Toprağı vatan yapan şehit ve gaziler İnsanı ulus yapan ise değerleridir...

Önce sayısı açıklanır.

Sonra isimleri.

Ve ardından Türk Bayrağına sarılı tabutlarını görürüz ekran başında.

Ve elbette "ateş düştüğü yeri yakar." Çünkü bilemezdik bu vatanın bekası için canını hiçe sayıp şehit olan askerimizin, polisimizin ve korucularımızın geride bıraktığı anne, baba, eş, evlat ve kardeşlerin içini yakan kor ateşin ne denli acı verdiğini.

Yüzünü dahi görmediğimiz, ismini yada hangi şartlarda büyüdüğü konusunda en ufak bir bilgi sahibi olmadığımız o değerlerimizdi 83 milyon Türk Halkının huzurunu sağlamak adına kendinden, ömrümden ve sevdiklerinden fedakarlık göstererek görevi başında şehit ve gazi olmaları.

Sayılar içimizi yaksada o aynı çatışma yada pusuda yaralı olarak kurtulan güvenlik güçlerimizin nefes aldıklarını ve yaşıyor olduklarını bilmek burukta olsa bir teselli oluyordu bizler için.

Hele ki sarf edilen “bu vatan için değil kolumuzu, gözümüzü, bacağımızı ölüme bile koşarak gideriz” cümlesi daha ağzı annesinden emdiği süt kokan 14 ve 15 yaşında eline oyuncak yerine silah alıp Çanakkalede destan yazan kurtuluş savaşı kahramanlarımızın bıraktığı emanetin ne denli doğru ellere teslim edildiğinin bir göstergesiydi aslında.

İçimizi bir tek şey acıtıyordu!

O da şehit ve gazilerimize gösterilen ilginin bir süre sonra yerini kaderine terk ediliyor olmasıydı. Yani yıldan yıla düzenlenen sade bir tören ve iki satır yazı ile hatırlanıyor olmak bile onları mutlu etmeye yetiyordu.

Sınırlıydı yani vefamız!

Ve sonrasın refakatçileri eşliğinde geldikleri (gözlerini kaybeden, ayağı protez olan, tekerlekli sandalyeye mahkum olan gazilerimizin 364 gün sonra tekrar hatırlanmak üzere ettikleri hüzünlü vedalar.)

Asalet mi?

Devlet ne veriyorsa onunla yetinip üstüne Allah devletimize zeval vermesin diyebilmekti!

Çünkü göğüslerinde taşıdıkları onur madalyasıydı onları böylesine asil yapan.

Bu vesile ile dağda, düz ovada görev yaparak şehit ve gazi olan bütün asker ve polisimize bu ülke insanım adına sonsuz minnet ve şükranlarımı sunuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Sönmez Arşivi

40+1!

25 Kasım 2023 Cumartesi 00:01