Şükürcüler...

Git, gençlere sor. Millet aya, yıldıza gidiyor sen hala çocuğun cebindeki telefon kaç para, üstündeki mont kaç para diye soruyorsun. Bu ülke ileri gitmesin mi? Gençler durgun, küskün... Biz konuşturmuyoruz ki onları! Emeklilere sormayacaksın. Bunlar şükürcü. Parayı alır, 'çok şükür paramızı aldık, şükür' der. Aldığı da 5 bin lira para! İnsanlar çocuğuna bir şey alamıyor. Alamaz. Sen benim gibi hayatının yarısından çoğunu yemiş bir adama sorarsan, 'çok şükür maaşımızı aldık' der. 25 yıldır emekliyim, maaşımı alamadığım bir gün olmadı ki. Bu giderse mi maaş alamayacakmışız?”
    ***
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’e dert yanan emekli vatandaş; “Memur emeklisiyim, masraflarımı yarı yarıya düşürdüm. Ona rağmen hayat kalitemin yüzde 300 altındayım” diyordu. Bu yurttaşları dinlerken, birkaç gün önce Gazi Üniversitesi Kültür Merkezinde iftar yemeğinde emeklilerle bir araya gelen Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasından alıntılar yaptım.
Diyordu ki; “İnsanoğlunun uzun hayat yolculuğunun önemli dönüm noktaları vardır. Okula başlamak, işe girmek, evlenmek, çocuklarının mürüvvetini görmek ve elbette emekli bulunmak bunlar arasındadır. Emeklilik hayatta kopmak değil, hayatın yeni bir evresine başlamaktır. Ömrünün en güzel, en verimli senelerini ailesine, ülkesine, milletine hizmet yolunda harcayan emekli kardeşlerim başımızın tacıdır. Hayatınızın ikinci baharında sizin yanınızda olmak, sizlere hizmet etmek bizim için şereflerin en büyüğüdür.”
    ***
Baş tacı dediği emeklileri düşündüm. Hayattan kopmuş, maaşlarının yüksek enflasyon sebebi ile kuşa döndüğü, “hayatının ikinci baharında” tasasız dertsiz yaşamak yerine, marketleri, pazarları dolaşmayı sosyal aktiviteden sayan insanların yanında olduklarından nasıl bahsedebiliyorlar, doğrusu anlamak zor. 
Recep Tayyip Erdoğan konuşmasına devam ederken, davette bulunan emekliler de can kulağı ile dinliyorlar! 
Konuşma devam ediyor; “Salgın döneminde dünyanın pek çok yerinde emekliler adeta ölüme terk edilirken ülkemizde üzerine en çok titrediğimiz kesim olmuştur. Aynı şekilde ülkemizin modern hastaneleri ve genel sağlık sigortası sistemi ile sahip olduğu dünyanın en güçlü sağlık altyapısı en çok emeklerimize hizmet veriyor. Parklarla, yeşil alanlarla, yürüyüş parkurlarıyla, açık hava spor tesisleri ile donattığımız şehirlerimizdeki imkanlar öncelikle sizin emrinizdedir.”
    ***
Dünyanın neresinde yaşlılar ölüme terk edildi? Bu ülkede 65 yaş üzeri pandemi döneminde eve kapatıldı. Hastane randevusu olanlar kontrellerini yaptırmaya gidemedi. Toplu taşıma yasaktı ve insanların cebinde taksi ücretini karşılayacak parası yoktu. HES kodu, seyehat izin belgesi, cezalar derken “hayatının ikinci baharını” yaşayan insanları yalnız bıraktılar. Sırf sokağa özgürce çıkabilmek adına aşı karşıtı olanlar bile aşıya zorlandı.
    ***
Oysa o bizi kıskanıyor dedikleri Almanya, ihtiyacı olanlara sosyalleşmeleri, rahat yürüyüş yapabilmeleri için özel bahçeli yaşlı bakım evleri yapmıştı. Ülkesinde yaşayan vatandaşlarına yasak koyarak değil, gerçekleri anlatarak, “sorumluluk almayacaklarını” duyurarak yurt dışına çıkmamaları konusunda uyarıda bulunmakla yetindi. Tatilin en doğal hakları olduğunu belirterek kendi ülke sınırları içinde bunu yapmalarını önerip, üzerine bir de tatil parası ödedi iyi mi?! Biz de o sırada 5 tane maskenin nasıl dağıtılamadığını izleyip, iban numaralarının mesajlarını okuyorduk.
    ***
Emeklilere hitaben konuşma devam ediyor; “Allah göstermesin ciddi bir rahatsızlığı engeli olmayan insan için yapacak işte uğraşacak hobi de bitmez. Çalışırken olduğu gibi emeklilik döneminizde de sizlerin hep yanında olacağız.Türkiye Yüzyılı’nı sizlerin tecrübesi ile birikimiyle, geniş ufkuyla şekillendireceğiz.”
Hangi para ile hobilerini gerçekliştirecek bu emekli? En düşük emekli maaşı daha yeni 7 bin 500 liraya yükseltildi. Gıda, fatura gibi harcamalardan sonra elinde kalan ne olacak ki, bir hobi peşine düşecek? Ancak kahvehane de bir çay içip, pişti oynar! 
Halktan kopmuş Cumhurbaşkanına orada bulunan bir emeklinin bunlara cevap vermesini isterdim.  
Ya da, keşke Cumhurbaşkanı cesaret edip sorsaydı orada bulunan emeklilere; “Tatil yapabiliyor musunuz? Yurt dışına hiç çıkmayanınız var mı? gibi...
Soramazlar çünkü o maaş pasaport çıkartıp, vize almaya yetmez. Onu da geçtim, Türkiye sınırları içinde bir hafta tatil yapamaz. Çoluğunu çocuğunu bir akşam yemeğine çıkaramaz!
Soramıyorsanız o zaman şükür edip, “Millet Bahçelerinde” çimlerde yuvarlanıp yatmaya devam edin.
    ***
Hah! Bir de konuşmasında; Eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, spordan sosyal yardımlara kadar ülkenin eksiklerinin tamamlanacağını ve Türkiye yüzyılını birlikte inşa edileceğine değiniyordu. 
Anlaşılan bunlar için 20 yıl yetmemiş! Biz yukarıda saydıklarını zaten bu 20 yılda kaybettik...
    ***
Erdoğan;
“En düşük emekli maaşını son düzenlemeyle 7 bin 500 liraya yükselttik” diye övüne övüne anlatmaya devam ediyor. 
Eee 1+1 dairenin kirasının bile 8 bin lira olduğu bir ülkede bu artan ücretle övünmemek olmaz zaten!
    ***
“Tarihimizde ilk defa emeklerimize bayram ikramiyesi ödemesini biz başladık. İlk olarak 2018 yılında Ramazan ve Kurban bayramlarında biner lira olarak başlayan bu ödemelerin tutarını önce 1100 liraya şimdi de 2 bin liraya çıkardık” dedi. 
    ***
Emeklilere anlat, soru sorma. Onlar şükürcü...
Gençlere anlat! 
Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi