Kemal Kılıçdaroğlu’nun helalleşme ve başörtüsü açılımı

Sayın Kılıçdaroğlu’nun helalleşmek adı altında "Burada bizim de yanlışlarımız oldu geçmişte. Değişmeyi ve öğrenmeyi bildik. Şimdi bir sonraki aşamaya geçme zamanı" söylemi sadece şahsını ilgilendirir.  

Çünkü ben CHP’nin böyle bir helalleşmeye ya da günah çıkaracak bir geçmişe sahip olduğunu asla düşünmüyorum.


Eğer Sayın Kılıçdaroğlu’nun helalleşmeye gerçekten ihtiyacı var ise o zaman 1992-2010 yılları arası CHP Genel Başkanlığı yapmış (Rahmetli Bülent Ecevit’i CHP den koparıp DSP’yi kurmak zorunda bırakan) Ak Partili Cumhurbaşkana kıyak yapan hizipçi Sayın Deniz Baykal ile 2010 yılından beri CHP Genel Başkanlığı yapıp Ak Partili Cumhurbaşkanı karşısında 10 defa seçim kaybeden, Atatürk düşmanı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı olarak CHP seçmenine zorla seçtiren, terörist cenazelerine katılan Sezgin Tanrıkulu’na CHP’nin kapılarını açan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ten "Mustafa Kemal" diye söz eden, Canan Kaftancıoğlu ve Atatürkçülükle alakası olmayanları partiye monte ettiği için Sayın Baykal ile kol kola girip köy köy, mahalle mahalle dolaşarak CHP seçmeninden helallik istesin.


Bu arada sadece Canan Kaftancıoğlu değildi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten “Mustafa Kemal” diye söz eden. Mesela Sayın Kılıçdaroğlu’nun geçmiş videolarını izlerseniz Canan Kaftancıoğlu gibi kendisinin de “Mustafa Kemal” söyleminin sonuna Atatürk eklemediğini görürsünüz.


(Atatürk’ten her bahsettiğinde “Gazi Mustafa Kemal Atatürk” diye hitap eden Sayın Bahçeli’ye sonsuz teşekkür ve saygılarımı sunuyorum.)


Gelelim Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Bu meseleyi toplum olarak aşma, geride bırakma zamanı. Kadınların giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkarıyoruz. Kanun teklifimizi grup toplantımızın ardından Meclis'e vereceğiz." Dediği ‘başörtüsü sorunu' söylemine.


Yanılmıyorsam Sayın Kılıçdaroğlu başörtüsü ile türbanı karıştırıyor. Yoksa yasak olanın asırlardır anadolu insanının ve annemin de taktığı başörtüsünün değil türban olduğunu bilirdi.


Peki Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışı yanlış mıydı?


Bana göre değildi.

(Şimdi adamı helalleşmeyle yerdin başörtüsü ile övdün diyenleriniz mutlaka olacaktır.)


O zaman şöyle devam edeyim.


Bilindiği üzre türban AKP Hükümeti için bir seçim yatırımı haline dönüşen karlı bir materyaldi. Ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesi de ister istemez AKP tarafından rahatsızlığı sebep olacaktı. Çünkü Sayın Kılıçdaroğlu’nun karşısında 21 yıldır bu ülkeyi dinle, imanla, elde sallanan Kuran-ı Kerim, camide içki içtiler söylemi ve benim kapalı bacıma saldırdılar “yalanları” ile partisini ayakta tutmak adına bu toplumun zaafını kullanmayı çok iyi bilen bir iktidar vardı. Haliyle bu tasarıyı kabul etmeleri demek Ak seçmenini kandıracak materyallerin azalacağı anlamına gelirdi. Ve o söylemekten büyük keyif aldıkları “bu CHP’liler varya bu CHP’liler işte bu CHP’liler camileri ahır yaptı” yalanlarının bir hükmü kalmayacaktı.


Kaldı ki bunlardan Rahmetli Bülent Ecevit’in mecliste türban ile ilgili yaptığı konuşmasında gösterdiği dik duruş ve siyaset adamlığını görmek ya da beklemek “havanda su dövmek” gibi olurdu.


Ve umarım Sayın Kılıçdaroğlu ve 6’lı masa bu hamleleri sonuçlarının neleri doğurabileceğini düşünerek yapıyordur. Yoksa “Hey bay Kemal tek sorun başörtüsü (türban) değil eğer samimiysen başörtüsünün yanına ‘burka, peçe, sarık ve şalvarı’ da ekleyelim diye bir öneri de bulunursa işte o zaman hem 6 kişilik ittifakın 2 kişilik ittifaka karşı nasıl mağlup olacağını hemde AKP Hükümetinin 2023 hedefine ulaşmasına ve sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin nasıl satıldığına hep birlikte şahit oluruz.


Saygılarımla


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Sönmez Arşivi

40+1!

25 Kasım 2023 Cumartesi 00:01