Uykumuzda bile bu kadar rüya görmüyoruz...

“Önce Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde önünü açın, biz de İsveç'in NATO'ya önünü açalım” dense de o tren Biden yüzümüze güldüğünde istasyonu terk etmişti.

Kaldı ki, 10 milyonun üzerinde mülteci barındıran, insan hakları mahkemesi ve uluslararası hukuku tanımayan, 4 tarafı denizle çevrili ülkenin 4 tarafının tarikat ve cemaatle çevrilmesine göz yumulan, depremde, selde, yangında halkına iban vererek para dilenen, tarım ve hayvancılığı bitirilen, milyonlarca insanı açlık sınırında yaşayan, gençleri geleceğe güvenle bakamayan, eğitimi bitme aşamasına getirilen Türkiye’ye vize dahi verilmezken AB’ye gireceğimizi düşünenlere en güzel cevabı İtalya Başbakanı Meloni "Türkiye’nin AB üyeliği gündemimizde değil." Cümlesiyle vermişti.

Gelelim İsveç’e.
Dün “İsveç’e; mukaddes kitabımız kuranı kerimin yakılmasına, yırtılmasına müsade ettiğiniz sürece sizin Nato’ya girmenize asla evet demeyeceğiz.” ‘İsveç terör örgütlerinin kuluçka yuvasıdır’ denirken bugün o aynı İsveç’in NATO üyeliğine evet demek.

Demek ki evet’e hayır, vermem deyip veriyor olmak bizde gelenek haline gelmişti. Örneğin; “bu fakir bu görevde olduğu sürece o terörist’i alamazsınız.
(Rahip Brunson ABD de)

Suudi Arabistan bizden belgeleri almak istedi. Belgeleri dinletiriz ama vermeyiz. (Kaşıkçı belgeleri Suudi Arabistan da)

Ve şimdi de İsveç’in NATO üyeliğine asla evet demeyiz. (Evet dedik ve İsveç NATO’da)

Peki neden İsveç’in NATO üyeliğine evet demiş olabilirdik.

Şöyle izah edeyim. Rusya ile yakınlaştığımız dönemlerde Rusya Ukrayna savaşı yoktu. Haliyle yaşanan savaş sebebi ile Rusya hem ekonomik hem de politik açıdan yara aldığı için bizim ekonomik açıdan güçlü ülkelerin yanında yer almamız gerekiyordu. Çünkü yerel seçimler yaklaşırken elimizde satılacak cumhuriyetin birikimleri kalmadığı için haliyle hazineyi doldurmanın tek alternatifi halktan vergi adı altında para toplamak kalıyordu. Lakin yerel seçimlere kadar kaynak bulunmaz ve sürekli halkın sırtına yüklenip ekonomi ayakta tutmaya çalışılırsa bu sadece Ak partinin final düdüğünü çalmakla kalmaz aynı zamanda Ak Partinin Anayasa ve Rejim değişikliği hayallerini suya düşürür.

Bu arada Putin’in Türkiye ziyaretini iptal etme gerekçesinin Türkiye’nin İsveç ve Ukrayna’nın NATO üyeliğini desteklemesiyle alakalı olduğunu söylemeye gerek yok diye düşünüyorum.

Bence artık tek adam, dünya lideri, avrupa bizi kıskanıyor ve dış politikada söz sahibiyiz gibi cümleler sarf etmek yerine bizi İsveç’in NATO üyeliğine “evet” dedirten asıl sebebin ve 650 milyar dolar dış borcu olan Türkiye’nin ısrarla neden para babası ABD, AB ve Araplara borç alabilmek için boyun eğdirildiğini sorgulanması gerekir.

Keza dün darbe yapmakla darbe destekçisi olmakla suçladıkları Körfez’in kral, şeyh ve prensleri bugün birilerinin göz bebeği haline gelmişti. Ve o birilerini Arapları Türkiye semalarına çıkarıp emlakçı edasıyla parsellerimizi para alabilmek uğruna “ne isterseniz veririm” demesi yakındır. Çünkü ekonomisi çöken bir ülkeye kimse babasının hayrına borç vermez.

Umarım artık uyanırız.
Yoksa Bakan Nebatinin “uyuyun 6 ay sonra uyandığınızda ekonomiyi göreceksiniz” demesi gibi eğer yine uyur ve 6 ay sonra uyanmaya razı olursak Türkiye Cumhuriyeti Devletini mumla arayacak hale gelebiliriz.

HknSnmz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Sönmez Arşivi

40+1!

25 Kasım 2023 Cumartesi 00:01