Yoksulluk gırtlağa dayandı

Yani açlık gırtlağa dayanmış, beyler hanımefendiler, efendiler bizimle dalga geçiyor. Pembe gözlüklerle bizi kendi yalanlarına ortak etmek istiyor. Bugün için ülkemde açlık sınırı 10 bin liraya yaklaştı, yoksulluk sınırı 26 bin 994 lirayı buldu. Bugün yine ülkemde Demokrasi ve adalet ve özgürlükler ise milyonların açlık duyduğu noktaya geldi.
Nasıl derseniz. Türkiye'de 3 milyon çocuk, kronik yetersiz beslenme yaşıyor.Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı tarafından hazırlanan ve Haziran ayında güncellenen Dünya Yoksulluk Haritası’na göre, Türkiye’de 84.3 milyon nüfusun 14.8 milyonu yeterli gıda tüketemiyor ve her ay onbinlerce vatandaşımız bu listeye ekleniyor. Türkiye’de 5 yaş altı çocukların yüzde 1.7’si yani yaklaşık 1 milyona yakın çocuk akut yetersiz beslenme yaşıyor; yani, çocuklar ihtiyaç duydukları besinleri alamadığı için gelişemiyor. Çünkü uzmanlara göre, çocuklarımız yeni dokuların yapımı için gereken iyi kalitede protein, vitamin ve mineralleri alamıyor. Yaklaşık 3 milyon çocuk ise kronik yetersiz beslenme yaşıyor.
 

İşler bu kadar de değil elbette Dostlar! Türkiye'de tutuklu ve hükümlü sayısında yeni rekor kırıldı. Bir yandan ekonomi kötüleşiyor, eğitim kalitesi bozuluyor; sosyal doku çürüyor; suç ve şiddet artıyor.Bu durumun en net yansıması cezaevleri nüfusunda görülüyor.Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesi 289 bin 974 kişi ama Ocak 2023 sonu itibariyle cezaevlerinde 341 bin 497 kişi bulunuyor. AKP iktidarı Türkiye’yi adeta demir parmaklıklarla örüyor ama artan ceza infaz kurumu ‘talebi’ karşılamıyor. Cezaevleri toplam nüfusu 340 bini aşarak cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevfikevleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 1 Ocak 2023 itibariyle Türkiye’de; 279 kapalı, 89 açık, 10 kadın kapalı, 8 kadın açık, 9 çocuk kapalı, 4 çocuk eğitimevi olmak üzere toplam 399 ceza infaz kurumu bulunuyor. Bu kurumların toplam kapasitesi 289 bin 974 kişi…
 

Cezaevleri tıka basa dolu
2021'de 272 bin kişinin olduğu cezaevlerinde bir yıl içinde tutuklu ve hükümlü sayısı 69 bin kişi artarak 340 bini geçti. 290 bin kişi kapasiteli cezaevlerinde fazladan 50 bin kişi bulunuyor. Son 17 yılda 378 ilçe cezaevini kapatan AKP iktidarı, 2016 yılından bu yana yeni ve büyük cezaevlerinin yapımını hız verdi. 2006 – 2022 yıllara arasında 269 yeni cezaevi açılırken bunlarla 216 bin 607 kişilik ilave kapasite yaratıldı. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hükümlü ve tutuklu sayısında yaşanan artış nedeniyle hız verilen cezaevi inşaatlarına son 7 yılda 30 milyar liradan fazla harcama yapıldığı belirtiliyor.
 

Tutuklu 2511 çocuk!
Adalet Bakanlığı verilerine göre, bu kişilerin 298 bin 975’i hükümlü, 42 bin 522’si tutuklu. Cezaevi nüfusunun 325 bin 009’ü erkeklerden, 13 bin 977’i kadınlardan, 2 bin 511’i ise çocuklardan oluşuyor. Cezaevlerindekilerin 118 bin 738’i açık infaz kurumu, 222 bin 759’u kapalı ceza infaz kurumunda bulunuyor.
 

Açlık yokluk sefalet
Ülkede nereye el atsanız orasının döküldüğünü elinşzde kaldığını görüyorsunuz. Hele artık bu seçim dönemine girdiğimiz günlerde vahim ötesi ağır tablo hepimizin gözünü korkutuyor. Nasıl korkutmasın ki. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun yaptığı araştırmaya göre, ocak ayında dört kişilik bir ailenin tüm ihtiyaçlarını insan onuruna yaraşır bir şekilde karşılayabilmesi için yapması gereken harcama tutarı 26 bin 994 lirayı buldu. Açlık sınırı ocakta bir önceki aya göre 737 lira artarak 9 bin 796 liraya çıktı. Gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 133 lira artarak 17 bin 198 liraya yükseldi.
 

Yoksulluk 870 lira arttı!
Ocakta yoksulluk sınırı önceki aya göre de 870 lira arttı. Bir yıl öncesine göre ise açlık sınırı 4 bin 872 lira, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama ise 7 bin 109 lira arttı. Dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır bir şekilde yoksunluk hissi çekmeden yaşayabilmesi için yapması gereken gıda ile gıda dışı harcamaların toplam tutarını gösteren yoksulluk sınırı (içki ve sigara harcamaları hariç) ise ocakta 870 lira daha artarak 26 bin 994 liraya yükseldi. Yoksulluk sınırında, son bir yıllık dönemdeki artış ise 11 bin 982 lira olarak gerçekleşti.
 

Açlık rezaleti
Ankara'da en fazla alış-veriş yapılan marketlerden derlenen fiyatlara göre, dengeli beslenebilmek için et-balık-yumurtaya aylık olarak harcanması gereken tutar bir önceki aya göre 268 lira, 2022 yılının aynı ayına göre ise 975 lira artarak 2 bin 381 lira oldu. Süt, yoğurt ve peynir için yapılması gereken harcama ocakta bir önceki aya göre 217 lira artarak 2 bin 672 liraya yükseldi. Son bir yıllık dönemde ise 1515 liralık artış oldu. Meyve için harcanması gereken para ocakta 24 lira artarken, geçen yılın aynı ayına göre ise 338 lira artarak 680 lira oldu. Sebze harcaması da önceki aya göre 110 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise 755 lira artarak 1267 lira oldu. Yetişkin erkek için 2 bin 800, yetişkin kadın için 2 bin 200, genç için 3 bin ve çocuk için de 1600 kalori esas alınarak yapılan hesaplamaya göre ocakta açlık sınırı yetişkin erkek için 2 bin 860 lira, yetişkin kadın için 2 bin 245 lira, çocuk için 1630 lira ve genç için de 3 bin 60 lira oldu. Yoksulluk sınırının belirlenmesinde gıda dışı gereksinimlerin fiyat artışları da esas alınarak yapılan araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin gıda dışındaki gereksinimlerini “yoksunluk hissi duymadan” karşılayabilmesi için gereken harcama tutarı da ocak ayında 133 liralık artışla 17 bin 198 liraya yükseldi. Ocakta dört kişinin giyim ve ayakkabı harcamaları 1011 liraya inerken, barınma (kira dahil) harcamaları 4 bin liraya, ev eşyası harcamaları 2 bin 440 liraya, sağlık harcamaları 716 liraya yükseldi.
 

Çocuk yoksulluğu içler acısı
CHP Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, "Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı tarafından hazırlanan ve Haziran ayında güncellenen Dünya Yoksulluk Haritası’na göre, Türkiye’de 84.3 milyon nüfusun 14.8 milyonu yeterli gıda tüketemiyor ve her ay on binlerce vatandaşımız bu listeye ekleniyor. Çocuklar da erken yaşta bu yoksulluk döngüsüne giriyor" dedi. Türkiye’de derinleşen ekonomik kriz en çoka aileyi ve öncelikle de çocukli vuran yoksulluk artık BM raporlarına da yansıdı. Ülkeyi mülteci cennetine çeviren AKP diğer yanda kendi öz evlatlarını yok saymaya devam ediyor.Buraya bri nokta koyarak Hugo Chavez'in şu sözlerini anımsatayım sizlere; “Yoksulluğun ilahi bir plan olduğu büyük bir yalandır. Tanrı açlık ve yoksulluk isteseydi denizde balık,ormanda meyveler armağan etmezdi. Tanrı ,insanların ulaşabileceği ve herkese yetecek kadar zenginliği tüm insanlara sunmuştur ama birileri bunların çoğunu almak için “Tanrı sizlere yoksulluk karşısında sonsuz ve mutlu hayat verecek” demektedir. Yoksulluk arttıkça ve Tanrı’nın herkes için verdiği zenginliklere birileri daha fazla el koydukça Tanrı adına konuştuğunu ileri sürerek yoksulluk karşısında “sus” diyen din adamları da çoğalmaktadır.”
 

Çocuk yaşta yoksulluk başlıyor
“TÜRK-İŞ tarafından paylaşılan Açlık ve Yoksulluk Sınırı Aralık 2022 araştırmasına göre, açlık sınırı 8 bin 130 lira, yoksulluk sınırı ise 26 bin 481 lira. Yani, milyonlarca vatandaşımız açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Asgari ücretin 8 bin 500 TL’ye çıkarılması “müjdesinin” ardından raflarda görülen artış ise, milyonlarca asgari ücretliyi, emekçiyi, emekliyi açlık sınırının altında bir hayata mahkum ediyor. Bu tablo, nüfusumuzun neredeyse yarısının açlıkla mücadele ettiğini gösteriyor. Yaşadığımız kriz ortamında, önü alınmayan enflasyon ve haneleri saran ağır yoksulluk nedeniyle, çocuklar da erken yaşta bu yoksulluk döngüsüne giriyor.
 

Çocuklar sağlıklarını yitiriyor!
Çocuklarımız ailelerinin itildiği yoksulluk nedeniyle sağlıklarını yitiriyor. Ülkemizde yoksul fertlerin yaklaşık yüzde 45’ini çocuklar oluşturuyor ve ne yazık ki Türkiye'de çalışan çocukların, çalışma nedenlerinin başında yoksulluk geliyor. Bugün Türkiye’de neredeyse 250 bin çocuk, istihdamda olduğu için eğitimine devam edemiyor. Bu ülkede yüzbinlerce çocuk okulda olması gereken yaşta ailesinin yoksulluğu nedeniyle çalışmak zorunda kalıyor ve hatta arkadaşlarıyla oyunlar oynayamak yerine çalıştıkları iş yerlerinde hayatını kaybediyor. Bu gerçek acilen görülmeli ve çocuklarımızın sağlıkla büyüyeceği bir ortam yaratılmalıdır. Ülkemizin sağlıklı bir geleceğe sahip olması buna bağlıdır. Türkiye'de uygulamadaki yanlışların en başında, çocukların üstün yararının değil çocukla ve gençlerle ilgili alınan tüm kararların merkezinde sadece gelecek nesilleri şekillendiren ideolojik çıkarların var olması geliyor.Çocuklara yapılacak olan sosyal yatırımlar kısa vadede daha sağlıklı ve donanımlı bir kuşak yaratacak, uzun vadede ise fırsat eşitsizliklerinin son bulması ve toplumsal eşitsizliklerin azalması, ekonomik büyümenin gerçekleştirilmesi, suç oranlarının düşürülmesi ve toplumsal barış ortamının sağlanması gibi çok önemli katkılar sağlayacaktır. Çocuklar ile ilgili izlenen politikalarda bu gerçek unutulmamalıdır.

Eğitim giderleri fırlayınca!
Öğrencilerin eğitim giderleri, yüksek enflasyon nedeniyle çok yükseldi. Aileler, çocukların eğitim giderlerini karşılamakta zorlanırken, tam gün eğitim-öğretim yapılan devlet okullarında öğle yemeği verilmediği için, çocuklarına okul kantininden yemek alabilecekleri bir harçlık vermek ya da evden bir beslenme çantası hazırlamak, halihazırda açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca aile için mümkün olmuyor. Milyonlarca dar gelirli aile, çocuklarına evde de sağlıklı beslenme imkanı sağlayamıyor. Okullarda ücretsiz olarak bir öğün yemek ve su verilmesi ihtiyacını ve önemini burada bir kez daha vurgulamak istiyorum.
 

Kantinden yiyecek

alamayanlar ne olacak?
Eğitim- Sen Antalya Şubesi tarafından 2023 Ocak ayının ilk haftasında Antalya’nın farklı merkez ilçelerinde 52 okulun kantininde yapılan anket sonuçlar ise, öğrencilerimizin okulda besine erişimi ile ilgili gerçekleri gösteriyor. Bu ankete göre öğrencilerin yüzde 52’si kantinden yiyecek alamıyor! Kantinden yiyecek alamayan öğrencilerimizin çoğu, evden de yiyecek getiremiyor; yani sağlıklı ve düzenli beslenme ile zihinsel ve bedensel gelişimlerinin önemli oranda tamamlandığı yaşlarda olan öğrencilerimiz günü yemek yemeden tamamlıyor.
 

Yüzde 100'den fazla artış var
Yiyecek alıp da yanında içecek alamayanların oranı ise yüzde 74. Kantin fiyatlarının geçtiğimiz yıla göre yüzde 100’den fazla arttığı da ankete yansıyan bir diğer bulgu. Ayrıca, daha ucuz olduğu için okul dışından sağlıksız yiyecekleri satın alan öğrencilerin sayısının da arttığı, bu anket ile tespit edildi. Geçtiğimiz yıl bir kantinde 83 tost satılırken bu yıl 51 tost satıldığı, geçtiğimiz yıl 91 simit satılırken bu yıl 59 simit satıldığı, geçtiğimiz yıl 37 öğrenci kantine borç yazdırıyorken, bu yıl bu sayının 55’e yükseldiği sonuçları ankete yansıdı.
 

