Sorun CHP Genel Başkanlarında mı yoksa kurultay delegelerinde mi?

O zaman konuyu şöyle ele alalım; Sayın Deniz Baykal’ı 1992-2010 yılları arasında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı koltuğuna oturtan ile Sayın Kılıçdaroğlu’nu 2010 - 2023 .. arası CHP Genel Başkanlık koltuğuna oturtanların CHP Kurultay delegelerinin olduğunu söylemekte bir sakınca yok diye düşünüyorum.

Peki geride kalan bu 31 yıllık süre zarfında CHP kaç seçim kazandı?

Hiç!

Bilindiği üzere sol görüşlü, CHP’li ve aynı zamanda Atatürkçü bir gazeteciyim. Bugüne kadar CHP’ye yaptığım her eleştiri sonrası tarafıma “sen nasıl CHP’lisin” sorusuna maruz kalsam da gördüğüm yanlışlara sessiz kalarak birilerinin yanlışını doğru yapma hevesi içine hiçbir zaman girmedim.

Dün Deniz Baykal dönemini 6 okun yanına hizipçiliğide ekleyin 7 olsun diye eleştiren ben bugün aynı eleştiriyi Sayın Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olduğunda “CHP’nin Atatürkçü çizgiden çıkarılmasına nasıl destek verdiğinizi iyi izleyin” demiş ve partiye monte edilen Canan Kaftancıoğlu, Sezgin Tanrıkulu ve Atatürk’e “kefere kemal” diyen Mehmet Bekaroğlu örnekleri benim ne demek istediğimi daha anlaşılır hale getirmişti.

Bu durum da yapılması gereken birinci öncelik CHP’nin demokrasi yerine antidemokrasi sevicilerden temizlenip Atatürkçü, özgürlükçü, çağdaş ve halkçı çizgiye geri getirilmesi için adımın atılması kalıyordu ve bunu yapacak olanda delegelerdi. Lakin katıldığım bir çok delege seçimlerinde şahit olduğum şey delegelerin hali hazırda CHP Genel Başkanı olan kişiye taraf olanlardan seçilmesi için pek kıymetli milletvekillerinin, Belediye Başkanlarının, CHP il ve ilçe başkanlarının halkın hür iradesini gasp ederek kendi çıkarlarına hizmet edecek delegelerin isimlerinin yazılı olduğu kağıtların havada uçuştuğunu görmekti.

Oysaki bizler Ak Partinin demokrasiye, halkın özgür ve hür iradesine ipotek koyduğunu söylerken bugün aynı uygulamayı CHP içerisinde görür hale gelmek üzücü bir durumdu. Demek ki AKP ile uğraşırken CHP’nin Y-CHP olmasını, Atatürkçü çizgiden çıkarılmasını, partiden Atatürkçülerin tasviye edilerek Atatürksüzlerin partiye monte edilmesini görememiştik.

Ve benim asıl merak ettiğim bu ülkenin yüzde 80 i Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Atatürk’e minnet duyarken bugün o aynı Atatürk’ün emaneti olan CHP’ye neden güvenilmediği idi. Eğer bunun aksi olsaydı bugün CHP yüzde 25 ile değil yüzde 60 ile seçimi kazanırdı. Şimdi hal böyle olunca alkışı hak eden yüzde 25’i başarı olarak görenler mi? Yoksa 15 milyon CHP seçmeninin, 1 milyon 200 bin CHP üyesinin kaderini inadına Baykal inadına Kılıçdaroğlu ve yarın da inadına İmamoğlu diyecek olan 1275 delege mi olmalıydı.

Madem ki CHP demokrasiyi savunan bir partiydi. O zaman milyonların kaderini 1275 delegeye bırakmak yerine bu işi seçim mantığı ve sandık ile çözmek daha akıllıca olmaz mıydı? Yani bunu 1275 delege ile değilde 1 milyon 200 bin CHP üyesinin önüne sandık konularak yapmak daha demokratik olabilirdi diye düşünüyorum.

Anlamadığım bir diğer konu da; Tekirdağ’ın birçok ilimizin seçmen sayısından fazla olduğu halde örneğin; 2018 Cumhurbaşkanlığını baz alırsak seçmen sayısı 706 bin 445 olan Van’da CHP’nin yüzde 2.17 (6 bin 964) kişiden oy almasına karşın 15 delegeye. 756 bin seçmeni olan Kahramanmaraş’ın yüzde 9.17 (57 bin) oy ile 16 delegeye. Aldığı yüzde 2.17 (2 bin 789) oy ile 306 bin 590 seçmeni olan Ağrı 8 delegeye sahip olurken 857 bin 257 seçmeni olan Tekirdağ’da CHP’ye yüzde 38,8 (267 bin) oy çıkarken sadece 12 delegeye sahip olmasıydı.

Oysaki delegeler illerin başarısına göre belirlenmiş olsaydı ki olması gereken de buydu. Bugün Tekirdağ’ın 12 değil 26 delegesi, Van’ın 15 yerine 1 delegesi, Kahramanmaraş’ın 16 değil 6 ve Ağrı’nın da 8 değilde 1 delegesi olması daha hakkaniyetli olurdu diye düşünüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hakan Sönmez Arşivi

40+1!

25 Kasım 2023 Cumartesi 00:01