Sorun yönetemeyenlerde değil yönetemediklerini gördükleri ve bildikleri halde bu iktidarı 22 yıldır inadına seçenlerde.

Örneğin; muhabirin emekli bir vatandaşa “geçinebiliyor musunuz?” diye sorduğu soruya emekli vatandaşın evet 7 bin 500 lira bana yetiyor ‘ücretsiz tuvalet buluyorum. Suyumu evden dolduruyorum. Sonra da askıdaki ekmeği alıp evime gidiyorum.’ cevabını veriyor.
Ya da "Toplumun yüzde 90'ı namaz kılmıyor. Ondan sonra 'ekonomi neden böyle' diyorsunuz" ifadelerini kullanarak toplumun dini duygularını sömüren ama yeri geldiğinde domuz yemenin haram olduğunu söyleyip haramı domuz gibi yiyenlere en ufak bir cümle sarf etmeyen sahte din simsarlarına inanan cahiller.

Sonuç; kendisini askıda ekmeğe muhtaç eden ve yediği soğan ekmek için yüce Allah’a şükreden toplum.

Ne ilginçtir ki yüzde 99’u Müslüman olan toplumdan bir kişi de çıkıp “hey din temelli siyaset yapanlar, hey çakma efendi hazretleri, hey cemaat liderleri ‘bugün ekmeklik buğdayımızı namaz kılmayan Hristiyan Ukrayna'dan alıyoruz.' demiyor.

Veya ekonomik krizin ve yoksulluğun sebebi gerçekten namaz kılmakla alakalı olsaydı bugün dünyanın en yüksek gayri safi milli hasılasına sahip ülkesi Hristiyan olan İrlanda, Lüksemburg ve Singapur değil namaz kılan müslüman ülkeler olurdu.

Bunun sebebi; yüzde 99’u Müslüman (Türk) olan toplumun birçok kesiminin Müslümanlığı, İslamiyet'i ve iyi ahlakı Kuran-ı Kerim'den değil din simsarlarının anlattığı kulaktan dolma dini ve İslami bilgilerle öğrenmiş olmasıyla alakalı. Kaldıki bugün bunun aksi olsaydı toplum Kuran-ı Kerim’in emir ve yasakları bilir ve yenen kul haklarına, çocuk istismarlarına sessiz kalmazdı.

Eğer gerçekten karanlıktan aydınlığa çıkmak istiyorsak öncelikle yalanı doğruymuş gibi anlatan siyasetçi ve cemaatçilerden toplumun kurtarılması gerekir.
Yoksa aydınlatamadığımız her 4 yalan bu ülkenin geleceğinden 1 doğruyu götürür.