Aç gidip aç geliyorlar
Eğitim Sen’in "2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Başında Eğitimin ve Okulların Durumu" başlıklı raporunda ise, Türkiye’de çok sayıda öğrencinin okula kahvaltı yapmadan gittiğini, birçok öğrencinin okulda yemek yemeden günü tamamladığı ve eve döndüğünü belirtiliyor.
3 milyon çocuk, kronik yetersiz beslenme yaşıyor! Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı tarafından hazırlanan ve Haziran ayında güncellenen Dünya Yoksulluk Haritası’na göre, Türkiye’de 84.3 milyon nüfusun 14.8 milyonu yeterli gıda tüketemiyor ve her ay onbinlerce vatandaşımız bu listeye ekleniyor. Türkiye’de 5 yaş altı çocukların yüzde 1.7’si yani yaklaşık 1 milyona yakın çocuk akut yetersiz beslenme yaşıyor; yani, çocuklar ihtiyaç duydukları besinleri alamadığı için gelişemiyor. Çünkü uzmanlara göre, çocuklarımız yeni dokuların yapımı için gereken iyi kalitede protein, vitamin ve mineralleri alamıyor. Yaklaşık 3 milyon çocuk ise kronik yetersiz beslenme yaşıyor. Çocuklarımızın sağlığı ile ilgili aile hekimleri tarafından yapılan bir araştırma ise, yoksulluğun çocukların sağlığı üzerindeki etkisini kanıtlar nitelikte. 1049 çocuk ile yapılan bir araştırmaya göre, çocukların dörtte biri çok düşük kilolu. Hekimlerin çalışmasına göre, lise öğrencilerinin yüzde 13,2’si beslenme eksikliği nedeniyle olması gereken kilonun altında. Bu oran ilkokulda yüzde 14,9’a, ortaokulda ise yüzde 19,8’e yükseliyor.
 

Kansızlık oranı yüzde 87!
Çocuklarda kansızlık görülme sıklığı ise ilkokula gidenlerde yüzde 87, ortaokula gidenlerde yüzde 74,2, liseye gidenlerde ise yüzde 64,2. Aynı çalışmanın sonuçlarına göre, ülkede kız çocuklarının yüzde 85,2’si, erkek çocuklarının ise yüzde 68,6’sı kansızlıkla mücadele ediyor. Yani beslenme yetersizliği önemli sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor; aynı zamanda çocukların öğrenme ve başarısı üzerinde de olumsuz etki yaratıyor. Öğretmenlerin yüzde 97,5’i öğrencilerin dengeli ve düzenli beslendiklerini düşünmüyor! Eğitim-İş Bursa Şubesi tarafından yapılan “Öğrencilerde Sağlıklı Beslenme Düzeyi Araştırması” Bursa’da 17 ilçedeki okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyindeki resmi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenler ile gerçekleştirilmiş, toplam 2167 öğretmenin inceleme, gözlem ve tespitlerinin derlenmesi ile raporlaştırılmıştır.
 

Yüzde 9.95 süt içiyor !
Araştırmaya katılan öğretmenler, sorumlu oldukları öğrencilerin yalnızca yüzde 9,95’inin her gün düzenli olarak (evde veya okulda) süt içtiklerini belirtmişlerdir. Araştırmaya katılan öğretmenlerden yüzde 97,5’i öğrencilerin dengeli ve düzenli beslendiklerini düşünmediğini, yüzde 2,5’i ise öğrencilerin sağlıklı ve dengeli beslendiğini düşündüğünü belirtmiştir.
Araştırmaya katılan öğretmenler, sorumlu oldukları öğrencilerin yüzde 31’inin evde kahvaltı yaptığını, yüzde 44’ünün okulda beslenme çantası ya da kantin yoluyla kahvaltı yaptığını, yüzde 25’inin ise herhangi bir yolla kahvaltı yapmadığını belirtmişlerdir. Araştırmaya katılan öğretmenler, sorumlu oldukları öğrencilerin yüzde 12,5’inin her gün düzenli olarak (evde veya okulda) yumurta yediklerini belirtmişlerdir.
 

Araştırmaya katılan öğretmenler, öğrencilerin beslenme çantası ya da kantin yoluyla aldıkları gıdaların yüzde 6,7’sinin besleyici gıdalar (süt, meyve, sebze vb.) olduğunu, yüzde 93,3’ünün de unlu mamuller (simit, poğaça, tost vb.) olduğunu bildirmişlerdir. Mayıs 2022’de yapılan bu araştırmanın ardından geçen sürede ülkemizde artan ekonomik kriz ve yoksulluk nedeniyle, bu tablonun çok daha kötüye gittiğini söylemek mümkün!

Son SÖZÜM : Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz... Biz ise, ortadan kaldırılmış yoksulluk... O yüzden anlaşamıyoruz... Victor Hugo
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi