bulunamıyor. Randevu almak imkansız. Hastane poliklinikleri için randevu bulamayan yurttaşlarımız acillere ve aile sağlığı merkezlerine akın ediyorlar. Son bir aydır gördüğümüz tabloda tüm okullar hastalıktan kırılıyor, işyerlerinde çalışanlar hastalıktan kırılıyor. Okullarda sınav dönemi olması, işyerlerinde ise çalışma şartları ve patron baskısı nedeniyle yurttaşlarımız istirahat edemiyor, çalışmaya, hasta hasta çalışmaya, işe ve okula bu şartlarda gitmeye ve kendileri ile birlikte okul ve işyerlerinde ya da toplu taşıma araçlarında çevrelerinde olan kişilere de salgını yaymaya devam ediyor.
Yaşadığımız bahar nezlesi değil, ölümcül İnfluenza ve COVID salgınıdır. Yaşadığımız salgın basit bir nezle değildir. Toplum ve sağlık çalışanları salgınla ilgili sürekli bilgilendirilmeli, koruyucu önlemler hatırlatılmalı, eğitimler yapılmalıdır. Sağlık kurumlarında maske takılması zorunludur."
Yaşanan Kaosun Sorumlusu Sağlık Bakanı’dır!
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu (AHEK), solunum yolu hastalıklarına bağlı olarak ciddi bir salgın ile karşı karşıya kalınması üzerine bir açıklama yaptı

Fazladan ölüm sayısı

Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Güçlü Yaman’ın yayımladığı verilere atıfla fazladan ölüm sayısının yeniden pandemi öncesi dönem ortalamasının üzerine çıktığını söyledi. Korur Fincancı, kamu otoritesinin aşı güveni oluşturmak bir yana, lobicilik gibi iddialar ile aşı tereddüdünü tırmandırdığını belirtti ve salgının boyutunu gösteren çalışmaları nedeniyle kol üyelerine teşekkür etti.

TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, ASM’lerin yanı sıra ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinde de salgın gerçeğiyle karşı karşıya olunduğuna dikkat çekti. Acil servislerin ve yoğun bakımların dolduğunu, randevuların aksadığını, bu durumun başka hastalıklar nedeniyle tedavi gereksinimi duyan insanları etkilediğini dile getiren Ökten, topluma maske-mesafe-hijyen-havalandırma önlemlerini uygulama çağrısı yaptı.

TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Vedat Bulut, tedavi edici hekimlik ve özel sağlık sektörünün lobileri tarafından yönetilen Sağlık Bakanlığı’nın tutumu nedeniyle birinci basamak sağlık hizmetlerinde bu kaosun yaşandığının altını çizdi.

TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Aydın Şirin, Adıyaman’da hasta sayısının arttığını, polikliniklerin dolduğunu, özellikle işyerlerinin ve okulların ciddi bulaş ortamlarına dönüştüğünü ifade etti. Şirin, “Biz eylül aylarında risk grubundaki hastalarımızı aşılamaya başlarken, aşı eksikliği nedeniyle bu dönem birçok hastamızı geri çevirmek zorunda kaldık. Kamu otoritesinin bilimsel yaklaşımdan uzak bir şekilde aşı karşıtlığını ve tereddüdünü beslemesi de kaosu büyüttü” diye konuştu.

TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Adalet Çıbık, TTB’nin alınması gereken tedbirlere ilişkin kamu otoritesine yazdığı yazıları hatırlattı. “Önlemlerin alınmaması, çağrıların görmezden gelinmesi, aşılamaya engeller konulması, birinci basamağa gerekli önemin verilmemesi… İşte tam da bunlar yaşanan kaosun sebebidir” diyen Çıbık, derhal aklın ve bilimin gösterdiği yoldan ilerlenmesi çağrısı yaptı.

TTB Aile Hekimliği Kol Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, pandemi döneminde de bugünküne benzer dalgalar yaşandığını fakat alınan önlemlerle bu dalgaların geri çekilebildiğini, oysa bugün önlem alınmadığı için çok daha ciddi bir durum ile karşı karşıya kalındığını belirtti. Türkiye’nin dört bir yanındaki aile hekimleriyle konuştuklarını ve hemen hepsinin aynı tabloyu çizdiğini kaydeden Kırımlı, “Bakan nezle diyor ama biz nezlenin ne olduğunu biliyoruz. Hastalarımız nezle değil, COVID ve İnfluenza geçiriyor. Bazılarını kaybediyoruz. Buna karşın ne test yapılıyor ne tanı konuyor. İnsanlar hasta hasta çalışmaya zorlanıyor. Salgının yükü sağlık emekçilerinin omuzlarına bindiriliyor. ASM’ler mekansal sorunları nedeniyle bulaş alanlarına dönüşüyor. ‘Ölen ölsün, hastalanan hastalansın’ yaklaşımı var. Tüm bu yaşanların sorumlusu Sağlık Bakanı’dır” diye konuştu.

Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sevdar Yılmaz ve Adıyaman Tabip Odası Başkanı Dr. İsmail Tosun; gelen başvuruların yüzde 50’den fazlasının solunum yolu hastalıklarına bağlı olduğuna dikkat çekti. Grip ve COVID aşılarının yokluğundan, konteynır ASM’lerde bekleme alanları olmadığından, hastaların yağmur ve kar altında beklemek zorunda kaldığından, konteynırların ve çadırların dar ve kapalı alanda kalabalık bir nüfusun barınmak zorunda kalması nedeniyle bulaş alanlarına dönüştüğünden bahseden Yılmaz ve Tosun, depremzedelerin depremin ve salgının yıkımını bir arada yaşadığını vurguladı.

kutu1.jpg

UZMANLARDAN TEDBİR ÇAĞRISI

Son günlerde acil servis ve polikliniklerde yoğunluğa neden olan solunum yoluyla bulaşan enfeksiyon hastalıklarına karşı Covid-19 döneminde olduğu gibi maske, mesafe ve hijyen öneriliyor.
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mİkribiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Albayrak, son günlerde sık görülen gribal enfeksiyon ve solunum yoluyla bulaşan hastalıklarla ilgili değerlendirmede bulundu. Grip ve soğuk algınlığı vakalarında ciddi artış görüldüğünü belirten Albayrak, "Bu tek bir virüse ait salgın değil, Covid-19, influenza virüs yani grip vakalarını görüyoruz, grip dışı nezle ya da soğuk algınlığı dediğimiz yüksek ateşin olmadığı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma ve gözlerde sulanma gibi şikayetlerle seyreden nezle ya da soğuk algınlığı vakaları da görüyoruz” dedi.

65 yaş ve üzeri dikkat!

Özellikle 65 yaş üzeri ve kronik bronşit, astım, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği ya da diyabet gibi ek hastalığı olanlarda influenza enfeksiyonlarının daha ağır seyrettiğine dikkati çeken Albayrak, grip aşısına çok rağbet edilmediğini dile getirdi.Bu gruptakilerin grip aşılarını yaptırdıklarında hastalık bulaşsa bile entübasyon, yoğun bakıma yatış ve diğer komplikasyonların daha az görüldüğünü aktaran Albayrak, bu gruptakilere henüz grip geçirmedilerse influenza aşılarını mutlaka yaptırmalarını önerdi."Son 2-3 haftadır yoğunluk yaşıyoruz, mevsim geçtikçe vakalar azalacaktır" diyen Albayrak, salgın hastalıklardan korunmada en etkili yöntemin maske, hijyen ve mesafe olduğunu vurguladı.
Özellikle hasta kişilerden uzak durulmalı, hastalık belirtisi olan çocukları okula göndermemeliyiz, kalabalık ortamlarda bulunuyorsak maske kullanmalıyız. Alışveriş merkezleri, toplu taşıma araçlarında maske takarsak, özellikle hasta olanlar maske takarsa hastalığı sağlıklı kişilere bulaştırmamış olur. Bu hastalık ateş, baş ağrısı, kas-eklem ağrısı, öksürük, halsizlik, iştahsızlık gibi semptomlarla da seyrediyor. Solunum yoluyla bulaştığı için, havalar da soğuk olduğundan kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçiriyoruz, okullar açık bu yüzden bulaş bu mevsimde daha fazla oluyor.

kutu2.webp

HASTANELER ZOR DURUMDA

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı ve Acil Tıp Uzmanları Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Zeynep Gökcan Çakır da salgın nedeniyle yoğun başvuruların hastaneleri zaman zaman zor durumda bıraktığını söyledi. Hastanelerdeki bulaşın salgının yaygınlaşmasına sebep olabileceğine işaret eden Çakır, “Acil servisler ve polikliniklere ciddi başvurular hastaneleri tıkamış durumda. Özellikle acil servisler doldurulmuş vaziyette, yeşil, sarı, kırmızı alanlar bu hastalarla, salgının sebep olduğu solunum yolu enfeksiyonu vakalarıyla dolu. Bu hem diğer sağlık hizmetini aksatıyor hem de bulaşı artıyor." diye konuştu. Çakır, özellikle serum almak için hastanede saatlerce beklemenin bulaş riskini çokça artırıp bireyi bulaş kaynağı haline getirdiğini belirterek, aynı zamanda başka enfeksiyonlarla bulaşa maruz kalmaya sebep olduğunu anlattı. Yaklaşık 3 yıl önce covid-19 salgınında dikkat edilen maske, mesafe ve temizlik kurallarına bu dönemde pek özen gösterilmediğini işaret eden Çakır, şunları kaydetti: "Hasta oluyoruz ve hekime başvurup serum taktırmak ya da birtakım ilaçlarla hemen iyi olmak istiyoruz. Oysa koruyucu önemler bu tip hastalıklarda çok önemli. Bulaşı bir yerden kırmamız gerekiyor. Maske korunmada çok etkili, sosyal görüşmeleri kısıtlamak, mümkün mertebe kapalı alanlarda mesafeyi artırmak ve hijyene dikkat etmeliyiz. Bu dönem maskelerimize yeniden dönersek çok önemli bir kazanç elde etmiş oluruz. Yine sosyal mesafeyi korumak, sosyal görüşmelerimizi bir miktar kısıtlamak, özellikle kış gününde kapalı mekanlarda çok durmamalıyız.” Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, soğuk havaların başlamasıyla kapalı ortamda geçirilen süre arttığı için üst solunum yolu enfeksiyonlarından nezlenin daha hızlı yayıldığını belirtti. Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, solunum yolu hastalıklarına sık rastlanan bir mevsimde bulunulduğunu vurgulayarak, "En önemli artışı, nezle dediğimiz enfeksiyonlarda görüyoruz. Soğuk havaların başlamasıyla kapalı ortamda geçirdiğimiz süre arttığı için nezle daha hızlı yayılıyor" açıklamasında bulundu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi